K24 ÖZEL - Ayn İsa’ya operasyon neden gündemde?

Son haftalarda Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) kontrolündeki Ayn İsa kasabasına yönelik silahlı grupların düzenlediği saldırılar, Türkiye’nin bölgeye yönelik askeri operasyon yapacağı tartışmalarını gündeme getirdi.
Ayn İsa
Ayn İsa

İSTANBUL (K24)

Türkiye, ABD’de Donald Trump yönetimi ile Rusya'nın yeşil ışık yakmasıyla, Rojava sahasına indiği 2018 yılı Mart ayından bu yana Afrin, Girê Spî ve Serêkaniyê bölgelerinin kontrolünü ele geçirirken, son günlerde Ayn İsa için de benzer bir senaryo tartışılıyor.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ekim ayında yaptığı bir konuşmada, Rojava’ya yönelik yeni bir askeri harekâtın sinyalini vermişti. Uzmanlar, Türkiye’nin Ayn İsa’ya yönelik operasyonu konusunda farklı düşüncelere sahip. 

Öte yandan Ayn İsa’da Rus faktörü öne çıkıyor. Rusya, “Türkiye’nin saldırılarının önüne geçilmesi için” Demokratik Suriye Güçleri’den (DSG) bölgeyi Suriye rejimine teslim etmesini istiyor. Rus subayları, Suriye güçleri ve DSG temsilcilerinin bir araya geldiği görüşmede DSG’nin Ayn İsa'dan çekilmesi istenirken, DSG bu öneriye karşı çıkıyor. 

Geçtiğimiz günlerde Suriye rejimi lideri Beşar Esad'ın danışmanı Buseyna Şaban, DSG ile bayrak ve toprak bütünlüğü gibi konularda anlaştıklarını ifade etmiş, ancak DSG'nin anlaşmayı imzalamadığını söylemişti.

“KÜRTLER ZAMANA OYNUYOR”

Rusya Uzmanı Dr. Kerim Has, Türkiye ile Rusya arasında yapılan anlaşmaya göre DSG’nin 30 kilometre içeriye çekildiğini ve Ayn İsa’ya yönelik herhangi bir askeri operasyonun olmaması gerektiğini ifade etti:

“Operasyonun olup olmayacağını bilmiyoruz ama Türkiye bastırıyor ve oraları almak istiyor. Ama Ayn İsa, Barış Pınarı Harekatı bölgesinden 30 kilometre uzaklıkta. Moskova ile Ankara arasında yapılan anlaşmaya göre DSG ya da Kürt güçleri 30 kilometre geri çekileceklerdi ve çekildiler. Türkiye’nin Ayn İsa’ya operasyon düşüncesi anlaşmaya girmiyor. Operasyon yeni bir anlaşmayla ancak olabilir. Erdoğan bölgeyi almak istiyor Rusya da Kürtleri Şam’a yakınlaştırmak istiyor. Hatta ‘Bölgeyi Esad’a verin’ diyor. Kürtler de zamana oynuyor. Onlar da Joe Biden geldiği takdirde ABD’nin Türkiye’ye karşı daha sert bir politika izleyeceğini düşünüyorlar. Dolayısıyla operasyon için zamana karşı bir yarış söz konusu.” 

“Biden’n göreve başlamasıyla olası bir operasyonun yapılmasının Türkiye açısından zor olacağını düşünüyorum” diyen Dr. Kerim Has değerlendirmesine şöyle devam etti:

“Ama Ayn İsa için Ankara ile Moskova arasında anlaşma zayıf görünmüyor. Eğer bir operasyon olursa bir sonraki operasyon Kobani’ye olur. Kürtlerin, ülkelerin kendi çıkarları doğrultusunda Türkiye’nin operasyonlarına izin vereceklerini bilmeleri lazım. Biden ABD’de göreve başladığı zaman, Rusların Afrin’de, Trump’ın Serêkaniyê ve Girê Spî yaptığı gibi Ankara’ya operasyon için yeşil ışık yakabilir. Dolayısıyla Kürtlerin konumu masa üzerinde pazarlık yapılabilecek bir durum. Kürtler de masada şu an güçlü değiller.”

