Davutoğlu ve Sağlam’dan K24’e Kürt meselesi ve ‘çözüm süreci’ yanıtı

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile HÜDAPAR Genel Başkanı İshak Sağlam, Kürt sorunu ve ‘çözüm süreci’yle ilgili değerlendirmede bulundu.
Davutoğlu ile Sağlam'dan açıklama
Davutoğlu ile Sağlam'dan açıklama

ANKARA (K24)

Eski Türkiye Başbakanı ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Hür Dava Partisi (HÜDAPAR) Genel Başkanı İshak Sağlam'ı ziyaret etti.

Görüşmenin ardından iki lider, ortak basın toplantısı düzenleyip, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

İshak Sağlam, Erdoğan’la yaptıkları görüşmeyle ilgili ilk kez konuştu.

K24 muhabirinin, Erdoğan ile görüşmesinin içeriğini sorduğu Sağlam, ağırlıklı olarak Kürt meselesinin konuşulduğunu ifade etti.

SAĞLAM: SAYIN CUMHURBAŞKANINA KÜRT MESELESİNİ İZAH ETTİK

Sağlam, Erdoğan ile yaptıkları görüşme hakkında şunları söyledi:

“Külliye’de Kürt meselesini de konuştuk. Belki zamanımızın önemli bir kısmı bu sorunu izah etmekle geçti. Bazıları Kürt meselesi, bazıları Kürt sorunu, bazıları da Güneydoğu’da ekonomik sorun der. İsimlendirmelere çok takılmıyoruz. Türkiye’de şu anda canımızı acıtan bir husus var. Vatandaşların önemli bir kısmı kendi haklarının, kültürel haklarının tanınmadığı noktasında bir şikâyetleri var ve 40 yıla yakın da bu konu gündemde. Biz buna temel insani haklar gözüyle bakıyoruz. Biz temel görüşümüz eşit vatandaşlığın anayasada garanti altına alınmasıdır. Bu ülkenin temelinde Kürtlerin ve Türklerin birlikte oluşturduğu bir devlet. Ama bir süre sonra insanların önemli bir kısmının yok sayılmaya çalışıldığı, inkâr edildiği, katliamlara uğradığı bir dönemi yaşadık. Bu hukuksuzluklar ve zulüm karşısında Kürtler anayasal olarak tanınmak istiyor. Biz bunu her platformda dile getiriyoruz. Sayın Davutoğlu’yla da bu konuyu konuştuk. Sayın Cumhurbaşkanına da biz bunu izah ettik. Bir sorun var ve bu sorunun çözülmesi noktasında ülke insanı mutabık.”

HÜDAPAR Genel Başkanı Sağlam, bir süredir gündemde çokça tartışılan çözüm süreci hakkında da şunları söyledi:

“Çözüm süreciyle ilgili olarak da biz meseleyi temel insan hakları olarak görüyoruz. Bundan dolayı daha önce olduğu gibi bir masa etrafında oturup konuşmanın da aslında gerekli olmamalı. Çünkü temel insan haklarının pazarlık konusu yapılmayacağını düşünüyoruz. Bunun için
yeni bir sürece değil, yeni bir zihniyete ihtiyaç var. Bu konuda ne yapılması gerekiyorsa Anayasaya konulsun ve insanlar huzurlu bir şekilde yaşasın. Bir kısım insan elinde silahla dolaşıyorsa silahları bırakmak için konuşulur. Ama bunu Kürtlerin talep ettiği temel haklar konusunda pazarlık yapılması doğru olmaz. Yeni sürecin de bu temelde olması lazım.”

DAVUTOĞLU: ÇOK CİDDİ MESAFE ALINMIŞ KONULARDA DAHİ CİDDİ GERİYE GİDİŞLER YAŞANIYOR

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da K24’ün sorusunu yanıtlayıp, “Maalesef 90'lı yıllardaki güvenlikçi ve dışlayıcı dil, söylem ve eylem Türkiye'nin bütününde ve özellikle Doğu ve Güneydoğu'da etkin kılınıyor” dedi.

Davutoğlu, “Türkiye'de şu anda en temel mesele 83 milyon insanın demokratik standartlarda bir hukuk devletine kavuşmasıdır” deyip şunları ifade etti:

“Bu sağlanmadan ekonomik, siyasal başka bir konuda mesafe almak mümkün değildir. Maalesef 90'lı yıllardaki güvenlikçi ve dışlayıcı dil, söylem ve eylem Türkiye'nin bütününde ve özellikle Doğu ve Güneydoğu'da etkin kılınıyor. Daha önce çok ciddi mesafe alınmış konularda dahi ciddi geriye gidişler yaşanıyor. KCK düzeninin sıkıntılarını yaşayan vatandaşlarımız şimdi de kayyum düzeni ile kendi iradelerinin yok sayılması sorunuyla karşı karşıya kalıyor. Doğu ve Güneydoğu'da gençlerimizin ciddi bir istihdam ve işsizlik kaygısı var. Eşit bir vatandaş olarak sistemde yer alma isteği, arzusu, talepleri var. Bu taleplerin mutlak surette yerine getirilmesi lazım.”

Davutoğlu, yeni çözüm süreci tartışmalarına da değinerek şunları söyledi:

“Hiçbir vatandaşımızın ötekileştirilmediği ve bütün vatandaşlarımızın haklarının gözetildiği yeni bir döneme, yeni bir zihniyet devrimine ihtiyaç var. Geçmişte çözüm süreci yaşanırken kamu düzeni aksamaları yaşandı, kamu düzeni sağlanırken de en demokratik hakların ihlal edildiği uygulamalar söz konusu oldu. Biz bu ikilemlerin artık aşılması gerektiğini düşünüyoruz.”