Başkan Barzani: Referandum bağımsızlık ve özgürlük içindir

Kürdistan Başkanı Mesud Barzani, sivil toplum örgütleri ve aktivistlerle yaptığı görüşmede referandumun bağımsızlık ve özgürlük için olduğunu söyledi.

Haber Merkezi

Kürdistan Başkanı Mesud Barzani, sivil toplum örgütleri ve aktivistlerle yaptığı görüşmede referandumun bağımsızlık ve özgürlük için olduğunu söyledi.

Kürdistan Başkanı Mesud Barzani işçi sendikaları, sivil toplum örgütleri, insan hakları dernekleri ve aktivistlerle bir araya geldi.

Başkan Mesud Barzani sivil toplum örgütleri ile bir araya gelmekten dolayı memnuniyetini dile getirerek, “Siz halkımızın önemli temsilcilerindensiniz. Sizinle referandum hakkında bilgi alış verişinde bulunmaktan mutluluk duyuyorum.” dedi.

Görüşmede bağımsızlık referanduma ilişkin açıklamalarda bulunan Başkan Barzani şunları söyledi:

“Şu anda karşımıza çıkan en önemli soru Kürdistan halkı neden referandum kararı aldı. Bu karar yeni bir karar değildir. 7 Haziran’da alınan bir kararda değil. O gün sadece referandum tarihini belirledi. Sizinde bildiğiniz gibi Kürdistan halkının devrimi tarihseldir ve bağımsızlık ve özgürlük içindir ve sonunda amacı bağımsızlıktır. Bütün dünya halkları gibi Kürt halkının en doğal hakkıdır.”

“HAKKIMIZI BELİRLEMİYİ BİZDEN ALDILAR”

Kürdistan’ın Bağdat’la olan ilişkilerine değinen Başkan Barzani, “Bağdat hükümeti ile bütün yolları denedik. Eğer Bağdat ile olan ilişkilerimizin tarihine bakacak olursak, Kürdistan ile Bağdat arasındaki ilişkiler iki aşamadan ibaret. Birinci aşama birinci dünya savaşından 2003’e kadar olan aşama 70 ila 80 yıl kadar sürdü. İkincisi 2003'ten sonra başladı. Hepimizin bildiği gibi ilk aşamada hükümet ve yönetim Sünnilerin elindeydi. O zamanlar koalisyon ile Türkiye arasında Musul vilayeti üzerine sorunlar vardı. Kürtler Musul’u kurtardı ve Irak ile kalmaya kara verdiler. Daha sonra Lozan antlaşması ile kendi haklarımızı belirlemeyi bizden aldılar.” dedi.

182 BİN KÜRT SOYKIRIMA TABİ TUTULDU

Görüşmede Kürt halkının büyük bedel ödediğini söyleyen Başkan Barzani şu ifadelere yer verdi:

“Kürt halkı hem bedel ödedi hem de yerinden yurdundan oldu ve 5 bin köy yakılıp yıkıldı. 12 bin Kürt genci 18 ila 30 yaş arası ve 8 bin Barzani faili meçhul bir şeklide öldürüldü. Kürdistan’ın her yerinden aralarında kadınların ve çocukların olduğu 182 bin Kürt soykırıma tabi tutuldu bunlardan biride Halebçe’ye yapılan kimyasal saldırıdır. Bu kadar zulme rağmen Kürt halkı yinede insanlığından bir şey kaybetmedi ve bu insanlık suçlarını işleyen Irak ordusu askerleri Kürtlere teslim oldu. Ama hiçbir şekilde Kürtlerden aşağılayıcı bir yaklaşım görmedi ve özgür bırakıldılar.”

“MANDELA EBU XERİB’İN ZİNDANINDA OLSAYDI BAKALIM MANDELA OLABİLECEK MİYDİ?”

Konuşmasında Güney Afrika’daki barıştan söz eden Başkan Barzani, “Güney Afrika’da barıştan söz ediyorlar ama Kürdistan Güney Afrika’dan çok daha ilerde, fakat sesimizi dünyaya nasıl duyuracağımızı bilemedik.” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Devrimci lider Mandela’nın mücadelesine saygı duyuyorum ama eğer Mandela Ebu Xerib’in zindanında olsaydı bakalım Mandela olabilecek miydi? Kürt halkı içerisinde Mandela gibi yüzlerce devrimci vardı. Faili meçhul bir şekilde ailelerini görmeden vasiyetlerini yazamadan katledildiler. Bütün bu katliamlara rağmen biz Bağdat’a gittik ve suçlular ile diyaloga başvurduk. 1991’de hepimiz Kürdistan cephesiyken görüşmeye gittik. Bir kere sayın Mam Celal bir seferde ben gittim. Zannediyorduk ki bizi tutuklamayarak, asmayarak bizimle diyalog yaparak bize karşı büyük bir iyilik yapıyorlar. Gel de bu akılla yaşa.”

“140’INCI MADDEYE ÖLDÜ BİTTİ DEDİLER”

Görüşmede Baas rejiminin yıkılması ve anayasaya ilişkin konuşan Başkan Barzani şunları söyledi:

“Eğer 2003’te Kürdistan siyasi liderleri olmasaydı ne Baas rejimi yıkılırdı ne de yönetim şekli değişirdi. Biz öyle tahmin ediyorduk ki Şii biraderlerimiz Sünnilerden daha farklı olur, çünkü hep beraberdik, onlarda dışlanmıştı. Ayatullah Hakim’in konuşmasını asla unutmam tarihsel bir tavırdı ona çok teşekkür ederiz. asla unutmayacağız, fakat şimdiki yönetim umduğumuz gibi çıkmadı. Ordu içerisinde Kürtleri nasıl ortadan kaldırırlar planlarına başvurdular. Anayasadaki 140’ıncı madde 2007’de uygulanmalıydı ama uygulanmadı ve 140’ıncı madde öldü bitti dediler.

Eğer anayasada Kürdistan halkı olmasaydı oylamadan geçmezdi. Nasıl ki Musul kurtarıldı. Anayasa da böyle kurtarıldı. Birinci aşamada Musul’u kurtardık, ikinci aşamada ise anayasayı kurtardık.

Anayasaya göre Irak’ın bütünlüğü anayasaya bağlı kalmaktan geçer. Bu maddenin kabul edilmesi için çok savaştık. Sırf olur da gelecekte biri eleştirirse bu bizim beraber anlaştığımız anayasadır demek için. Şimdi de anayasada size referandum hakkı tanıyan bir madde yok diyorlar. Peki anayasanın hangi maddesi size Kürdistan halkının ekmeğini kesin, 140’ıncı maddeyi çiğneyin, Peşmerge’nin silah yardımını ve bütçesini kesin hakkı tanıyor. Anayasaya göre Peşmerge güçleri Irak savunma sistemini bir parçasıdır. Kendinizde gördünüz iki saat içerisinde Haşdi Şabi yasasını nasıl kabul ettirdiler, fakat 12 yıldır bizi getirip götürüyorlar,Peşmerge ile ilgili anlaşmada hiçbir yasanın uygulanmasına izin vermediler. Şimdi de gelmiş siyasi çoğunluktan bahsediyorlar, aslında çiğnedikleri en önemli madde birliktelikti. Şu çok açıktır eğer parlamentodaki oylama ile olursa biz hep kaybediyoruz çünkü 80 milletvekilimiz varsa azınlığız ve parlamentodan çıkacak sonuca göre biz anayasayı çiğniyoruz.”

“BAĞDAT HÜKÜMETLERİNDE FİKİRLER DEĞİŞMEMİŞ”

Sivil toplum örgütleri görüşmesinde Bağdat hükümetlerine de değinen Başkan Barzani, “Uzun zamandır farkındayım ki Bağdat’ta oluşan hükümetlerde fikirler değişmemiş. Özellikle de Karatepe sorunu olduğu zaman. Hanekin’in üzerine tanklar ve toplar göndermeye kalkıştıklarında. Ben Bağdat’ta gittim ve sayın Mam Celal ile rahmetli Abduleziz Hakim ile görüştük. Başbakan olan Maliki de o zaman ordaydı. Sizin 20 veya 30 tankla Hanekin’e saldırmanız mesele değil, biz Saddam’ın 9 bin tankına karşı korkmadık bu tanklara karşımı korkacağız. Sorun değişmeyen düşüncedir. Eğer hala sorunların tankla, silahla çözüleceğini sanan düşünce varsa bu korkunç bir gerçekliktir ve var olan güven kalmamıştır.” şeklinde konuştu.

“ASLINDA REFERANDUM İÇİN GEÇ KALDIK”

Bağdat ile olan sorunların çözümü için Amerika, müttefikler, Avrupa Birliği ve bölgedeki ülkelerle görüşmelerde bulunduklarını belirten Başkan Barzani şöyle devam etti:

“Görüşmeleri ciddiye almadılar, bunu bir baskı olarak gördüler. Fakat bu ne baskı ne de imtiyazdır. Aslında referandum için biraz geç kaldık bile daha önce bağımsızlık kararı vermeliydik. Bağımsızlık referandumu ne bir kişinin ne de bir partinin kararıdır. Kürdistan halkının kararıdır. Çünkü Kürdistan halkının geleceğini ilgilendiren bir karardır. Benim çok tuhafıma gidiyor. Bazı ülkeler referandumun zamanı değildir deyince. Kötü bir şey yapmadık barışçıl ve demokratik bir şekilde halkımız haklarını talep ediyor. Asıl suç bir halkın haklarını engellemektir.”

Başkan Barzani’nin STK’lar ile yaptığı görüşmenin devamında yaptığı açıklamaların satır başları ise şöyle:

HALKIN YAŞAM KOŞULLARINI DÜZELTMEK İÇİN ÇABALIYORUZ

“Halkın sesine ses olmaya çalışıyor, şimdi içinde bulunan hayat koşullarını düzeltmeye çalışıyoruz. Çok şükür zengin topraklara sahip bir ülkeyiz ve örgütlenmesi lazım. Biz yer yüzü ile gökyüzü arasındayız, ne devletiz ne de başka bir devlet tarafından yönetiliyoruz. Eğer Allah fırsat verirse devlet olmaya adım atarsak bu hükümet kalmayacak ve kendi isteğinize göre kendiniz yönetin.

HALKIN HUZURU HERŞEYDEN ÖNEMLİ

Bazen basın yayın sorumsuzca var olan sorunlarda bahsediyor. Sonuçta basın yayın özgürlüğü var. Ama sitemim PDK, KYB ve Goran Hareketi’nedir. Yarın öbür gün eğer Bağdat ile bir kriz olursa halka iş öğretin hazırlıklı olsun dedim, ama ne yazık ki iş öğretme yerine hazıra alıştırıldı. Hükümet maaş sorunlarını çözmeye çabalıyor ve halkın huzuru her şeyden önemli.

PARTİLER ARASI ÇELİŞKİLER VE PARLAMENTONUN DURMASI

Bir yere kadar çelişkilerin olması normaldir ama bir halkın geleceği söz konusu ise nasıl çelişkiler olur.

SÜLEYMANİYE

Süleymaniye benim şehrimdir, kim demiş oraya gitmem.

AZINLIKLAR

Onlara azınlık denmesinde hoşlanmıyorum, kardeşiz bu ülkede beraber yaşıyoruz, kültürler, diller farklı ola bilir ama beraber yaşıyoruz ve beraber yaşamaya devam edeceğiz, referanduma beraber katılacağız ve Bağdat heyetinde üyeleri vardır.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ

Hiçbir dünya ülkesinde Kürdistan’daki gibi basın özgürlüğü yoktur.

GORAN VE KOMEL

Goran ve Komel ile hiçbir şahsi sorunumuz yoktur. Umarım yürütülen diyaloglar olumlu olur.

ANAYASADA HAK SAHİBİ OLACAKLAR

Kürdistan da yaşayan diğer uluslar, topluluklar yeni hükümetin bir parçası olacaklar ve yeni yapılacak anayasada hak sahibi olacaklar. Federal sistem Kürdistan uygulamaya geçmeli ve Kürdistan’ın her vilayeti kendi kendini yönetmeli açık bir sistem olmalı merkezi bir sistem olmamalıdır.

REFERANDUM ZAMANINDA YAPILACAK

Yalnız referandumun yerini alabilecek başka bir seçenek yoktur ve referandum zamanında yapılacaktır.”