K24 ÖZEL - Kürt sinemacılar pandemi sürecini nasıl atlatıyor?

Kürt yönetmenler ve sinema oyuncuları, Covid-19 salgını sürecinde yeni çalışmalar yapma ve bu süreci olumlu atlatmaya çalıştıklarını belirtiyor

ANKARA (K24)

Kürt yönetmenler ve sinema oyuncuları, Covid-19 salgını sürecinde yeni çalışmalar yapma ve bu süreci olumlu atlatmaya çalıştıklarını belirtiyor.

Yeni tip coronavirüs (Covid-19) salgını sinema sektörüne ağır darbe vurdu. Dünya genelindeki sinema salonları, virüsün bulaşma riskini azaltmak amacıyla alınan kararla geçici bir süre kapatılmıştı.

Bu süre içerisinde dünyanın pek çok yerinde sinema salonları kapandı, festivaller ertelendi ve film çekimleri durduruldu.

Ekonomik ve siyasal zorluklarla karşı karşıya kalan Kürt sinemacılar da bu süreçten oldukça olumsuz etkilendi.

Covid-19’un Kürt sinemasını ve sinemacılarını nasıl etkilediğini Ruken Tekeş, Ali Kemal Çınar, Nazmi Kırık ve Aram Dildar’a sorduk.

Ruken Tekeş
Ruken Tekeş

TEKEŞ: YARATIM SÜRECİ ETKİLENDİ

“Çin’de başlayan hareketliliği takip ediyordum bir süredir ama çok hızlı bir şekilde salgına dönüşmesi ve tüm dünyayı etkisi altına alması hepimiz için sarsıcı oldu. Ve kısaca herkes gibi ben de bir süre kalakaldım” diyen sinema yazarı ve yönetmen Ruken Tekeş, “Sanki distopik bir filmin içindeymişiz gibi ne olduğunu ve etkilerinin ne olacağını anlamaya çalıştım. Dünyanın her tarafından gelen haberleri duyarken, özellikle de büyük risk altında olan ve daha zor yaşam şartları altında bu süreci geçiren insanları görürken sinemanın geleceği düşünsel önem sıralamama girmedi bile açıkçası” ifadelerini kullandı.

K24’e konuşan Ruken Tekeş, salgının sinemaya etkisiyle ilgili, “Bir süre sonra sinemaya ne olacak, bu şartlar devam ederse nasıl yol alacağız sorularını da düşündüm. Yaratım sürecim de etkilendi ister istemez. Üzerine çalıştığım ve salgın öncesi yazım aşamasında olduğum yeni projemin değişen gerçeklikte halen önemi olup olmadığını ve nasıl hayata geçireceğimi sorguladığım bir süreçte yaşadım. Sürece karşı kendimce savaş açtım, bu dönemi elimdekileri paylaşarak geçirmek istedim” dedi.

“Film bağlamında, ilk filmim ‘Hevêrk’i ücretli platformlardan kaldırarak ücretsiz olarak herkese gösterime açtık” diyen Tekeş, şunları söyledi:

“Festival dolaşımında olan filmim ‘Aether’i dağıtım anlaşmamızdan dolayı açamadım ama birçok festival online festival opsiyonuna kısa sürede geçince online olmasından çekinmeden seyirciye ulaşmasını sağladık. Filmden bugüne kadar gelen tüm kazanımları da bir havuza koyarak tüm ekip arkadaşlarımızın ihtiyacına açtık. Tüm bu zor şartlara rağmen yakın zamanda film Türkiye’de vizyona da çıktı. Keşke seyirciyle salonlarda daha çok buluşabilseydik ama her şeye rağmen filmlere dair ilgi ve gelişmeler ekibimi ve beni bu distopik zamanlarda çok mutlu etti.”

“ŞARTLAR ŞİMDİ ÇOK DAHA FARKLI”

Pandeminin Kürt sinemasını nasıl etkilediği sorusuna yanıt veren Ruken Tekeş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Filmlerinin herhangi bir sürecinde olan sadece Kürt sinemacılar değil tüm bağımsız sinemacılar bu gelişmelerden negatif etkilendi diye düşünüyorum. Birçoğumuzun planları dondu veya komple değişti. Yakın çevremdeki Kürt yönetmen arkadaşlarımdan da bu durumu çok net gördüm. Kendi aramızda bunun paylaşımları ve tartışmaları da oldu. Şartlar eskiden de zordu ama şimdi çok daha farklı bir boyutta. Yeni kısıtlamaların yanına ulaşılabilir uluslararası film fonlarının küçülmesi veya tamamen dondurulması da katılınca, bazı projeler bir süreliğine durmak zorunda kaldı maalesef. Ama her şeye rağmen üretme isteği ve bir yol bulma çabası var diye görüyorum ve bu çok değerli. Elimizden geldiği kadar üretmeye, paylaşmaya ve birbirimize destek vermeye devam, bundan başka da bir çözüm yok.”

Ali Kemal Çınar
Ali Kemal Çınar

ÇINAR: BU SÜREÇTE YENİ FİKİRLER EDİNDİM

K24’e konuşan yönetmen Ali Kemal Çınar ise, “Üretim olarak olumsuz etkilendiğimi söyleyemem, tam tersine üretime devam ettiğim gibi yeni fikirler de edindim. Kendi üretim biçimim sektöre paralel gitmediği için beni hiçbir şekilde olumsuz etkilemedi. Bir tek biraz gezme ve nefes almak için gittiğim festivallerden mahrum kaldım” dedi.

Çınar, “Karantina döneminde başladığım ‘Dilop’ serisine devam ediyorum, bu yıl uğraşacağım işlerden biri olacak” diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İnsan ölümleri; işsizlik, yoksulluk gibi dünyanın zaten en hassas olduğu konular bu süreçte de devam ettiği gibi daha da derinleşti. Benim hem üretim biçimim aynı kaldığından hem de zaten hep işsiz olduğumdan bu süreçten etkilenmedim.”

Aram Dildar
Aram Dildar

DILDAR: EKONOMİK SORUNLAR YÜZÜNDEN PROJELERİ HAYATA GEÇİREMİYORUZ

Yönetmen ve oyuncu Aram Dildar, salgının ilk dört ayında okuma ve yazmaya odaklandığını belirterek, bu ayların kendisi için verimli geçtiğini söyledi, ancak sonraki aylarda ekonomik sıkıntıların baş gösterdiğini vurguladı.

K24’e konuşan Aram Dildar, “Son üç aydır ekonomik problemlerle boğuşarak, haftaları kurtarmaya çalışıyorum. Yapmam gereken birçok projeyi, ekonomik sıkıntılar nedeniyle hayata geçiremedim. Bir projeye odaklanmak için uzun bir süre gerekiyor. Fakat o kadar çok kaygı ve ekonomik sıkıntı yaşıyoruz ki, maalesef kendi işimize yoğunlaşacak zamanı ve psikolojiyi tükettik” dedi.

Kürt sinemacılarının ekonomik zorluklar yaşadığından söz eden Dildar, “Kürt sinemacılarının en önemli problemlerinden biri ekonomi ve fon bulma meselesidir. Çünkü Türkiye’de fon bulma konusunda çok şanslı sayılmayız. Belediyelerdeki tüm imkanlar kayyumlar tarafından yok edildikten sonra, elimizdeki küçük sponsorluklar da gitti” ifadelerini kullandı.

Önümüzdeki aylarda yapmak istediği projelerden de bahseden Aram Dildar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çok istediğim ve hazırlandığım kısa film fikirlerim var. Hatta birini ocak ayında çekmek istiyorum, şimdiden nasıl fon bulabileceğime dair arayışlar içerisindeyim. Bu süreç böyle devam etse bile, başka işler yaparak para kazanıp, kısa filme nefes aldırabilirim. Tabii ki bir yerlerde çalışıp günlük hayatımı bir ritme sokabilirsem, en azından daha rahat bir kafayla kısa film yaparım.”

Nazmi Kırık
Nazmi Kırık

NAZMİ KIRIK: ÇOCUKLARIMLA DAHA ÇOK VAKİT GEÇİRDİM

K24’e konuşan oyuncu Nazmi Kırık, salgın sürecinin kendisi için olumlu yanlarının da olduğunu belirterek, “Eskiden çok uzaktım ve çocuklarla çok fazla zaman geçirme fırsatım olmuyordu. Ama bu süreçte hep onlarla birlikteydim” dedi.

Almanya’da yaşayan Kırık, çok sayıda sanatsal alanın bu süreci olumsuz atlattığını söyledi ve Almanya’nın sanatçılarını mağdur etmemeye çalıştığını dile getirdi.

Diğer yandan yaklaşık 8 aylık süre içerisinde senaryosuna yoğunlaştığına dikkat çeken Nazmi Kırık, sinema oyuncularının seyircileriyle var olabildiğini vurgulayarak, “Salgın günlerinde seyircilerle buluşmak mümkün olmadı. Oysa sanatçıların sevenlerine ulaşması gerekiyor” diye konuştu.