K24 ÖZEL - Kürtlere yönelik saldırılar son haftalarda neden arttı?

Son haftalarda Kürtlere yönelik artan ırkçı saldırıları değerlendiren uzmanlar, Türkiye’deki siyasi atmosferin ve kullanılan ayrımcı dilin bunda etkili olduğuna işaret etti.

ANKARA (K24)

Önceki gün Konya'nın Meram ilçesinde Kürt aileyi hedef alan silahlı saldırıda üçü kadın 7 kişi öldürüldü.

Meram’da Kürt aileye saldıranlar evi de ateşe verirken, Konya Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamaya göre olayla ilgili şimdiye kadar 13 kişi gözaltına alındı.

Söz konusu saldırıda Yaşar Dedeoğulları, Barış Dedeoğulları, Serpil Dedeoğulları, Serap Dedeoğulları, İpek Dedeoğulları, Metin Dedeoğulları ve Sibel Dedeoğulları hayatını kaybetti.

24 yıldır Meram ilçesindeki Hasanköy mahallesinde yaşayan Dedeoğulları ailesi, yaklaşık 15 yıldır komşularının ırkçı saldırısına uğruyordu.

Kürt oldukları gerekçesiyle defalarca taciz edilen Dedeoğulları ailesine 12 Mayıs akşamı komşuları ve komşularının akrabalarının bulunduğu 60 kişilik grup tarafından taşlı, sopalı ve bıçaklı saldırı düzenlemişti. Saldırının olduğu akşam evde bulunan 4’ü kadın 7 kişi vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralanmıştı. 

Saldırının ardından tutuklanan 10 kişi tahliye edilmişti.

"HERKESE ADALET VAR DA KÜRT’E YOK MU?"

Hayatını kaybeden aile fertlerinden Barış Dedeoğulları, ilk saldırının ardından yaptığı açıklamada yaşananları şöyle anlatmıştı:

"Bizim evimiz basıldı, saldırıya uğradık, tehdit edildik. Fakat saldırganlar kendilerine koruma kararı çıkarttılar. Gelip rahatça evimizin önünde küfredip çıkıp gidiyorlar. Biz artık emniyetten de hukuktan da ümidimizi kestik. Adaletin Kürtlere işlemediğini artık çok daha iyi biliyorum. Kürtlere adalet yok. Benim kız kardeşimin kolu kırıldı, ömrünün sonuna kadar elini kullanamayacak. Adalet nerede? Herkese adalet var da Kürt’e yok mu?" 

TEMMUZ AYINDA SALDIRILAR ARTTI

Öte yandan temmuz ayında Türkiye’nin farklı kentlerinde Kürtlere yönelik ırkçı saldırılar arttı.

19 Temmuz’da Afyon’un Sultandağı ilçesinin Dereçine beldesinde, berbere giden mevsimlik işçisi Kürtler saldırıya uğradı. Saldırıda iki kadın beş erkek kafalarından ve farklı yerlerinden yaralandı.

20 Temmuz’da Ankara’nın Altındağ ilçesinde bir Kürt aileye yapılan saldırıda 2’si ağır 4 kişi yaralandı.

21 Temmuz'da, 20 yıldır Meram ilçesine bağlı Çarıklıköy'de yaşayan Dal ailesine 60 kişilik bir grup saldırmış, silahlı saldırıda Hakim Dal öldürülmüştü. Öldürülen Hakim Dal'ın kardeşi Hamdi Dal, "saldırının Kürt oldukları gerekesiyle yaşandığını" ifade etmişti.

28 Temmuz’da Ankara’nın Elmadağ ilçesine bağlı İsmet Paşa Mahallesinde ikamet eden Yüksekovalı aileye saldırı düzenledi. Aile mahalleden zorla çıkarıldı.

ERBİLLİ AİLEYE SALDIRI

Başkent Erbil’den Mersin'e giden Kürt bir aile, 14 Mayıs’ta Mersin’in Bozyazı ilçesi virajlar bölgesinde saldırıya uğramıştı.

K24’e konuşan görgü tanığı ve aileye yardımcı olduğunu belirten Cihan Kutluk “Eşim bir grubun birini uçurumdan atmak istediğini gördü. Olaya hemen müdahil olmaya çalıştık” demişti.

Saldırının kasıtlı ve bilinçli yapıldığını belirten Cihan Kutluk, “Yaptıkları işaretlerden verdikleri mesajlardan Kürt karşıtı ırkçı bir saldırı olduğu çok netti” ifadelerini kullanmıştı.