AYN İSA’NIN KONUMU

Girê Spî ilçesine bağlı olan Ayn İsa kasabası, terör örgütü DAİŞ’e karşı savaşta ABD’nin destek verdiği DSG’nin denetiminde bulunuyor. Ayn İsa, Rojava ve Suriye’de stratejik önem taşıyan M4 otoyolunun üzerindeki önemli kavşak noktalarından biri. M4 karayolu, Lazkiye’den başlayıp Halep’e uzanıyor ve oradan Kamışlo’ya kadar Rojava’yı birbirine bağlayarak, Kürdistan Bölgesi ve Irak sınırına kadar uzanıyor. Bu karayolu üzerinde yer alan bulunan Ayn İsa; Minbic ve Kobani’yi Haseke ve Kamışlo’ya bağlayan önemli bir kavşak görevi görüyor.

DSG, 30 KİLOMETRE DERİNLİĞE ÇEKİLDİ Mİ?

Kerim Has’ın aksine Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) uzmanlarından Oytun Orhan, Ankara ile Moskova arasındaki mutabakatın öngördüğü üzere YPG’nin de içerisinde bulunduğu DSG’nin 30 kilometre derinlikteki bölgeye çekilmediği görüşünde:

“Türkiye ile Rusya arasında imzalanan mutabakat çerçevesinde YPG’nin o bölgeden çekilmesi gerekiyor. Anlaşmaya göre, 32 kilometre hattın içerisindeki bölgenin rejime verilmesi gerekiyordu.  Anlaşmayla birlikte Rus ve rejim güçleri bölgeye girdi ama YPG kalmaya devam ediyor. Türkiye de bu konuda Rusya’nın sorumluluğunu yerine getirmediğini düşünüyor. Dolaysıyla Ayn İsa üzerindeki baskıyı biraz arttırarak Rusya’ya sorumluluğunu hatırlatıyor diye düşünüyorum. Bunun dışında YPG’nin son süreçte Barış Pınarı Harekâtı bölgesine yönelik saldırıları oldu. Türkiye, bu saldırıları önleme ve YPG’ye karşı caydırıcılık oluşturmak açısında Ayn İsa üzerine baskı oluşturuyor olabilir. Tabi Rusya, Türkiye’nin bir operasyon düzenlemesine karşı. Rusya’nın buradaki hedefi YPG’yi çıkarıp rejim güçlerini yerleştirmek. O nedenle Türkiye’nin artan baskısını fırsata dönüştürmeye çalışıyor. Bir yandan da Rusya, bu bölgenin Türkiye’nin desteklediği silahlı grupların kontrolüne geçmesini istemez. Rusya, YPG’yi Türkiye’nin baskılarıyla korkutup taviz vermesini bekliyor. Kendisine daha muhtaç hale getirmek istiyor. Rejim de öyle düşünüyor.”

RUSYA ÜS KURDU

Rus kuvvetler, bölgedeki çatışmaların ardından Ayn İsa, Til Temir, Haseke ve Halep’in geri kalan bölgelerini birbirlerine bağlayan uluslararası M4 Haseke - Halep yolunu kapatma kararı aldı.

Rusya, Rakka’nın kuzeyindeki Ayn İsa kasabasının güney kırsalındaki Kalata köyünde yeni bir askeri üs kurdu.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), içinde askeri ve lojistik teçhizat bulunan kapalı konteynerlerle yüklü 22 kamyonluk bir konvoyun, 24 Aralık’ta Rus güçler tarafından Ayn İsa’daki üslere getirildiğini duyurdu.

ABD’NİN YENİ YÖNETİMİ OPERASYONLARA İZİN VERİR Mİ? 

Oytun Orhan, mevcut denklemde ABD’nin rolüne ilişkin ise şunları belirtti:

“ABD’nin o bölgede bir varlığı söz konusu değil. Ama Türkiye üzerinde baskı kurabilir. Ülkede şu an bir iktidar devri söz konusu olduğu için ABD o böyleyle ilgilenemiyor. Ama Joe Biden’la birlikte ABD’nin daha hassas olacağı ve YPG’yi koruyacağı düşünülüyor. Bu anlamda Türkiye’nin askeri hamlelerini engellemeye çalışabilir. Bölge ile ilgili elinde fazla araç olmadığı için yaptırımlar yoluyla Türkiye’yi cezalandırmak isteyebilir. Bu da Türkiye açısından çok fazla caydırıcı olmaz diye düşünüyorum.  Buna rağmen, Ayn İsa’ya yönelik büyük çapta bir operasyon olacağını düşünmüyorum ama sınırlı bir operasyon olabilir. Türkiye, Biden’la nasıl çalışılabilir konusunda bir düşünce içerisinde. Bir operasyon Biden’la olan ilişkileri çok daha zor bir duruma iter. Dolayısıyla mevcut şartlar altında Ayn İsa’ya yönelik bir operasyon olmayacağını düşünüyorum. Ayrıca büyük operasyon Rusya ile de ilişkilerde sıkıntı yaratacaktır.”

KÜRTLER NE DİYOR?

Diğer yandan Türkiye tarafından Ayn İsa’da yapılacak olası bir askeri operasyon Kürt kamuoyunda tepkiyle karşılanıyor. Suriye muhalefeti içerisinde bulunan Suriye Ulusal Kürt Konseyi (ENSK) ve Ulusal Birlik Partileri (PYNK) Rojava’ya karşı askeri operasyonları doğru bulmadıklarını açıklamışlardır. Kürt partileri, Afrin, Serêkaniyê ve Girê Sipî'ye yönelik saldırılara da karşı çıkmıştı.

Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın görev süresi sona yaklaşırken, yeni başkan Joe Biden’ın 20 Ocak’ta göreve başlayacağı biliniyor ve Ayn İsa’yı kontrol altına almak isteyen Türkiye’nin bu geçiş döneminden faydalanmak istediği söyleniyor. Fakat Biden’ın Türkiye’nin DSG karşıtı operasyonlarına olumsuz yaklaşacağı ifade ediliyor.

“RUSYA, KÜRTLERE ‘GÜCÜNÜ GERİ ÇEK VE KENDİNİ BİTİR’ DİYOR”

K24’e konuşan araştırmacı-yazar Deniz Çifçi, Ayn İsa’nın Suriye rejimine teslim edilmesi için Rusya’nın DSG’yi Türkiye’yle tehdit ettiğini kaydetti:

“ABD’nin Suriye’de işi bitti. ABD’nin artık Suriye’de bir faktörü kalmayınca Ruslar Kürtlere kibarca şunu söylüyor: ‘Yavaş yavaş yüz bin askeri gücünü geri çek ve kendini bitir. Bunu yapmazsan sınırda kurt bekliyor, ben sadece kafesin kapısını açacağım, kurt gelir.’ ABD ilk başlarda küçük itirazlarda bulunabilir ama bir noktadan sonra sesini çıkarmaz. DSG bugün olmasa yarın, yarın olmasa başka bir gün Ayn İsa’dan çekilecek. ABD artık Suriye’de stratejik bir alana sahip olmadığı için Kürtlerin direnme şansı da yok. Türkiye yapmasa Ruslar yapacak. Ama şu an Rusya Türkiye’nin eliyle Kürtlerin kafasında sopayı tutuyor. Rusya Kürtlere ‘Siz de bir milletsiniz, dilinizi tanıyoruz’ gibi durumları kabul ettiğini söylüyor ama bir devletin içerisinde silahlı bir güç olarak kabul etmez.”

Türkiye’nin Afrin, Serêkaniyê ve Girê Spî bölgelerinden çıkmasının çok uzun süreceğini ifade eden Çifçi, “Eğer Türkiye bu bölgelerden çıkarsa ABD Suriye’deki etkisini kaybeder ve Rusya ile Suriye rejimi daha çok güçlenir. ABD, Türkiye’nin Suriye’de kalmasını istiyor. ABD ‘Kürtler de kalsın’ diyor. Ama eli kolu kırılmış Kürt olsun istiyor. Kürtler stratejik pozisyonlarını kaybettikleri için güçlerini de kaybettiler. Serêkaniyê ve Girê Spî bölgeleri Kürtlerin elinde çıktıktan sonra güçleri de düştü. Çünkü bu bölgeler önemli bir pozisyona sahip” şeklinde konuştu. 

Çifçi ayrıca, ABD’de seçimleri kazanan Joe Biden yönetiminin Kürtlerle ilgili yaklaşımının sadece sempatiden öteye geçmeyeceğini de sözlerine ekledi.