‘Öcalan’a özgürlük eylemi’nin amacı nedir?

Kurd24

Son günlerde Kürtlerin ve Türkiye’nin gündemlerinden biri de “Öcalan’a özgürlük eylemidir.” Bu eylemin sonuç alıcı olmayacağı bilinerek yapılmasının asıl nedenlerine bakmanın daha doğru olacağı açıktır. Ayrıca bu eyleme kimin karar verdiği, neleri amaçlandığının açığa çıkması gerekir. Bu eylemlerin dünyanın değişik yerlerinden yapılmasının bir propaganda amacı tartıştığı çok açıktır. Bu tür eylemler yıllardır yapılmaktadır. Ama PKK açısından olan şey devletlere daha fazla iyi taşeronluk yapması için teşhir ve tanıtma aracı olmaktan öteye geçmiyor. Bu eylemlerde Kürtler adına kayda değer hiçbir şeye rastlanmıyor. Ama bir kısım Kürdistan örgütleri, siyasetçileri, “durumdan vazife çıkarma” zihniyetiyle Kürtler için de bir sonuç çıkarmaya çalışarak kendilerini tatmin ediyorlar.

Bu eylemlerin Türkiye ve Kürdistan’ın kuzeyi açısından önemi var. Bu eylemlerin, doğurduğu sonuçların riskleri var. Bu riskler, “Kadıköy eylemiyle” birlikte ve değişik platformlarda Kürdistan gençlerinin yem olmasıyla kendisini açığa vurmuş durumdadır. “Kadıköy eylemi”, hoş olmayan, ilkel, saldırgan tablolara sahne oldu, bununla da halkın tepkisini çeken bir eylem oldu. Ayrıca kadın milletvekillerinden birinin de dokunulmazlığının kaldırılması sürecin başlatılması, bu eylemin en görünür sonuçlarından biri olarak görülmektedir.

Bu eylemin daha çok kurbanları ve bedel ödeyenleri olacak. PKK pratiğine ve tarihine bakıldığından, PKK için insanlar araçsallaşmış varlıklardır. Onları kullanmak, bir tarafa atmak, onların yaşamını riske etmek; insanları örgüte, lidere, ideolojiye, parti diktatörlüğe feda etmek oldukça doğal ve meşru bir vakıadır.

EYLEME PKK ÜST AKLI VE KANDİL KARAR VERDİ

“Öcalan’a özgürlük eylemine”  karar veren HDP değildir. Bu eyleme Kandil ve PKK’nın tabi olduğu “üst akıl” tarafından karar verildiği tartışmasızdır. İçişleri Bakanlığının ellerindeki video ile konuya ilişkin açıklamasına gerek yok; bu kararın PKK’nın tabi olduğu “üst akıl” ve Kandil tarafından alındığı kör gözlerin gördüğü, sağır kulakların duyduğu bir gerçek. Tersini ileri sürmek, pratikçe abesle iştigaldir.

Eylemin karakteri de kararın kim tarafından verildiğinin bir delilidir. Bu ve benzeri eylemler, tam anlamıyla PKK tipi eylemlerdir. HDP de bu karar uymak zorunda kalmıştır ve milletvekillerini sahaya sürmüştür. Çünkü HDP milletvekilleri Kandil’in araçları konumundadırlar. Eğer bu eylem PKK üst aklının ve Kandil’in eylemi olmazsa, HDP’nin yapacağı eylem ya da iş, meclis içinde olur. Ayrıca HDP, PKK’nın yan örgütü ve kesin bir biçimde denetiminde bir partidir. PKK üst aklının ve Kandil’in vereceği kararların dışından bir irade ortaya koyması da olanaklı değildir. Kadıköy eylemi de Kandil’in kararının bir sonucudur.

EYLEMİN HÜKÜMETİN İŞİNE YARAR BİR TARAFI VAR AMA İSTEDİĞİ BİR EYLEM OLAMAZ

Bazı aklı evvel Kürtler, bu eylemlerin hükümet tarafından çıkarılabileceğini ileri sürüyorlar. Bu tam anlamıyla bir komplo teorisidir, bu aklı evvellerin kendi kendilerini aldatmadan başka bir şey değildir. Hükümet, Türkiye’de kaosa yol açacak, kendileri açısından emniyet zafiyetini yaratacak bir eylem yapması olanaklı değildir. Hükümet, uzun bir zamandır PKK’nın eylemlerini kendi sınırlarının dışına itmiş durumda. Bundan da belli bir başarı da elde etti.

Ama hiç şüphe yok ki PKK’nın yanlışları, onları yöneten derin güç odaklarının hareketleri, bu hareketlerin olmasını istememesine rağmen Hükümetin işine geleceği de açıktır. Çünkü hükümet, devletin bekası üzerinden bir strateji izlemektedir. PKK’nın eylemleri bu stratejiyi güçlendiren, halkta uyanışa ve tepkiye neden olan hareketler olacaklardır. Özellikle 6’lı ittifakın HDP’nin oylarını almasını kendi iktidarları için olmazsa olmaz şart gördükleri bir koşulda, PKK eylemlerinin muhalefeti zayıflatacağı da açıktır ve kaçınılmaz bir sonuçtur. Bu nedenle Kadıköy eyleminden sonra muhalefetin derin düşüncelere dalmış olduğunu, kendilerini gözden geçirdiklerini düşünüyorum.

