Türkiye ve İran arasında ‘Şengal’ krizi

İran'ın Ankara Büyükelçisi Muhammed Ferazmend, İran'ın Bağdat Büyükelçisi İrec Mescidi'nin Türkiye'nin Irak'taki askeri varlığını eleştiren ifadeleri nedeniyle Türkiye Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı.
Türkiye ve İran arasında diplomatik kriz çıktı
Türkiye ve İran arasında diplomatik kriz çıktı

ERBİL (K24)

İran'ın Bağdat Büyükelçisi İrec Mescidi, “Tahran'ın Irak ve Kürdistan Bölgesi’ne müdahalesine güçlü biçimde karşı olduğunu” söylemiş, Ankara'ya uluslararası sınırlara saygı göstererek çekilme çağrısında bulunmuştu.

Türkiye Dışişleri kaynaklarının aktardığına göre, Ankara Büyükelçisi Ferazmend'e, "Büyükelçi İrac Mescidi'nin Türkiye'yi Irak'ın egemenliğini ihlal etmekle itham eden açıklamalarının kuvvetli ifadelerle reddedildiği, Türkiye'nin operasyonlarının esasen Irak'ın istikrarı, güvenliği ve egemenliğini hedef alan PKK unsurlarına yönelik terörle mücadele kapsamında icra edildiğinin Irak makamları dahil herkes tarafından bilindiği” belirtildi.

“ŞENGAL İRAN İÇİN ÖNEMLİ”

İranlı elçi, "Irak'a yönelik askeri müdahaleyi reddediyoruz ve Türk güçleri bir tehdit yöneltmemeli veya Irak'ın topraklarını ihlal etmemeli" demişti.

Mescidi, "İster Türkiye olsun, ister başka bir ülke, Irak'a asker olarak müdahele edilmesini, bu topraklarda ilerlenmesini veya Irak'ta askeri bir varlık bulundurulmasını kesinlikle kabul etmiyoruz. Dolayısıyla Türklerin uluslararası pozisyonlarına dönüp burada konuşlanmaları gerektiğine, Irak'ın güvenliğinin Iraklılar tarafından sağlanması gerektiğine inanıyoruz" ifadelerini kullanmıştı.

Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Fatih Yıldız ise, “Türkiye’ye, Irak’ın sınırlarına saygı gösterilmesine dair ders verecek en son şahs İran’ın Büyükelçisidir” sözleriyle tepki göstermişti.

İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in ‘Türkiye’nin Irak ve Suriye’deki varlığının yanlış’ olduğuna dair ifadelerde bulunduğu iddia edilmişti.

İran için stratejik öneme sahip olan Şengal, Tahran’ın Şam ve Beyrut’a ulaşımında El-Kaim - Elbu Kemal güzergahının ardından ikinci geçiş güzergahı olma özelliğini taşıyor.

HALBUSİ: IRAK’IN EGEMENLİĞİNE SAYGI DUYULMALI

Irak Parlamentosu Başkanı Muhammed Halbusi, İran ve Türkiye’nin Irak’ın egemenliğine saygı göstermeleri çağrısında bulundu.

Halbusi Twitter’dan yaptığı açıklamada, Türk ve İranlı büyükelçilerin isimlerini vermeden, “bazı büyükelçilerin kendi görevlerini yerine getirmesini ve Irak’ın egemenliğine saygı göstermesini” istedi.

PKK VE HAŞDİ ŞABİ’NİN VARLIĞI

Öte yandan Türkiye’nin PKK’ye yönelik operasyonları sürüyor. Türkiye, son olarak Gare Dağı’na operasyon gerçekleştirmiş ve yaşanan çatışmalarda PKK’nin elindeki 13 esir yaşamını yitirmişti.

3 Ağustos 2014’ten bu yana binlerce Şengalli sığınmacı durumunda bulunurken, PKK ve Haşdi Şabi, Ezidi Kürtlerin kentindeki varlığını sürdürüyor.

Türkiye’nin Şengal’e operasyon yapma tehditleri devam ederken, 10 bini aşkın Haşdi Şabi mensubunun Şengal ve çevresinde olduğu kaydediliyor.

Özellikle de son dönemde Ketaib Hizbullah milislerinin Şengal ve Ninova bölgesine takviye yaptığı ifade ediliyor.

Haşdi Şabi milislerinin Türkiye’ye yönelik tehdit açıklamaları devam ederken, PKK’nin Şengal kolu olan YBŞ’lilerin bir kısmının Türkiye’nin operasyon ihtimaline karşı Haşdi Şabi bünyesine alındığı belirtiliyor.

