Irak’ta cumhurbaşkanlığı ve hükümet sorunu / CHP ve HDP Kürtler için 'hayır' demediler!

Kurd24

Irak’ta genel seçimler 10 Ekim 2021 tarihinde yapıldı. Arap ve Kürt siyasetçilerinin, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler gözlemcilerinin yaptıkları açıklamalara göre genel seçimler olumlu sonuçlandı. Beklenen bir terör eyleminin olmaması ya da alınan tedbirlerle terörün engellenmesi, seçim döneminin en önemli başarılarından biri oldu. Herkesi de sevindirdi.

Ayrıca Irak’ta genel seçimlerin olumlu ve sorunsuz sonuçlanması, federal sisteminin yerli yerine oturtulması, demokrasi geleneğinin gelişimi açısından da önemli bir işaret olduğunu düşünüyorum.

Irak’ta büyük sivil ayaklanmalar sonrası başbakanın değişmesi ve erken seçime gidilmesinden sonra sorun yeni bir aşamaya gelmiş durumdadır. Bu aşama, meclisin resmi toplantı yapması, cumhurbaşkanı seçimi, hükümetin kuruluşu sorunudur. Bu konuların geçmişte olduğu gibi çok ertelenmemesi gerekir. Çünkü Irak federal devletinin yapacağı çok işler var, bölge stratejik olağanüstü ve hassas bir dönemden geçmektedir.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde geçmişteki yanlış yapılmamalıdır.

Bilindiği gibi anayasal olmasa da, federal sistemin karakteri ve eşitlik gereği, cumhurbaşkanının Kürtlerden, başbakanın Şii Araplardan, meclis başkanının Sünni Araplardan seçilmesi bir konsensüs olarak benimsendi. Bu konsensüs 2005’ten bu yana da devam ediyor.

Geçen dönem cumhurbaşkanlığı seçiminde hem Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ve hem de İran’a bağlı ırkçı Arap tarafı bu geleneğe uymadı. Arap ırkçılarının ayak oyunları ve KYB’nin komplosu sonucunda Kürtleri temsil etme yetki ve gücünde olmayan, partisi ile seçime girip kazanamayan Berhem Salih cumhurbaşkanı seçildi. Bu dönem cumhurbaşkanlığının KDP’nin hakkı olduğunu seçim sonuçları da konsensüs da ortaya koyuyor. Bunun tersi bir davranış, federal sistemde büyük bir sorun ve krize yol açar. Kürdistan Bölgesi ve federal hükümet arasındaki ilişkileri oldukça olumsuz etkiler.

 KDP’nin de bu konuda önceden gerekeni yaparak yanlışa yol açmaması gerekir.

2005 yılından itibaren federal hükümetin kuruluşunda federalizmin eşitlik kuralı geçerli değildir. Bundan dolayı erken seçim sonrası ortaya çıkan olumlu ortam ve sonuçlara bağlı olarak, federal sistemin genel anlamda gözden geçirilmesi ve federal anayasanın uygulamaya geçmesi için gerekli düzenlemelerin yeniden yapılanmanın yapılması gerekir.

Irak’ta gerçek anlamda bir federal sistem işleyişi yok. Bu da devleti ve hükümeti tekçi ve Arap milli devlet yapısının devamını sağlıyor. Bu statünün kesinlikle değişmesi, federal sistemin eşitlik ve demokratik kurallarına göre hükümet, Kürtler ve Araplar arasında eşitlikçi bir tarzda kurulmalıdır. Bu konuda KDP’ye önemli görevler ve sorumluluklar düşüyor.

Irak’ta cumhurbaşkanlığı seçimin ve hükümetin kuruluşunun geçen dönemlerdeki gibi olmayacağı Kürdistanlıların büyük beklentisidir. Ayrıca eski durumun devamı, federal sistemde Kürtler ile ilişkilerde, Kürdistan Hükümeti ile federal hükümet arasında sorunlar ve çelişkiler kaçınılmaz hale gelir.

