Amedspor kongresine doğru

Kurumsallaşmanın birincil niteliği iş bölümüne, yetki paylaşımına riayet etmektir. Görev, yetki ve işleri, belirli ve ilkeli sistematiklere bağlamaktır

Ali Fikri Işık

Keşke bu kongrede kimi konuları derinlemesine tartışma imkanı bulabilseydik. Söz gelimi benim öncelikli olarak tartışmak istediğim konuların en başında, deyim yerindeyse listenin tepesinde yöneticilik kavramı var. Yöneticilik nedir? Yöneticinin asıl görevi nelerdir? Bu konuyu ince detaylarına kadar konuşmak isterdim.

Her şeyden önce Türk tipi yöneticilik tarzını reddettiğimi beyan ederek konuya bir giriş yapayım. Evvel emirde futbol kulüp yöneticisinin görevi futbolu yönetmek değildir. Onun görevi bir bütün olarak kulübü yönetmektir çünkü her yönetim, futbolu yönetmek üzere kimi profesyoneller ile sözleşme imzalar ve bu işin sevk ve idaresini onlara bırakır. Hem bir teknik ekibe çuvalla para öde hem de onun işini kendin yap, akıl alır gibi değil. Ama maalesef pratik olarak yapılan budur. Her yöneticinin içinde küçük bir teknik direktör yaşar. Oysa çağdaş futbol yöneticisinin birinci ve devredilemez görevi, kulübün sermayesini yönetmektir. Kulübün sermayesini çeşitleyip zenginleştirmektir. Kulübün dış dünya dönük yüzünü en iyi şekilde temsil etmektir.

Kurumsallaşmanın birincil niteliği iş bölümüne, yetki paylaşımına riayet etmektir. Görev, yetki ve işleri, belirli ve ilkeli sistematiklere bağlamaktır. Yönetim kurulu ve teknik ekip ilişkisine, raporlar temelinde periyodik süreçler gözüyle bakmaktır. Yönetim kurulu futbol oynayabilmenin imkanlarını oluşturur, teknik ekip futbol oynatır. Temas periyodik raporlar ile sağlanır. Kurum olmanın sırrı budur. Kurum olmanın sahiciliği budur.

Prensip olarak yönetim kurulu, oyun felsefesi açısından, yönettiği takımın nasıl bir oyun oynaması gerektiğine karar verir. Takımın kimliği, misyonu, kültürü ve taraftarın talepleri bunu zorunlu kılar. Teknik ekip de bu oyunu reelleştirir. Bu oyun biçimine saha içinde can verir ruh katar. Öyle sanıldığı gibi karakter ve tarz olarak çağdaş yönetimler, oyunun biçimi teknik direktörlere bırakmazlar. Nihayet teknik direktör sözleşmeli bir personeldir.

Amedspor yönetimi bu ve benzer bir yönetim sistematiğini ilke olarak kabul ederse, kurumsallaşma adına dev bir adım atmış olur.

Daha öncelerde de söyledim. 2’nci lig düzeyi için oyuncu transferine çok sıcak bakmam. Bu düzey için esas olan yetenek gerektirmeyen bir oyun planlamasıdır. Fizik gücü yüksek, kuvveti, dayanıklılığı ve devamlılığı yerinde bir oyuncu grubu ile istenilen hedeflere ulaşmak hiç zor değil.

O nedenle bu düzey için transfer denildiğinde benim aklıma hemen işini bilen, ehil bir teknik direktör gelir. Transfer denildiğinde aklıma takıma fit ve hazır bir karakter kazandıracak kondisyoner gelir. Oyuncu grubunun çalışma biçimine bağlı olarak menü hazırlayacak diyetisyen gelir. Ve belki de en az üçü kadar önemli olan şey çok iyi bir sağlık merkezi ve sağlık ekibi gelir.

Eğer transfer yapılacaksa bunlar transfer edilmelidir. Eğer para harcanacaksa bunlara para harcanmalıdır. Yoksa tecrübe adı altında, menajerlerin pompaladığı yaşlı oyuncular, takıma yük olmaktan öteye geçemezler. Zihni açık genç ve dinamik bir oyuncu gurubunu, ehil ve tecrübeli bir teknik adam ve kondisyoner ile yan yana getirdiğimizde, 2’nci lig için yeterli bir potansiyel üretmiş oluruz.

Başarının geçtiği yol, herkesin alacağını zamanında ödeme imkanı, çok iyi bir hazırlık kampı ve sabır ve sükunetle işleyen kurumsal mekanizma.