KYB: Kürdistan Bölgesi kurucu iradelerinden biri

Kurd24

Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), 1 Haziran 1975 yılında kuruldu. Çok ciddi gelgitler yaşamakta olmasına, mevcut durumda olumsuzluklar içinde kıvranmasına rağmen; Kürdistan Bölgesi ve yönetimi için önemli aktörlerden biridir. KYB’nin olumsuz konumdan çıkması, Kürdistan Bölgesi’nin ve tüm Kürdistanlıların lehinedir. Bu nedenle üzerinde durulması gereken bir aktördür.

Kürt milletinin milli mücadelesi, hem imparatorluklar ve hem de Lozan Antlaşmasından sonra dört sömürgeci milli-ırkçı devletin bünyesinde sürmeye devam etti. Kürdistan’ın güneyi her zaman milli mücadelemizin önemli merkezlerinden biri olmuştur.

Kürdistan’ın güneyinde Şeyh Abdulselam Barzani öncülüğünde başlayan Kürdistan’daki reformcu mücadele sürekliliğini koruyarak devam etti. Milli mücadele iki kanaldan gelişiyordu. Kanallardan biri, Barzanilerin öncülüğündeki toplumsal-kitlesel milli mücadeleydi. Bir kanal da aydınların örgütlenmesi ile devam eden siyasi-sivil milli mücadeleydi.

Bu iki kanaldan gelişen Kürdistan milli mücadelesi, Barzaniler öncülüğünde 1943 yılından devam eden milli kurtuluş mücadelesinin yenilgiye uğraması, Kürdistan lideri Mustafa Barzani ve arkadaşlarının Kürdistan’ın doğusuna geçmeleriyle birlikte yeni bir aşamaya geldi. Mehabad Kürdistan Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra, 16 Ağustos 1946 yılında ortak bir örgütlenmeye kavuştu. Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) kuruldu.

1 Haziran 1975’te kurulan KYB’nin kurucu ve üyelerinden olan İbrahim Ahmed, Celal Talabani, Ali Eskeri, Omer Dababe, Kemal Fuad, Fuad Mahsum, Kemal Xoşnav, KDP’nin kurucuları, yöneticileri, üyeleriydiler.

1958 yılında Kürdistan milli lideri Mustafa Barzani ve arkadaşlarının Irak merkezi yönetimi tarafından çağrılmaları, Bağdat’ta KDP Kongresinin legal ve açık yapılması, anayasada yapılan köklü değişiklikler de KDP’nin mücadelesinin ortak ürünüydü. Anayasanın uygulanmaması üzerine, Eylül 1961’de milli devrim ayaklanmasına karar verilmesi KDP’nin ortak kararıydı ve tüm yöneticilerinin üzerinden anlaştıkları bir tarihi bir olaydı.

Eylül Milli Devrimi devam ederken 1964 yılında parti bünyesinde sorunlar belirmeye başladı. Partideki bu sorunlu durum, 1966 yılında köklü bir ayrışma ve yol ayrımına yol açtı. Milli mücadele koşullarında bu ayrılık, bir olumsuzluk olmasına rağmen anlayışla karşılanabilir bir gelişmeydi. Asıl olumsuz gelişme İbrahim Ahmed-Celal Talabani ve arkadaşlarının Baas rejimi ile birlik yaparak, milli mücadele hareketine karşı savaşmalarıydı. Sivil bölgelerde çatışmalar yaratmaları, yüzlerce insanın ölümüne yol açmalarıydı. Buna rağmen, Eylül Devrimi, zaferle sonuçlandı. Baas rejimi Mustafa Barzani ve KDP ile anlaşarak, Kürdistan Otonomisinin kuruluşuna evet dedi. Kürdistan Otonomisinin Kuruluşundan sonra, İbrahim Ahmed-Celal Talabani ve arkadaşları, tekrardan KDP bünyesinde yer aldılar. Kürdistan’da ve Kürdistan dışında görevler yaptılar. Ama Komela Marksist-Leninist gizli yapısını korumaya devam etti.

1975 yenilgisine kadar birlikte yürümeye devam ettiler. Yenilgiden sonra Celal Talabani ve arkadaşları örgütlenme fırsatlarını elde ettiler. Yenilgi sonrasında KDP-Geçici Komite yeniden Baas rejimine karşı savaşma hazırlıkları yapmaya başladı. Mesud Barzani öncülüğünde Mayıs Devrimi başlamadan önce, Celal Talabani ve arkadaşlarıyla birlikte olma önerisi yapıldı, kabul etmediler.

Celal Talabani ve arkadaşları (Xeta Pan), Kürdistan Sosyalist Hareketi, Komela Marksist Leninist, 1 Haziran 1975’te Suriye’nin Şam kentinde, KYB’yi kurdular. KYB’nin kuruluşunda Baas rejimi çok etkin ve belirleyici oldu. Çünkü Suriye Baas Partisi, Irak Baas Partisine ve Saddam’a düşman durumdaydılar. Irak’taki taraftarlarının Irak Baas rejimi ile savaşmaları olanaklı olmadığı için, KYB kanalıyla bunu gerçekleştirmeye çalıştı. Celal Talabani ve arkadaşları da bu durumdan istifa ederek, KDP’ye karşı ve ona alternatif olacak örgütü yaratma olanakların elde ettiler. KYB’nin kuruluş amacını, KDP’nin tasfiyesi olarak belirlemesi; KDP’yi düşman, ABD ve İsrail işbirlikçisi ilan etmesi, çatışmanın ayak sesleriydi. Bu çatışma, önceleri mevzi çatışmalar, KYB’nin kendi kadrolarını Behdinan bölgesi üzerinden Soran bölgesine göndermek istemesiyle başladı. Büyük çatışma, KYB’nin Behdinan bölgesine yerleşmek ve KDP’yi tasfiye etmek için bir hareket planlamasıyla başladı. Bu çatışmada iki tarafta büyük zararlar gördü. Asıl büyük zararı, KYB gördü. KYB, Ali Eskeri, Dr. Xalid, Şeyh Hüseyni gibi önemli liderlerini, çok büyük sayıda kadrosunu kaybetti. KYB, KDP’yi tasfiye etmeyi planlarken, kendisi tükenme noktasına geldi. Ama zamanla tekrardan ayağa kalktı, kendisini örgütledi. KYB, kendisini yeniden örgütlerken, KDP ile de sürekli çatıştı. Bu çatışmanın dramatik sonuçları, yol açtığı büyük Pêşmerge kaybı oldu.

Sonuçta, Körfez Savaşı sonrası ilişkiler olumlu noktaya geldi. KDP ve KYB birlikte “Özgür Kürdistan”ı yönettiler. Zaman zaman çatışmaları olsa da federal Irak ve federal yapıya göre Kürdistan’ı yapılandırma, yönetme, meclis oluşturma kararını birlikte aldılar ve uyguladılar. Demokratikleşme süreci başladı. Seçimlerle meclis oluşumu ve hükümet kuruluşunu gerçekleştirdiler. ABD’nin 2003 yılındaki işgal hareketine sessiz destek oldular. Baas rejiminin ve Saddam diktatörlüğünün yıkılmasına destek oldular.

Federal Irak devletinin kuruluş sürecinde, KDP ve KYB arasında eyalet sistemi ve federalizm konusunda problem oluşsa da sonuçta Kürdistan Başkanı Mesud Barzani’nin federalizm görüşü kabul gördü. 2005 yılında yeni anayasaya, birlikte onay verdiler. Yeni anayasayla, Irak’ta federal devletin, Kürdistan’da federal bölgenin kuruluşunu sağlamış oldular. 2005 yılında sonra KYB bölünme geçirdi. Büyük bir güç kaybına uğradı. Buna rağmen, KDP, KYB’yi her zaman önemli bir müttefik ve hükümet ortağı olarak gördü. Hükümette zaman-zaman sorunlar çıksa da, uzlaşarak çözüm yoluna gittiler. 

Celal Talabani’nin ölümünden sonra KYB önemli sarsıntılar geçirdi. KYB, Celal Talabani zamanında sosyal demokrat örgüt olmaya karar verdi. Sosyalist enternasyonalin üyesi oldu. Ama ne yazık ki demokratik parametrelere göre değişim; otoriter ve tekçi yapısında önemli radikal bir değişim sağlayamadı.

KDP ve KYB’nin birlikte aldıkları en önemli stratejik karar, 2017 yılındaki “Bağımsızlık Referandumu” kararıydı ve referandumdan alınan olumlu sonuçtu. Referandum sonrası, iki parti arasından ortaya çıkan, KYB’nin iç yapısını da alt üst eden sorun: Celal Talabani’nin oğlu Bafıl ve yeğeni Lahor’un Kerkük işgalinde sömürgeci devletlere ırkçı davranış içinde olan Irak hükümetiyle işbirliği yapmalarıydı.

Celal Talabani’nin ölümünde sonra KYB içindeki kriz ve bölünme şiddetlenerek devam etti. Halen de KYB bu kriz ve bölünme hareketinden kurtulmuş değil. KYB’nin en büyük sorunu meşru olmayan bir yönetime, hukuk dışılıkları ve ihanetleri tescillenmiş yöneticilere sahip olmasıdır. KYB’nin bu yapısı, Kürdistan Bölgesi’ne, hükümet çalışmalarına zarar vermektedir. KYB’nin bu olumsuz durumda kurtulması, ulusallıktan uzaklaşmasına son vererek, eski ulusal çıkarları savunan fabrika ayarlarına dönmesi gerekir.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir