Amedspor Dalkurd'un durumuna düşmesin

Kurd24

Biliyorum, bunu söylemek için vaktin henüz çok erken olduğunu düşünüyorsunuz. Kusura bakmayın sizin gibi düşünmüyorum. Bunun basit bir nedeni var; o da hem teknik heyetin hem de yönetim kurulunun ne yaptıklarından pek emin olamayışımdır. Dalkurd da sezon başında tıpkı Amedspor gibi, aynı söylem ve pratikle başlamıştı. Haftalar geçtikçe takım toparlanamadı ve şimdi Superettan’da en dibe demirledi. Bu sezon ligde kalması neredeyse mucizelere bağlı. “Her şeyi en iyi biz biliriz” kibriyle, Dalkurd yönetimi ve teknik heyeti, olumlu, olumsuz hiçbir eleştiriye değer biçmedi ve tuhaf biçimde, her maç sonu sportif sonuçlar itibarıyla ortaya çıkan tabloyu da ciddiye almadılar. Her hafta bildik ezberler ve bilindik arızalarla sahada iyi sonuçlar almayı ısrarla, inatla umdular. Yanlış şeyler yapıp doğru sonuçlar beklemek ancak talih kuşu kafanıza konmaya karar vermişse, belki, lehinize neticeler doğurabilir. Yanlış teknik adam, yanlış ve yetersiz bir oyun kurgusu ve bir türlü ortaya çıkma başarısı gösteremeyen ortak amaç, en dibe demirlemeyle sonuçlandı.

Amedspor için sezon henüz yeni başladı. Ama ortada tuhaf bir yetersizlik var. Yetersiz olan teknik adam ve onun kurgusal oyunu mu yoksa oyuncu grubunun yetersiz yeteneği mi, bunun yanıtını, hep birlikte ilerleyen haftalarda daha net görme imkanı bulacağız. İzlediğim ilk üç maç, hem oyunun yetersiz ve iyi düşülmediğini hem de oyuncu grubunun henüz hazır olmadığı hissettirip düşündürdü. Şimdilik emin olduğun şey; Amedspor'un hücum ve savunmayı da içeren dengeli bir oyun planından yoksun olduğudur. Oyuncuların tam anlamıyla hazır olmayışları bu gerçeği değiştirmiyor.

Söz gelimi, top Amedspor’dayken, oyuncuların topla birlikte alan kat etmesini sağlayan, pas ve seçenekler sarih bir biçimde yapılandırılmamış. Oyunun akışkanlığını, önceden planlanan pas ve seçenek senkronu değil, topa sahip olan oyuncunun bakış açısında düşen boş oyuncu belirliyor. Yani Amedspor, bir planla değil, boşta olan ve o an fark edilen oyuncunun pozisyonuna göre ilerliyor. Bu tipik bir doğaçlama oyundur. Tuhaf o davranış, bu tavrın hem hücum da hem de savunmada baskın olmasıdır.

İki stoper çakılı oynamasına rağmen, geriden açılış paslarıyla birinci bölgeden ikinci bölgeye geçmek yerine, kenara bir pas seçeneği yapıldıktan sonra her nedense, uzun vurarak, top bir tür uzaklaştırılıyor. Mesela son Urfaspor maçında kale vuruşları pas ile yapılmadı. Kaleci maç boyunca hep uzun vurdu ve vurulan uzun paslar, Urfaspor defansı için adeta geri pas ikramı oldu.

Kalecinin topla ilişkisine böyle izin veren bir teknik adam, zihinsel olarak, maça hazırlanmamış demektir. Pratik olarak da rakip analizinden, hiçbir taktik zenginlik üretmemiş sonucu çıkar. Sadece bu davranış, Amedspor maç kondisyonun yarısını heba ediyor. Çünkü uzun vuruşu rakip kontrol edince, ister istemez aynı anda geriye doğru koşular yapmak zorunluluğu doğuyor. Sırf bu yüzden Okan ve Ömer helak oluyor. Uzun vuruş rakip sahaya yerleşme imkanı sağlamadığı içinde rakip asla baskı altına alınamıyor.

Yine ilk maçtan bu yana ortaya çıkan bir dinamik daha var; o da orta saha oyuncularının yavaşlığıdır. Orta saha çok yavaş olunca, rakibi dengesiz yakalamak mümkün olamıyor. Yavaş orta saha daha çok kenara oynuyor ve bu durum hem rakibin toparlanmasına hem de Amedspor’un alan kat etmeyen, kendi ekseni etrafında oynamasına sebep oluyor.

Her şeyden önce Amedspor, kesinlikle dengeli bir oyun planına kavuşmalıdır. Defansif görevleri asla ihmal etmeden, çoklu oyuncuyla dengeli biçimde hücum etmeyi öğrenmelidir. Dik ve uzun vuruşlardan dengeli hücum çıkma ihtimali ancak şans yanınızda olursa mümkün olabilir. Ve şans da öyle kolay rastlanan bir hadise değil.

Amedspor dengeli bir oyun planına kavuşmadan da oyuncuların yetersizliğine karar verilemez. Ancak ne yapacağı belli olan bir oyuncuyu, yapmakla görevli olduğu şeyi, yapıp yapmadığıyla değerlendirilebilir. Doğaçlama bir oyunda oyuncunun hiçbir şeyi test edilemez.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir