Kılıçdaroğlu: Amacımız kanı durdurmak

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul’da, 'Uluslararası Suriye Konferansı: Suriye’de Barışa Açılan Kapı' başlıklı bir konferans gerçekleştiriyor.

K24 - İSTANBUL

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisi tarafından gerçekleştirilen Suriye Konferansı'nda yaptığı konuşmada "Amacımız bölgemizde akan kanı durdurmak ve bölge halkının geleceğe umutla bakmalarını sağlamaktır" ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul’da, 'Uluslararası Suriye Konferansı: Suriye’de Barışa Açılan Kapı' başlıklı bir konferans gerçekleştiriyor.

Konferansta konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bizim barışa, dostluğa, birlikte yaşamaya, milyonların acısını dindirmeye ihtiyacımız var” diyerek, sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye’nin uygulanan yanlış politikaları sebebiyle Suriye’deki yangın büyüdü. Bu konferans bu yangını söndürmeyi, Suriye ve Türkiye arasındaki tarihsel bağları güçlendirmek ve Türk dış politikasının barışçıl temelleri oturmasına yönelik özlemimizin bir sonucudur. Amacımız bölgemizde akan kanı durdurmak ve bölge halkının geleceğe umutla bakmalarını sağlamaktır.”

Ortadoğu’ya mezhep eksenli bakıldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

Yeni Anayasa'nın Suriye'nin demokratikleşmesini sağlamasını umuyoruz. Egemenlik, kayıtsız şartsız Suriye halkının olmalıdır. Türkiye çok uzun süredir terör örgütlerinin hedefindedir. Türkiye'nin kendi güvenliğini sağlama amacıyla Suriye'de sürdürdüğü terörle mücadelenin meşruluğuna inanıyoruz. Ancak bu mücadelenin Şam yönetimiyle ilişki kurularak sürdürülmesi gerektiğine inanıyoruz.”

AĞBABA: BARIŞIN GEREKLİLİĞİNİ SAVUNUYORUZ

Konferansta söz alan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, yaklaşık 9 yıldır Suriye’de süren savaşa çözüm getirmek için toplanıldığını söyleyerek, şunları ifade etti:

“‘Komşularla sıfır sorun’ gibi dış politika yapmaya çalışanlar, Suriye'de egemenlik kurmak isteyen ülkelerin çıkarlarına sıkıştırdı. Milyonlarca insan evlerinden olurdu. Oysa başka devletlerin toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı duyan bir iktidar tarafından yönetilseydi böyle olmayacaktı. Ancak izlenen yanlış politikaların yıkımı Suriye'yle barış içinde yaşama isteğimizi azaltamaz. Suriye’nin kimin tarafından yönetileceğine yalnızca Suriye halkının zarar vereceğini inanıyoruz. Bunun tüm bölgenin barışı için gerekli olduğunu savunuyoruz.”  

İMAMOĞLU: ÖNEMLİ BÖLÜMÜ GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALDI

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise göç sorunundan söz ederek, “2011’de kaos başladığında Suriye nüfusunun önemli bir bölümü göç etmek, vatanlarından ayrılmak zorunda kaldı” dedi.

“İç savaşta yaşanan insanlık dramı ve şiddet o denli yürek parçalayıcı hale geldi ki, ülke tüm dünyanın ilgi odağı haline geldi” diyen Ekrem İmamoğlu, şunları belirtti:

“Gelinen noktada, çoğunluk kiminle savaştığını bile bilmiyor. Yanı başımızdaki dost ülkeden gelen milyonları yalnızca ülkemize almadık, ayrıca onları burda tek başlarına bıraktık. Buraya gelenleri suçlamak doğru değil. Onlar savaşı kabullenmedikleri için bizimle yaşıyor.”

Türkiye’nin mülteci sorununda kontrolsüz bir sürece girdiğine işaret eden İmamoğlu “Şu an 4 milyonu aşkın göçmen ve mülteci yaşıyor. İstanbul’da 550 bin Suriyeli var denilse de bunun 1 milyonu aştığı söyleniyor. Binlerce Suriyeli çocuk, İstanbul’da hiçbir yakını olmadan yaşıyor. 20 ila 25 bin arasında kayıtsız, 100 binden fazla da farklı ile kayıtlı Suriye mülteci İstanbul’da. Mültecilerle ilgili sağlıklı bir veriye ulaşmak zor” diye konuştu.

“ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR”

Mevcut sosyal politikaların yetersiz olduğunu söyleyen İmamoğlu, şöyle devam etti:

“Çocuk evlilikleri ve aile travmalarına sahadaki çalışmalarda tanıklık ediyoruz. Psikolojik ve manevi desteğe muhtaç acil vakalar gelişiyor. Problem insani açıdan çok derin ve kapsamlıdır. Mültecilerin sorunlarının iyileşmesi için yabancı ülkelerle ve organizasyonlarla çalışmanın gereğinin farkındayız. Bu çalışmalara başladık. Uluslararası arenada ortak akılda buluşma çabalarımız artarak sürüyor. Bu sorunu tek başımıza çözmemiz beklenemez. Sorunun nihai çözüme ulaşmasına ve insanların en iyi şartlarda ülkelerine dönmesi konusunda çalışmalar yapmalıyız, yapacağız.”