EYLEMİN SONUÇ ALACAĞI OLMAYACAĞI AÇIK, BUNA RAĞMEN NEDEN YAPILIYOR?

Öcalan hakkında kesinleşmiş bir karar var. Cumhur İttifakı hükümetinde hiçbir gücün bu kararı değiştirme olanağı yoktur. Buna rağmen, PKK’nın “Öcalan’a özgürlük eylemi” yapması, Öcalan kaygısı ve Öcalan’la ilgili yargı kararının değiştirilmesiyle ilgili olduğuna kimse inanmaz. Bundan dolayı PKK, her zaman ki gibi bu eylemle başka sonuçlar ve faydalar elde etmek peşindedir.

EYLEME APOİSTLERİ MEMNUN ETMEYE YÖNELİKTİR

Kandil’in uzun zamandır Öcalan’ın otoritesini tanımadığı, kararlarına uymadığı bilinmekte. Bunun örgüt içindeki etkileri deprem niteliğindedir. Apoistler, bu gelişmeden sadece rahatsız değiller, aynı zamanda büyük tepki içindeler. PKK içinden gelen etrafa saçılan bilgiler, Apoistlerin örgüt içinde patlama noktasında olduklarına dairdir. Bunların gazının alınması, tepkisinin kırılması, patlamaların önüne geçilmesi gerekir. Kandil bunun için zaman zaman Öcalan’la ilgili zorunlu ve propaganda amaçlı eylemler yaparak Apoist kesimi susturuyor.

Öcalan’la ilgili son “özgürlük eylemi” de bu planının bir sonucudur.

EYLEM, KÜRDİSTAN GENÇLERİNİN DAĞA DEVŞİRMESİNE HİZMET EDER…

PKK, son zamanlarda,  Kürdistan gençlerini ve çocuklarını dağa taşıma olanağına sahip olmadığı; verilerle, örgütten yayılan görüşlerden de açıkça görülüyor. Bu PKK için ölüm demektir. PKK’nın öldürtecek ve öldürecek insanlara ihtiyacı var. Bu son Kadıköy Eylemi, değişik platformlarda gençlerin illegalize edilerek PKK’nın dağa Kürdistan gençlerinin taşımasına olanak sağlamış durumdadır. Kürdistan gençlerinin bu oyuna gelmemeleri, PKK’nın bu planının açığa çıkararak, kendi yaşam haklarını ve geleceklerini korumalıdırlar. Ayrıca bu eylemlerde deşifre olup da yakalanan gençlerin de hayatlarını hapiste geçirmeleri, çok ağır cezalara çarpılmaları da sonuçlardan biridir. PKK, hapislerde gençlerin yatmasıyla gençlerin ailelerinin kendilerine zorunlu olarak bağlanacaklarını da hesap eder durumdadır. Kendi tarihi boyunca da hep bunu yaptı. Şimdilerde cezaevleri PKK’nın bu pervasızlığından ve kastinden dolayı Kürdistan gençleriyle doludur.

EYLEM, KAOS YARATARAK, “BİZ HALEN AYAKTAYIZ VE SİSTEMİ YIKABİLİRİZ” STRATEJİSİDİR

PKK’nın sahip olduğu riskli stratejilerden biri de kitlesel eylemlerle kaos yaratarak sistemi ve hükümeti yıkacağı hesabına sahiptir. Oysa bu stratejinin çok riskli ve Kürtleri yakan bir strateji olduğu hendek çatışmalarında ortaya çıktı. Binlerce gencimizin ölmesine, sayısız gençlerimizin de hapislere girip ağır cezalara çarptırılması söz konusu oldu. Bu son “Öcalan özgürlük eylemi” de böyle bir amaç taşımaktadır. Bu stratejide başarılı olunmayacağı, eylemiyle sadece Kürtlere ve Kürdistan gençlerine zarar vereceği şimdiden ortaya çıkmaya başladı. Ayrıca ayaktayız diyebilmek için riskli eylemlere girişerek Kürtlere bilinçli ve üst aklın çıkarları için zarar verilmesi hiç de doğru değildir.

PKK’NIN BU EYLEMİ, DÖNEME DAİR “BÜYÜK PLANININ” BİR PARÇASI KONUMUNDADIR    

PKK sadece Kürdistan’ın kuzeyindeki bu son eylemiyle Kürtlere zarar vermiyor.  Türk devletinin savunma sistemi karşısında başarılı olmayacağı çoktan açığa çıkmış olmasına rağmen. Silahlı mücadelede ısrar ederek Kürdistan gençlerini yem etmektedir. PKK, Kürdistan’ın güneyinde ve batısında da Kürtlere karşı olan bu tutum ve eylemlerini devam ettiriyor. Bundan dolayı son eylem, PKK’nın tehlikeli “büyük planının” bir parçasıdır. PKK yöneticilerinin bu tehlikeli ve Kürt karşıtı tutumlarından vazgeçmeleri mümkün görünmüyor. Onların girdiği yol, sömürgeci devletlere hizmet yoludur. Buna karşılık, PKK’ya destek olan Kürtlerin bu tehlikeyi görerek, desteklerini çekmeleri gerekmektedir.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir