K24 ÖZEL - ‘Kürt kültürü müzikle dünyaya daha iyi anlatılabilir’

4 yıl önce “Yansıyan” albümüyle tanıdığımız Babetna müzik grubunun son albümü “Döngü”de Kürtçenin Kurmanci, Sorani ve Zazaki lehçelerinin yanı sıra Türkçe ve Ermeniceden oluşan 13 şarkı bulunuyor.

ANKARA (K24)

Müzisyen Şervan Ayaz, bağımsız müzik yapmanın çok değerli olduğunu belirterek, Kürt kültürünün müzikle dünyaya daha iyi anlatılabileceğini söylüyor.

4 yıl önce “Yansıyan” albümüyle tanıdığımız Babetna müzik grubunun son albümü “Döngü”de Kürtçe’nin Kurmanci, Sorani ve Zazaki lehçelerinin yanı sıra Türkçe ve Ermenice’den oluşan 13 şarkı bulunuyor.

Etnik müzik yapan Babetna’nın son albümünde yer alan şarkıların isimleri ise şöyle: Kosha Hawraman, Dağda Bir Çoban, Ayra, Ölem Ben, Ha Nîna, Wenda Me, Mapusun İçinde, Mer Dan Idev, Başım Duman, Ehmed Beg, Yerîvan, Atım Kalk Gidelim, Acep Güzel.

K24’e konuşan grup üyelerinden müzisyen Şervan Ayaz hem Babetna’nın hikayesinden hem son albümleri Döngü’den hem de Kürtçe müziğin bugününden söz etti.

Grubun ismiyle söyleşiye başlamak istiyorum. Babetna, Kürtçe’nin Kurmanci lehçesinde “başka/farklı çeşit” anlamına geliyor. Neden bu ismi tercih ettiğinizi ve müzik serüvenine nasıl başladığınızı sormak istiyorum.

“Babetna” ismini tercih etmemizin sebebi müzik sektöründen biraz daha başka bir yerde konumlandırmak istememizden kaynaklıdır. Etnik müzik yapan bir grubuz ve Anadolu ile Ortadoğu’da konuşulan bazı dillerde müzik yapıyoruz. Sektöre nazaran bizim hedeflediğimiz şey daha müzikal bir anlayıştır. Amacımız herhangi bir popülerlik değil, müzik yapmaktır. Bunu baz aldığımızda diğerlerinden daha farklı bir yol izleyecekmiş hevesine kapılıyoruz, bu nedenle bunun bize de yakıştığını düşünüyoruz. Türkiye’de çok dilde müzik yapan ve bu anlamda direnen çok fazla grup olmadığını biliyorum.

Babetna ekibi nasıl bir araya geldi?

Beş kişiden oluşan bir grubuz ve hepimiz müzisyeniz. Babetna öncesinde de sektörde çalıştık, şarkıcılara ve solistlere çaldık. Bundan geçimimizi sağladık; fakat müzik bizim için bir idealdir. İdealimiz müzik olduğu için, her zaman kendi müziğimizi yapmak istedik. Bu daha cazip bir şeydir. Bir müzisyenin kendi müziğini yapması kadar keyifli hiçbir şey yoktur.

Ekonomik zorlukların içerisinde bu grubu kurduk. Bu fikir, gruptaki ağabeyim Ciwan’la bana aitti.  Diğer üç arkadaşımızla tamamen tesadüfen tanıştık. Arkadaşlar gruba gelirken Ciwan’la paylaştığımız idealin farkında değillerdi, ama müzik öyle bir şey ki, buna başladıktan sonra inanç oluşuyor. Ortaya güzel müzik çıkınca herkesin gruba karşı aidiyeti eşitleniyor. Öyle güzel bir oluşum oldu.

Bir söyleşinizde, Babetna olarak kolektif bilinci ve bağımsız müzik üretimini en öne koyduğunuzu ifade etmiştiniz. Hem bu iki kavramdan hem de çalışma motivasyonunuzdan söz eder misiniz?

“Bağımsız müzik” kavramı gerçekten çok güzel. Solistlerin müzisyenlerden kat kat para aldığı müthiş bir kapitalist sömürünün benimsendiği bir piyasadan söz ediyoruz. Bu piyasadan “müzisyen ne kadar samimi olabilir ne kadar sağlıklı müzik üretebilir ne kadar insanların orijinal duygularına hitap edebilir” sorularının sorgulanması gerekir. Bağımsız müzik yapmak çok değerli bir şeydir. Bizler zaten bunun için bir araya geldik. Piyasadan etkilenmemiş ve Türkiye dinleyicisinin müzikal anlayışından etkilenmemiş bir biçimde tamamen özgün bir müzik yapmaya çalışıyoruz. Tamamen kendi zevkimize ve fantezimize dayalı bir müzik yapmak radikal bir tercihtir.

Piyasaya rağmen bir araya gelmek, hele ki kent koşullarında zor olmuyor mu?

Bunun için müthiş bir kolektif çaba gerekiyor. Bu dönemde, kent toplumlarında beş kişinin her gün buluşması çok zordur. Çünkü grubu kurmak, müzikleri üretmek ve albümleri tasarlamak kolay bir iş değil. Aramızda öğretmen var, çocuğu olan var ve günlük yaşamımızı devam ettirmek zorundayız. Ekonomik bir çabamız da var. Ekonomik düşünceden bağımsız müzik yapmak da zordur. Bunun için de kolektif bilinç yeterlidir. İşe, müzikten önce kolektif bilinci oluşturmakla başladık

Son yıllarda Kürtçe müzikte önemli ve farklı çalışmalar yapılıyor. Çıkarılan albümlerde hem yeni yorumlar hem de yeni tarzlar var. Diğer yandan Kürt şairlerinin, yazarlarının bestelerinin yeniden yorumlanması da bir başka konu. Siz bu değişimi nasıl yorumluyorsunuz?

Kürtçe müziği eskiden daha fazla takip eder, dinlerdim. Ancak şu sıralar pek dinlemiyorum. Artık bana samimi gelmiyor. Müziğin içinden biri olarak ve sektöre bakarak, bazı şeyleri daha net görebiliyoruz. Yıllar önce Kürt şarkıcıların halka yansıttığı samimiyeti şu anda göremiyoruz. Eski Kürtçe şarkıların hissettirmiş olduğu duygu o dönemde oldukça gerçekçiydi. O koşullara göre realiteden kopuk değildi. O dönemde yaşanan acıları ve üzüntüleri, bunların yanı sıra Kürtlerin kültürel dinamiklerini yansıtan Kürtçe şarkılar söylenirdi. Bu şarkıları söyleyenler dönemin siyasi ya da kültürel atmosferine adapte olurdu. Bu adaptasyon, onlara Kürt halkının çektiği çileyi anlatan şarkılar üretmelerini sağlardı. Bu gerçekçi geliyor bana.

Birçok siyasi ve kültürel atmosfer değişti. Bunu hepimiz biliyoruz. Bu süreçte bir Kürt şarkıcının ürettiği siyasi/radikal şarkı o şarkıcının içinde bulunduğu kent toplumuyla, teknolojiyle ne kadar örtüştüğünü sorgulamalıyız. Örneğin Kürtçe müzik yapan bir şarkıcı modernleşmiş bir kentte yaşıyor, o kentte yaşarken gerçekliği ne kadar içselleştiriyor, bu sorgulanır. Kürtçe müzik yapanların müziğin gücünün farkına varamadığını söyleyebilirim. Oysa Kürt kültürünün müzik ve sanatın gücüyle dünyaya anlatılabileceğini düşünüyorum. Kürtçe müzik yapanların çoğunluğu müziğin teorisini hiç merak etmiyor, bunu öğrenmeden, dünyanın diğer müziklerini hiç dinlemeden; araştırmadan, okumadan ve vizyonlarını geliştirmeden çalışma yapıyorlar.

Son albümünüz “Döngü”de Kürtçe’nin Kurmanci, Sorani ve Zazaki lehçelerinin yanı sıra Türkçe ve Ermenice şarkılar bulunuyor. Albümünüzden söz eder misiniz?

İlk albümle aynı tarzı sürdürdük. Dolayısıyla bu albümde de farklı dillerden oluşan şarkılar var. Albüm için toparladığımız şarkıları sahneler için düşünerek hazırlıyoruz. Albümleri dinleyenler kendisini sahnedeymiş gibi hissedebiliyor. Bu da galiba iyi bir yolda olduğumuzu gösteriyor.

Son albümümüz temmuzda çıktı. Albümde farklı dillerden oluşan 13 şarkı bulunuyor.

Babetna’nın mevcut çalışmaları ve gelecekteki planları nelerdir?

Babetna her zaman üretmeye devam eden bir grup olacak. Geçen gün ikinci şarkımıza bir klip çektik, diğer şarkılarımızın birçoğuna da video-klip çekmeyi düşünüyoruz.