ŞENGAL ANLAŞMASI

Kürdistan Bölgesi ile Irak hükümetleri 9 Ekim 2020’de Şengal Anlaşması’nı imzalamıştı.

Anlaşmanın uygulanmasıyla kentteki durumun normale dönmesi bekleniyordu ancak şimdiye kadar anlaşmanın maddeleri hayata geçirilemedi.

Anlaşmaya göre, silahlı grupların kentten çıkarılması, göçzedelerin evlerine dönmesi, ilçeye yeni bir yönetimin seçilmesi ve yerel güvenlik gücünün kurulması öngörülüyor.

ERBİL: ŞENGAL ANLAŞMASI’NIN UYGULANMASI IRAK HÜKÜMETİNİN GÖREVİ

Öte yandan, Kürdistan Bölgesi Hükümeti Sözcüsü Cotyar Adil, Kürdistan Bölgesi ve Irak hükümetleri arasında imzalanan Şengal Anlaşması’nın uygulanmamasının endişe verici olduğunu söylemişti.

Çarşamba günü gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın açıklaması yapan Hükümet Sözcüsü Cotyar Adil, bölgenin güvenlik ve istikrarının kendileri için önemli olduğunu kaydederek, Şengal’deki durumun endişe verici olduğunu belirtmişti.

Şengal Anlaşması’nın uygulanmasının Irak hükümetinin görevi olduğunu vurgulayan Adil, anlaşmanın uygulanması için Irak hükümetinden yetkilerini kullanmasını istediklerini bildirmişti.

Irak hükümetinin iradesinin Şengal’deki diğer tarafların iradesinden daha güçlü olduğunun açık olduğunu söyleyen Adil, “Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumdan Şengal Anlaşması’nın uygulanması için her türlü çabayı göstermelerini istedik. Bu anlaşmanın uygulanmasının bölgeye güvenlik ve istikrar getireceğine inanıyoruz” demişti.

Kürdistan Bölgesi idaresinde olmayan Kürdistani bölgelerde yaşanan sorunların çözümü için hükümet olarak çabalarını sürdüreceklerini kaydeden Adil, Irak hükümetinin bu konuda daha ciddi olmasını ümit ettiklerini ifade etmişti.

ŞEŞO: Şİİ HİLALİ KURULUYOR

Bunun Yanı sıra, K24’e konuşan Ezidxan Savunma Güçleri Komutanı Haydar Şeşo, Haşdi Şabi milislerinin Irak hükümeti ve İçişleri Bakanlığı’nın talimatı doğrultusunda Şengal’e gelmediğini söyleyerek, milislerin bölgeyi kontrol etmek istediklerini belirtti.

Şengal’de Şii Hilali planını uygulamak istediklerine inanıyorum. Bölge ülkeleri ve dünya ülkelerinin gözü Şengal’e çevrilecek” diyen Şeşo, Şengal’de yeni bir savaşın yaşanması durumunda bunun Şengal ve Şengal halkının kalması için tehdit teşkil ettiğini ifade etti.

Şengal’deki PKK mensuplarının Haşdi Şabi üniformalarını giymesinin Bağdat için de ciddi tehdit teşkil ettiği kaydedilirken, Asaib Ehli Hak ve Irak Hizbullahı ile PKK arasında tam bir koordinasyon ve dayanışmanın olduğu belirtiliyor.

Haşdi Şabi bünyesindeki Asaib Ehli Hak ve Nuceba Hareketi bu ay yaptıkları açıklamalarda, Şengal’e saldırması durumunda Türkiye’ye karşı savaşacaklarını bildirmişlerdi. Ardından Asbul Kehf isimli milis gurubu da benzer bir açıklama yapmıştı.

Suriye’de Türkiye ve İran’ın kontrolünde olan bölgelerin birbirine uzak mesafede oluşu, iki ülke arasında gerilim oluşmasını önlüyor.

16 Ekim 2017’de Peşmerge’nin Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerden çekilmeye zorlanmasıyla birlikte İran’ın bölgedeki hakimiyet alanının genişlediği bildiriliyor.

Söz konusu tarihten itibaren İran’ı Suriye ve Lübnan’a ulaştıran stratejik yolların genişlediği ve Irak Hizbullahı gibi Haşdi Şabi gruplarının Irak-Suriye sınırının yüzde 20’sini kontrol altında tuttuğu belirtiliyor.