PKK’nın basını yalan ve dezenformasyon makinası

Kurd24

Bana göre insanlığın en eski işlevlerinden biri, insanın kendi yaptıklarını anlatmasıdır. Çağdaş dünyada da bu işlev, propaganda olarak tanımlandı. Doğal olarak tek tek insanlar, insan grupları, insanların oluşturduğu birlikler, kurumlar, yaptıkları işleri anlatma gereği görmüşlerdir. Bu işlev, daha önceleri sözlü olarak dar bir alanda yürütülen bir işlevdi. İlişkilerin kapasitesi ve kapsamına göre bir çerçeve ve nitelik kazanıyordu. Çağlar değiştikçe insanlar ilişkilerinde bir genişleme ve farklılaşma oldukça, bu işlevin hem kapsamı değişti ve hem de araçları çeşitlendi.

Tarihsel süreç içerisinde olaya baktığımızda toplumların aydınlanmasında, reaksiyon göstermesinde basının önemli bir rolü vardır. Bu reaksiyon gerek iktidara, gerekse muhalif olanlara yönelebilir. Ancak burada önemli olan basının büyük kitleler üzerindeki etkisidir. 20. Yüzyılda propaganda araçlarında niteliksel değişiklik oldu. Bilgi toplumu koşullarında iletişim ve propaganda araçları başlı başına bir önem taşıdı ve bir büyük sektöre dönüştü. Toplumları ve devletleri çok köklü etkilemeye başladı. Bu dönemde kategorik bir yapıya kavuşarak, basın-yayın (kitle iletişim) organları olarak tanımlandı.

Basın-yayın (kitle iletişim araçları), günlük dilde radyo, televizyon, gazete, dergi gibi elektronik veya yazılı basın organlarını anlatmak için kullanılan bir terimdir. Dar anlamıyla basın, sadece gazete ve dergileri kapsamaktayken geniş anlamda basının belirli zamanlarda basılıp, her çeşit haber ve fikirleri topluma ulaştıran tüm yayın ürünleridir. Genellikle günlük basın ürünlerine gazete, haftalık, on beş günlük ve aylık basın ürünlerine de dergi denilmektedir.

Basılı medya: Broşür, afiş, kitap, gazete, dergi,

Görsel-işitsel medya: Film, radyo ve televizyon

Yığın depolama ortamı (örneğin, CD, DVD)

İnternet siteleri.

Basın yayın ve kitlesel iletişim araçlarının günümüzdeki büyük rolü tartışmasızdır. Bundan dolayı “dördüncü kuvvet” olarak tanımlanması tesadüf değildir. Toplumlarda ve devletlerde çok iyi gelişmelere yol açacağı gibi; olumsuz, felaket gelişmelere de yol açabilir. Buna rağmen toplumlarda ve devletlerde bu araca vurulması olmazsa olmaz bir konumdadır. Basın yayın organları, demokratik toplum ve devletlerle demokratik olmayan (otoriter, totaliter, faşist, diktatoryal) toplum ve devletlerde farklı misyonlara sahiptir.

Demokratik devlet ve toplumlarda basın yayın organları iki misyona sahiptir.

Basın yayın organlarının bir bölümü, iktidar ve hükümete destek olur. İktidarın ve hükümetin yaptıklarını doğru, iyi, güzel göstermeye çalışır. Ama zaman zaman da iktidarı ve hükümeti eleştiriler. Demokratik toplumlarda, iktidarın basın yayın organları karşısında, muhalif basın yayın organları vardır. Bu yayın basın yayın organları da iktidarı eleştiriler. Halkı iktidarın olumsuz eylemlerinde, uygulamalarından, projelerinden dolayı uyarırlar, bilinçlendirirler, bilgilendirirler. Bu muhalif basın yayın organlarının görevi hep iktidarı karalama değildir. İktidarın yaptığı olumlu şeyleri de anlatmaya da çalışırlar.

Basın yayın organları, otoriter, totaliter, faşist, devletlerde ve toplumlarda her zaman iktidarlara, diktatörlere hizmet ederler. Diktatörlüğün devam etmesi için vazife görürler. Halkın aklını otoriter, totaliter, faşist düşüncelerle doldururlar. Halkın düşünme yetisini elinden alırlar, diktatörlüklerin yaptıklarına karşı tepki göstermesini engeller, kayıtsız desteklenmesini sağlar.

Hiç şüphe yok ki, muhalif olan, olmayan örgüt ve siyasi partiler de basın yayın organlarından istifade ederler. Onlar da demokratik ve demokratik olmayan karakterlerine göre basın yayın organlarını kullanırlar.

Demokratik örgüt ve partiler, iktidarda olsunlar ya da olmasınlar, basın yayın organlarını demokratik kültür ve hukuk çerçevesinde işletirler. Yalana başvurmazlar. Olayları çarpıtmazlar. Manipülasyon yapmazlar. Hukuka göre hareket ederler. Hakaret yapmazlar. İnsan hak ve özgürlüklerine saygılı davranırlar. Ayrımcı ve ötekileştirici rol oynamazlar. Nefret yaymazlar.

