Rakamlarla DAİŞ’in elindeki Ezidi Kürtleri
Kürdistan Bölgesi Diyanet İşleri Bakanlığı Ezidilik İşleri Genel Müdürlüğü tarafından Şengal katliamının ikinci yıldönümü vesilesiyle yapılan açıklamada DAİŞ’in elinde tutsak olan Ezidi Kürtlerinin sayısı açıklandı.
Ezidilik İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, DAİŞ’in elinde halen 3 bin 764 Ezidinin tutsak olduğu belirtildi.
Açıklamaya göre DAİŞ’in Şengal’e saldırdığı 2014 yılının Ağustos ayından bu yana 3 bin 538’i kadın ve kız çocuğu, 2 bin 866’sı erkek toplam 6 bin 404 kişi terör örgütü tarafından alıkonuldu. DAİŞ teröristleri, Ezidi Kadın ve kız çocuklarının büyük kısmını kurdukları açık pazarlarda insanlık dışı uygulamalarla satmaya başladı. Ayrıca 1200 Ezidi de şehit edildi.
Açıklamada yalnızca 2 bin 640 kişinin kurtarılabildiği ifade edildi ve kurtarılanların 953’nün kadın, 32’sinin yetişkin erkek, 684’ünun erkek çocuk, 757’nin ise kız çocuğu olduğu kaydedildi.
Halen DAİŞ’in elinde tutsak bulunan 3 bin 764 kişiden bin 914 kişinin kadın, bin 850 kişinin ise erkek olduğu açıklandı.
Şengal’in 3 Ağustos 2014 tarihinde DAİŞ teröristleri tarafından işgal edilmesinden sonra 340 bin kişi ilçeden göç etti. 60 bin kişi de Başik, Behzan ve diğer bölgelerden kaçmak zorunda kaldı. Göç edenlerin büyük bir kısmı Kürdistan Bölgesi’ne bir kısmı Rojava’ya bir kısmı da Türkiye’ye sığındı.
DAİŞ teröristleri, 64 Ezidi türbesini ve tapınağını yerle bir etti. Ayrıca Ezidi Kürtlerine ait evleri yağmaladı ve mallarına el koydu.
Duhok’ta dün düzenlenen bir basın toplantısında ellerindeki verileri açıklayan Ezidi Kürtleri Kurtarma Ofisi müdürü Hüseyin Kuro, yaklaşık bin 400 çocuğun; Rakka, Telafer ve Musul’daki DAİŞ kamplarında askeri ve ideolojik eğitime zorlandığını dile getirdi.
Hüseyin Kuro, 2 bin 745 çocuğun anne ve babasız kaldığını, kurtarılan bölgelerde 30’dan fazla toplu mezarın bulunduğunu ifade etti.
Şengal katliamının 2 yıl dönümünü anma vesilesiyle düzenlenen basın toplantısında açıklama yapan Laleş Tapınağı Ofisi, Şengal ve Ezidi Kürt halkına gerekli desteği sunmadıkları için Birleşmiş Milletler ve dünya devletlerine eleştirilerde bulunarak daha önce verdikleri sözleri yerine getirmeleri için çağrıda bulundu.