Dalkurd makus talihini yeniyor mu?

Bu sezon Dalkurd’un yediği neredeyse bütün goller de bu durum baş rol oynuyor

Ali Fikri Işık

Kadrolar açıklandığında ilk onbirde Lawan ve Ahmed Awad isimlerini görünce kan beynime sıçradı. Bu kadarı da olmaz dedim kendi kendime. Bu kadarı artık cehaletten sayılmaz. Bu kadarı artık iş bilmezlik değil, bu düpedüz takımı sabote etmektir. 3-4-3 gibi tuhaf bir sistem ile oynamak yetmiyormuş gibi bir de bu sistemi komaya sokacak iki ağır, hantal, hamlesiz oyuncuyu ortadaki dörtlünün içine yerleştiriyorsun. Pes doğrusu. Eğer ben İsveç futbol federasyonun yerinde olsaydım bu güzel oyun adına o lisansı anında iptal ederdim. Kabalık yaptığımı sanmayın lütfen. Acele hüküm vermeyin. Az sabır, biraz sonra bütün gerekçelerimi ortaya koyacağım. Küçük bir araştırma yaptım. Poul Olausson’un kartvizitinde eğitmen yazıyor. Tuhaf ama gerçek.

Futbol oyununda sistemler tasarlanırken ,saha denilen geniş ve yeşil zeminin, boydan boya uzayan, üç koridorunun bütün imkanları dikkate alınır. Sol koridor, sağ koridor ve göbek koridoru. Diğer bir ifade ile sağ kenar çizgisi boydan boya, sol kenar çizgisi boydan boya ve her iki ceza sahası arasında kalan göbek bölgesi. Top rakip kaleye bu koridorlar kullanılarak taşınır ya da rakipler bu koridorlarda gelirken karşılanır. Hem hücum hem de savunmanın bütün aksiyonları bu koridorlar üstünden gelişir. Defans, orta saha ve hücum olarak dizilen bütün oyuncular, hem mevkilerinin gereğini yerine getirirler hem de bu koridorlarda gelişen aksiyonlara katılım sağlarlar, her sistemin temelinde bu ikili görevlendirme yer alır. Başka türlü sistem oluşturulamaz.

Şimdi bakalım sevgili Poul Olausson bu sistemi nasıl oluşturmuş. Geride üç kişilik bir defans bloku var. Tercihi bu, saygı duyarız. Peki ama bu defans bloku hem savunmada hem de hücumda söz konusu koridorlarda nasıl mevzileniyor. Mesela sol koridorda bir aksiyon başlatalım. Top sol bekimizin ayağında olsun. Bu koridorun işlevsel olabilmesi için en az altı oyuncunun katılımı gerekli. Çünkü atağımızı rakip kalede sonlandırmak gibi bir amacımız var. Topu önce birinci bölgeden ikinci bölgeye taşıyacağız. Peki, Dalkurd sol beki ne yapıyor bu durumda? Topu önce geriye doğru oynuyor çünkü bu koridorla ilgili önceden yapılmış bir organizasyon yok. Topu taşıyacak mekanizmalar inşa edilmemiş. Topu sol bekten alan göbek stoperi ne yapıyor ? Ya topu sağ beke veriyor ya da tekrar sol çizgide olması gereken orta saha oyuncusuna. Top orta saha dörtlüsünün en kenarındaki oyuncuya gelince ne oluyor? İşte orada işler bütünüyle çatallaşıyor. Çünkü ne orta saha oyuncuları ne de hücumcular bu pozisyon için önceden üstünde çalışmış pozisyonun içinde yer almıyorlar. Peki ama bu meret top nasıl ikinci bölgeye taşınacak? İkinci bölgeden üçüncü bölgeye güvenli bir biçimde nasıl aktarılacak? Bu soruların yanıtları yok. Her oyuncu en kısa zamanda topu kenar oyuncularına atıyor ve oradan topun ceza sahasına atılmasını bekliyor.

Daha da kötüsü Lawan ve Ahmed Awad topu rakibe kaptırdıklarında neler oluyor? Ben bu ikilinin kaptırdıkları topları geri aldıklarına şahit olmadım bu sezon. Her şeyden önce bu ikili hem yerlerini kaybediyor hem de top rakibe geçtiği için o alanda Dalkurd savunma ya presi otomatikmen iki kişi eksik kalıyor.

Bu sezon Dalkurd’un yediği neredeyse bütün goller de bu durum baş rol oynuyor. Çünkü takımın hücumu yapılandırılmamış olduğu gibi savunması da yapılandırılmamış. Oyuncular belli bir düzen içinde savunma yapmıyor, o an o pozisyonun gereği olarak savunma yaptıklarını sanıyorlar. Duran toplarda kimin nerede duracağı, hangi alanı kapatacağı ya da hangi oyuncu ile eşleşeceği bütünüyle keyfe keder.

Henüz söylemek istediklerimin binde birini bile söyleyemedim.