Demokratik olmayan, şiddet yanlısı terörist örgütlerin basın yayın organlarında hukuka, insan hak ve özgürlüklerine saygı gösterilmez. Halkı korkutmak, sindirmek, olayları çarpıtmak, yalan haberler yaymak, manipülasyon ve dezenformasyon en önemli özellikleridir.

PKK, devletlerin bir projesi terörist, amaçsız, Kürt değerlerine düşman bir örgüt olarak bu kapsam ve çerçevede olan basın yayın organlarına sahiptir. Son 30 yılda da güçlü bir basın yayın organları mekanizmasıyla Kürt toplumunda ve Kürt entelektüel-siyasa dünyasında oldukça olumsuz bir rol oynamaktadır. PKK basın yayın organlarında sahip olduğu tekçi ve faşizan ideoloji ile taraftarlarının ve üyelerinin beynini yıkama stratejik amaçlarından biridir. Bu nedenle PKK içinde ve dışında bir müritlik, körü körüne bir bağımlılık, şiddete ve kötülüğe yatkın bir durum söz konusudur.

PKK basın yayın organlarında, otoriter, totaliter, faşist, Kemalist, Baasçı, Stalinist düşüncelerin yaygın ve derinliğine propagandasının yapıldığı; Kürtlüğe düşmanlığın taraftarlara ve halka benimsetilmeye çalışıldığı bir konumdadır. Bu demokratik olmayan sisteme temel oluşturmaktadır. Bundan dolayı PKK kendi dışındaki siyasi parti ve örgütleri meşru kabul etmemekte, düşman görmektedir. Onları ortadan kaldırmak için zor ve şiddete başvurmaktadır. Bu nedenle Kürdistan parti ve örgütlerinin liderlerini, siyasi kadrolarını, üye ve taraftarlarını katletmiştir.

PKK, Kürdistan örgüt ve partilerine düşmanlığı, onları tasfiye etme eylemini, sadece Kürdistan’ın Kuzeyinde değil, Kürdistan’ın bütün parçalarında sürdürmektedir. PKK, basın yayın organları kanalıyla, kendi içindeki ve dışındaki muhalefeti de meşru göstermemektedir. Bu anlayışının sonucu on binlerce Kürt yurtseverinin öldürülmesine yol açmıştır. Günümüzde de bu işlevini sürdürmektedir. PKK basın yayın organlarında her Kürt yurtseverine, Kürdistan parti ve örgütlerine, onların lider ve yöneticilerine yönelik pervasızca hakaret yapılmaktadır. Kendi doğruları dışındaki hiçbir doğruyu kabul etmemektedir. Oysa doğrular ona yabancıdır. Doğruların çarpıtılması onların ana görevidir.

PKK basın yayın organları, Kürt milli değerlerine karşı (bayrak, marş) bir karalama fonksiyonunu oynamaktadır. Kürtler ve Kürdistan’la ilgili tüm gelişmeleri çarpıtmaktadır. Kürdistan’da PKK’yı tanıyan Kürt yurtseveri aydınlar ve siyasiler PKK’nın basın yayın organlarının söylediklerine inanmamaktalar. Onların oyununa gelmemekteler. Halkı, onların bu yalanları ve çarpıtmaları, manipülasyonları hakkından aydınlatmaktadırlar.

Ne yazık ki, sıradan birçok insan, PKK’nın basın yayın organlarının yalanlarına, manipülasyonlarına kanmaktadırlar. Kürt ve Kürdistan değerlerine karşı bir pozisyon içine girmektedirler. Aynı zamanda bazı aydınlar ve siyasiler de bilmeyerek PKK basın yayın organlarının yaptığı yalan propagandasının, olayları çarpıtma eyleminin etkisi altına girerek, Kürt ve Kürdistan’a zarar vermektedirler. Bu da halktan bazı insanların aldatılmasına yol açmaktadır. Bazı aydınlar ve siyasiler de kendi kişisel, günlük siyasi çıkarlar için PKK’nın yalanlarını bile bile kabul etmekteler. Bu tutumlarıyla da halkın bir kesiminin kandırılmasına sebep olmaktadırlar.

PKK’nın basın yayın organları, 30 senedir Kürtlüğü yok etmek isteyen bir devlet projesi olarak, Kürtlüğün ve Kürdistan bağımsızlığının güvencesi olan Barzanilere, KDP’ye, Kürdistan Başkanı Mesud Barzani’ye karşı bir karalama kampanyası, tarihi gelişmeleri çarpıtma eylemi içindedir. Bu yaklaşımının sonucu olarak, sömürgeci devletlerin de desteğini alarak binlerce Pêşmerge’nin şehit olmasına sebep olmuştur. Önceleri amacı özgürleşen Kürdistan alanını ortadan kaldırmaktır.

PKK’nın bunu yapmasının güncel amacı da Kürdistan Bölgesi’ni yıkmaktır. Barzanileri, KDP’yi, Başkan Barzani’yi tasfiye ettiği zaman amacına rahatlıkla ulaşacağının hesabını stratejik anlamda yapmaktadır. Kürt örgüt ve partilerinin, Kürt yurtseverlerinin, Kürt sivil örgütlerinin, kanat önderlerinin, tüm Kürtlerin, PKK’nın basın yayın organlarına aldanmaması gerekir. Bu yaklaşımla Kürtlük, Kürdistan, Kürt milli değerleri korunabilecektir.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir