AB Liderler Zirvesi’nden Türkiye kararı

Avrupa Birliği (AB) liderleri, Brüksel'deki zirvenin ilk gününde Doğu Akdeniz'deki tartışmalı sularda süren sondaj çalışmalarından sorumlu olduğu gerekçesiyle yaptırım uyguladığı Türk şirketleri ve vatandaşları listesine yenilerinin eklenmesine karar verdi.
AB'den Türkiye'ye ek yaptırım kararları
AB'den Türkiye'ye ek yaptırım kararları

HABER MERKEZİ

Brüksel'de yapılan AB Liderler Zirvesi devam ederken sonuç bildirisinin Türkiye ile ilgili bölümü üzerinde saatler süren müzakerelerin ardından uzlaşıya varıldığı açıklandı ve bildirinin ilgili kısmı paylaşıldı. 

Bildiride, Türkiye'nin tek taraflı adımlara ve provokasyonlara devam ettiği, AB'ye karşı söylemini yükselttiği belirtilerek, Oruç Reis gemisinin Antalya Limanına dönmesinin not edildiği, Türkiye ile Yunanistan arasında istikşafi görüşmelerin yeniden başlayabilmesi için gerginliğin düşürülmesinde AB tarafının ısrarcı olduğu ifade edildi.

Bildiride şunlar kaydedildi:

"Türkiye'nin AB ve üyeleriyle gerçek bir ortaklığı desteklemek, farklılıkları diyalog ve uluslararası hukuka uygun şekilde çözmek için hazır olduğunu göstermesi halinde pozitif Türkiye-AB gündemi hala masadadır. Bu tür bir gündem ekonomi ve ticaret alanlarını, halklar arasında teması, yüksek düzeyli diyaloğu ve göç konusunda devamlı işbirliğini kapsayabilecektir. AB Konseyi, AB ile Türkiye arasındaki iletişim kanallarının açık tutulmasının önemini vurgulamaktadır."

EK YAPTIRIM LİSTESİ

AB sonuç bildirgesinin Türkiye ile ilgili bölümünde Konsey'den 11 Kasım 2019'da kabul edilen kararlar çerçevesinde "Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de yetkisiz bir şekilde gerçekleştirdiği sondaj faaliyetleri nedeniyle yeni kısıtlayıcı önlemlerle ilgili ek listeler hazırlaması" istendi.

AFP'ye konuşan bir diplomat, "Belirlenen önlemler bireylere yönelik yaptırımlar olacak ve Türkiye'nin faaliyetlerini sürdürmesi halinde ek önlemlerin alınmasına da karar verilebilecek" dedi.

AB Konseyi'nin Kasım 2019'da aldığı karar, Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetlerine katılan kişi ya da kuruluşlara seyahat kısıtlaması ve varlıklarının dondurulması gibi yaptırımlar uygulanmasını öngörüyor.

2019'da yapılan Konsey toplantısında Kıbrıs'ın egemenlik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bazı isimlerin AB ülkelerine girişi yasaklandı ve bazı şirketlerle birlikte mal varlıkları donduruldu.

Ayrıca AB üyesi ülke vatandaşlarının da bu kişi ve şirketlere fon sağlaması yasaklandı.

Şubat 2020'de de listeye Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) yöneticileri Mehmet Ferruh Akalın ve Ali Coşkun Namoğlu eklendi. Akalın ve Namoğlu'na AB ülkelerine giriş yasağı kondu ve bu ülkelerdeki malvarlıklarının dondurulması kararı alındı.

Sonuç bildirgesinde, AB Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi ile Avrupa Komisyonu'ndan AB ile Türkiye arasındaki siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerin durumu ve "en geç Mart 2021'de yapılacak olan AB Konseyi'nde değerlendirilmek üzere bahsi geçen kararın kapsamının genişletilmesi de dahil olmak üzere bundan sonrasına ilişkin seçeneklerle ilgili rapor hazırlaması" istendi.

ABD İLE EŞGÜDÜM VURGUSU VE KIBRIS ÇAĞRISI

Kararın Türkiye ile ilgili bölümünün son kısmında, AB'nin bu konudaki çabalarını ABD ile eşgüdüm içerisinde yürütmek istediği de ifade edildi.

Kararda, "AB Türkiye ve Doğu Akdeniz'deki durumla ilgili konuları, ABD ile koordine etmenin yollarını arayacak" denildi.

Ayrıca, Kıbrıs konusunda da AB liderlerinin adanın yeniden birleşmesi için Birleşmiş Milletler çatısı altındaki görüşmelerin hızlı bir şekilde yeniden başlanmasına destek verdiği belirtilerek, Türkiye'den de aynısının beklendiği vurgulandı.

Sonuç bildirgesinde, Türkiye'ye "göçmen akınını sorumlu bir şekilde yönetmesi ve insan kaçakçılığı şebekeleriyle mücadele etme çabalarını artırması" çağrısı da yer aldı.

Zirve öncesinde Yunanistan ve Fransa gibi ülkeler, Türkiye'ye daha sert ekonomik yaptırımlar uygulanması gerektiğini savunuyordu.

Başını AB dönem başkanı Almanya'nın çektiği ve İtalya ile İspanya gibi önemli ülkelerin de yer aldığı diğer grup ise Türkiye ile angajman politikasının devam ettirilmesi için alınması gereken yaptırım kararının dengeli olmasında ısrar ediyordu.

ANKARA’DAN KARARA TEPKİ

Türkiye Dışişleri Bakanlığı'ndan kararla ilgili yapılan açıklamada,"1-2 Ekim AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nden bu yana ülkemizle diyalog ve temas yönünde çaba gösteren Dönem Başkanı dahil birçok AB ülkesi olsa da, bir-iki ülkenin dar siyasi hesapları nedeniyle Türkiye-AB ilişkilerinde henüz pozitif gündem yaratılamamış ve AB hiç bir yararı olmayan kısıtlayıcı önlem alma arayışından çıkamamıştır" denildi.

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Bazı üye ülkelerin üyelik dayanışmasını ve veto haklarını kötüye kullanarak, Türkiye’ye karşı gündeme getirdikleri maksimalist talepleri ve haksız tutumları, Türkiye ile AB’yi bir kısır döngü içine sokmuştur. Bu durum, Türkiye ve AB’nin ortak çıkarları ile bölgemizin barış, güvenlik ve istikrarına zarar vermektedir. Özellikle Kıbrıs, Doğu Akdeniz, Ege ve bölgesel konularda, esasen AB’nin büyük kesiminin de benimsemediğini bildiğimiz, ancak dayanışma ve veto baskısıyla 10 Aralık AB Zirvesi Sonuçlarına konulmak zorunda kalınan yanlı ve hukuka aykırı tutumu reddediyoruz.”