Olayın ardından 3 saldırgan gözaltına alındı. M.F.O. ve M.B. isimli saldırganlar "kasten öldürmeye teşebbüs", "mala zarar verme" ve "halkı kin ve nefrete teşvik etmek" suçlarından tutuklanırken, S.O. isimli şahıs ise adli kontrolle serbest bırakılmıştı.

PROF. DR. YEĞEN: KÜRTLERE YÖNELİK HINÇ DUYGUSU VAR

Devletin Kürt politikasına dair tarihsel, sosyolojik ve güncel araştırmalarıyla bilinen sosyolog Prof. Dr. Mesut Yeğen, Meram ilçesindeki saldırı hakkında yaptığı değerlendirmede, yaşananların bir kısmıyla bugünü kapsadığını ve geçmişi de içinde barındırdığını söyledi.

K24’e konuşan Prof. Dr. Mesut Yeğen, “Türk yurttaşların bir kısmında Kürtlere yönelik bir husumet, yerleşik bir hınç duygusu var. Kürtlere karşı zaman zaman yapılan saldırıların arkasında bu hıncı, husumeti doğrudan tespit etmek her zaman mümkün olmayabilir. Saldırganlıklar bazen ilk bakışta sözünü ettiğin hınçla, husumetle alakasız görünebilir. Ancak, saldırganlıkların doğrudan sebebi ilk bakışta başka şeyler görünse de, sözünü ettiğim hınç ve husumet genellikle bir arka plan oluşturuyor. İktidarın, özellikle Cumhur İttifakı’nın son zamanlarda HDP’ye yönelik geliştirdiği söylemle beraber Türkiye’nin Kürt meselesi hafızası bu saldırganlığa arka plan oluşturuyor” dedi.

Türkiye’de Kürt meselesinin yüz yıldır devam ettiğini ancak 90’lı yıllardan itibaren durumun başka bir hal aldığını söyleyen Yeğen, “Bu mesele 90’lara kadar daha çok Kürt isyancılarla devlet arasında devam eden bir mesele olmuşken, 90’lardan Türk yurttaşlarla Kürt yurttaşlar arasında bir mesele de olmaya döndü. Kürt yurttaşlara dönük husumet duyguları gelişti” ifadelerini kullandı.

“KÜRT MESELESİ, BEKA MESELESİNE ÇEVRİLDİ”

Daha önce de mevsimlik tarım işçilerine yönelik benzer saldırıların yaşandığını ve bunun Kürt meselesinin süregitmesiyle ilgili olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yeğen, “Bu tür saldırganlıkların gerçekleşmesinin esas sebebi Kürt meselesinin halledilememesi ve bir beka meselesi olarak kodlanmasıdır” şeklinde konuştu.

 “1999’da PKK ülke dışına çıktığında Kürtlere dönük saldırganlığın sönümlenmesi beklenirken, 2003’ten sonra bu saldırganlıkta aksine yükseliş yaşandı” diyen Yeğen, şunları kaydetti:

“Burada esas sorun, Kürt meselesinin beka meselesine dönüştürülmesidir. 2003’te belirginleşen bu durum 2015’te sonra iyice yoğunlaştı. Cumhur İttifakı Kürt meselesini bir beka meselesine çevirdi. HDP’ye oy veren Kürtler, Kürtlerin büyük kısmı epey bir zamandır beka meselesinin failleri gibi algılanıyor ve gösteriliyor. Böyle olduğunda da, ülkenin çözülemeyen her bir meselesinde, sıradan insanlar söz konusu meseleye dair akılcı analizler yapıp, gerçek sorumluların peşine düşmek yerine ‘Bu meselelerin esas sebebi Kürtlerdir’ kolaycılığına çekilmeyi tercih ediyor. Bu kolaycılık, bu kaydırma her türden saldırganlık için uygun bir zemin oluşturuyor.”

Yeğen, “HDP’ye yönelik son bir senedir bir husumet dilinin geliştirilmesinin ardındaki esas sebep iktidarı kaybetme korkusuna kapılmış Cumhur İttifakının CHP’yi ve İYİ Parti’yi ya da onlara oy verenleri HDP’den uzak tutmak istemesiydi. Ancak bu husumet dili Kürt meselesine ve Kürtlere dair 90’lardan beri oluşmuş husumet hafızasını canlandırmış durumda. Böyle olunca da, Konya’da ya da başka yerlerde gördüğümüz türden saldırganlıklar, cinayetler için uygun vasat oluşmuş oluyor” dedi.