CHP KÜRTLER İÇİN TEZKEREYE “HAYIR” DEMEDİ

Son günlerde CHP’nin Irak ve Suriye tezkeresine “hayır” oyu verdiği için şiddetli tartışmalar devam ediyor. Bu tartışma haklı olarak HDP’nin “hayır” tutumuyla birlikte devam ettiriliyor.

CHP tezkereye neden “hayır” dediği gerçeklerin dışında gerçeklerle kendi tavrını ahlaki olmayan bir şekilde açıklamaya çalışıyor.

CHP’yi iyi tanımayan ya da tarafgir akademisyenler de, “Kürt seçmenler bir sonraki seçimlerde CHP'nin kararını değerlendirecek” ya da “Son dönemde CHP’nin politikalarında bir değişiklik olduğunu görüyoruz. CHP Bölgeye ve Kürtlere dönük daha ılımlı mesajlar veriyor” diyerek, CHP’nin sanki Kürt seçmenler için “hayır” dediğini anlatmak istiyorlar.

Bu yaklaşımlar, gerçek nedenle alakası olmayan yaklaşımı ifade ediyorlar.

Asıl nedenlere bakalım:

1-CHP, devletin kurucu partisi olarak ve Kemalist resmi devlet felsefesi gereği Kürtleri hep düşman gören bir partidir. Kürdistan’daki milli hareketleri kanla bastıran, katliamlar yapan bir partidir. Bundan dolayı CHP’nin Kürt seçmenlerine ve Kürt halkı önem vermesi dün söz konusu olmadı bugün de söz konusu değildir. Çünkü Kürtleri millet olarak yok sayan ve Türk kabul ettiği Kemalist felsefenin sahibidir. Kürtleri devletin devam etmesi ve kendi diktatörlüğün devamında bir enstrüman olarak kullandı. O kullandığı Kemalist Kürtler de şu an HDP’ye oy veriyorlar. Bundan dolayı CHP’nin Kürt seçmeni kaygısı ve derdi yok.

2-CHP’nin Kürdistan’ın güneyindeki ve batısındaki Kürtler için de tezkereye “hayır” diyemez. Zaten böyle bir şey de demiyor ve deme gereği de görmüyor.

3-CHP, cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerde HDP’nin desteğini kazanmak istiyor. Bunun için de PKK’ye mesaj vermesi gerekir. Irak ve Suriye tezkeresine “hayır” diyerek bunu yaptı.

4-CHP, Suriye’de kendisine benzeyen ve kendisiyle kardeş olan Baas iktidarının devamını istiyor. Baas ile ilişki kurmak istiyor. Bir dönem önce de Beşar Esad’ın Kılıçdaroğlu ile görüşmek istediği CHP sözcüleri tarafından açıklandı. CHP, tezkereye “hayır” diyerek Baas’a mesaj iletti. Halka düşman olan Baas ve CHP, Suriye’de asker elitin dışında halkın iktidar olmasını istemiyor. CHP’nin sivil iktidarlara karşı 70 yıllık serüveni biliniyor. Darbeciliği biliniyor.

5-CHP, yeni genel seçimlerde ve iktidarı kazanmasında Biden’ın açıklamalarına bel bağlamış durumda. Bir dönem önce de ABD, Türk devletinin Suriye bulunmasının kendileri için güvenlik sorunu olduğunu açıkladı. CHP, tezkereye “hayır” demekle ABD’ye mesaj iletti.

HDP DE KÜRTLER İÇİN TEZKEREYE “HAYIR” DEMEDİ

HDP’nin Kürtler için değil, PKK için tezkereye “hayır” dediği çok açıktır. Eğer Kürtler için olsa, PKK’nın Kürdistan’ın güneyinde ve doğusundan çıkmasını ister. Kürtlere kötülük yapmamasını ister.

PKK, Türk devletinin operasyonlarıyla KDP ve Kürdistan Bölgesi’ne yardım ettiğini ileri sürüyor. Türk devletinin olmaması halinden KDP ve Kürdistan Bölgesi’ne daha kolay zarar vereceğini belirtiyor. HDP de PKK’nın bu politikalarına açıkça destek oluyor. Buna rağmen HDP,  Kürtler ve Kürdistan için bu tezkereye karşı çıkmış gibi demagoji ve manipülasyon yapıyor.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir