Hakkarili dengbej İstanbul’da Kürt kültürünü yaşatıyor

Hakkarili dengbej ve hikaye anlatıcısı Sadık Karaman, İstanbul’da bir kafede geleneksel Kürt kültürü ve müziğini tanıtıyor.
kurdistan24.net

Diyar Bayram / İSTANBUL (K24)

İngiliz sanatçı Paul Dwyer bu kafede Kürtçe müzik dinledikten sonra epey etkisinde kalmış ve Sadık Karaman ile birlikte bir klip çekmeye karar vermiş. Klip, dinleyicilerin büyük ilgisini topladı. Sadık Karaman söyledikleri şarkının kaybolmaya yüz tutan bir eser olduğunu, bu yüzden bu kaydı aldıkları için mutlu olduğunu söyledi.

57 yaşındaki dengbej ve hikaye anlatıcısı Sadık Karaman, 6 yıl önce Hakkari’den İstanbul’a geldi ve bu büyük şehirde ailesiyle birlikte bir kafe işletmeye başladı. Sadık Karaman işini yaparken Kürt kültürü ve müziğinden elini çekmemiş, müşterilerine Hakkari yöresinden kilamlar, şarkılar ve hikayeler sunmuş.

İngiliz sanatçı Paul Dwyer de bu kafede bir gün Kürtçe müzik dinlerken Kürt kültüründen etkilenmiş ve Sadık Karaman’a beraber bir klip çekmeyi teklif etmiş. Böylelikle Sadık Karaman ilk klibi “Renî”yi (Çığ) Paul Dwyer ile birlikte müzikseverlerin beğenisine sunmuş.

K24’e konuşan Karaman, “Paul da bu mahalle de oturuyor. Bu kafenin müdavimi. Çayını burada içiyor. Biraz sohbet ettik beni stüdyoya çağırdı. “Seni dinlemek istiyorum” dedi. Gittim. 4 şarkı söyledim. Renî’yi dinleyince “Sadık, bu çok özel bir şarkı, benimle birlikte üzerine çalışmanı istiyorum” dedi. Baş göz üstüne dedim. Aynı altyapının üzerine yeni bir yorum ve renk kattık. Paylaştık. Her kim dinlediyse, aşağıdaki yukarıdaki tüm Kürtlerden binlerce teşekkür mesajı aldım. Binlerce kez dinlediler” dedi.

Sadık Karaman bildiği bütün hikaye ve şarkıları anne babasından öğrendiğini ve henüz kaybolmamışken bu eserlerin hepsini yeni nesle aktarmak istiyor:

“Bütün bildiklerimi babamın divanından öğrendim. Ne aldıysam orada aldım. Annem de çok bilge bir kadındı. Annem Hakkari’ye ait şarkıları,  hikayeleri ve tarihi çok iyi bilirdi.  Ayşe Hanım’ın mekanı cennet olsun. Bize çok şey anlattı. İstanbul’a gelip bu düzeye çıkmamı ona borçluyum. Bu şarkılar bu hikayeler için annelere borçluyuz. Bu yüzden bu hikayeleri bu melodileri, Hakkari’nin kültürünü sanatını paylaşmalıyız.”

Karaman aynı zamanda hala Hakkari’ye ait sözlü edebiyat ürünlerini ve şarkıları derliyor. Yaşlı kimselere danışarak doğru bilgilere ulaşıyor ve bunları kayda alıyor:

“Bunların hepsini topluyorum, üzerinde çalışıyorum. Hata ve eksiklik olan yerlerde Hakkari’ye gidip dengbejlere ve bilgelere danışıyorum. Gelip burada tamamlıyorum. İnşallah gelecek nesiller için ve Kürt milleti için iyi çalışmalar yapacağız.”

Sadık Karaman’ın Hakkari’nin kültür ve sanat merkezine çevirdiği bu kafe öyle görünüyor ki birçok hikaye ve şarkıya şahitlik edecek ve kaybolmaya yüz tutan eserler burada yeniden hayat bulacak.