“ORMAN YANGINLARININ FAİLİ DE KÜRTLER GÖSTERİLEBİLDİ”

Türkiye’nin çeşitli kentlerinde başlayan orman yangınlarının sorumlusunun da Kürtler olarak gösterilmeye çalışıldığına dikkat çeken Mesut Yeğen, “Orman yangınları başlar başlamaz sosyal medyada ‘Bu işin asıl faili PKK’dir, Kürtlerdir’ diyen epey kişi çıktı. Dünyanın her tarafı kavruluyor ve dünyanın her tarafında benzer yangınlar var ama bahsettiğim husumet hafızasından dolayı Kürtler yine bu işlerin faili olarak görülebildi” diye konuştu.

Meselenin nasıl çözüleceğini sorduğumuz Yeğen, şu düşünceleri paylaştı:

“Kolay çözülebileceğini düşünmüyorum; çünkü meselenin çözülmek istendiği yok. Örneğin orman yangınlarını PKK’ye yakın birilerinin çıkarma ihtimali çok düşük olmasına ve bu pek çok kesim tarafından biliniyor olmasına rağmen, buna dair teskin edici bir açıklama yapılmıyor. Aksine, yangınların sebebi PKK’lilerdir, Kürtlerdir türünden belli belirsiz bir izlenimin, hissiyatın canlı kalması isteniyor gibi. Böyle olunca da bu işin bugünden yarına çözülebileceğine dair iyimserliğe kapılmak mümkün değil. Öbür türlü, mesele çözülmeye karar verilse, tabii ki bunun yolu yordamı var. Mesela, yapılabilecek işlerden ilki Türkiye’nin yüz senedir sürüp giden ama doksanlardan bu yana iyice kangrenleşen cezasızlık durumuna son vermektir. Türkiye’de cezasızlık çok genel bir mesele olmakla birlikte Kürt yurttaşlara yönelik saldırganlıkta çok daha belirgin. Suç işleyenler, işledikleri suçun cezasını çekeceklerinden emin olsalar hele de bu türden başka kimliklere dönük saldırganlıkların kesinkes ve ağır bir şekilde cezalandırılacağından emin olsalar, bu işlerin önünü almak o kadar da zor olmaz.”

“EŞİT YURTTAŞLIK FİKRİ YAYGINLAŞTIRILMALI”

Yeğen, “Yapılabilecek, daha doğrusu yapılması gereken diğer bir iş de bütün yurttaşların devletin eşit ve muteber mensupları olduğu fikrini yaygınlaştırmak. ‘Kürt-Türk kardeştir’ gibi işlevsiz lafazanlıklardan söz etmiyorum. Sözünü ettiğim şey, Türkiyeli her yurttaşın, diğer yurttaşların da etnik kökeninden, inancından, kimliğinden vs. bağımsız olarak bu cumhuriyetin eşit yurttaşı olduğuna inanması. Oysa bizde başından beri bir kısım yurttaş makbul, muteber görülürken, başka bir kısım yurttaş da tekinsiz, sadakatsiz kimseler olarak görüldü. Kürtlere dönük husumetin sönümlenmesi, saldırıların durması isteniyorsa bir an önce bu türden işlerin yapılması, sözünü ettiğim ayrımların ortadan kaldırılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

SİYASET BİLİMCİ HACI ÇEVİK: SALDIRILARI AYRI ELE ALMAK GEREKİR

Konya'nın Kulu ile Cihanbeyli ilçelerinde araştırma yapan “Konya’da Kürt mü var” kitabının yazarı siyaset bilimci Hacı Çevik, 7 kişinin katledildiği saldırıyla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Yaşamını yitiren yurttaşların ve kurulu düzenlerini terk etmeye zorlanan ailelerin varlığı meseleyi soğukkanlı bir şekilde analiz etmeyi zorlaştırıyor. Son günlerde Konya’da artan saldırıların mağduru olan Kürt ailelerini Orta Anadolu Kürtlerinden ayrı ele almak gerekmektedir” dedi.

K24’e konuşan Çevik, şunları kaydetti:

“Yaklaşık 300 yıldır bölgede yaşayan Kulu ve Cihanbeyli ilçeleri etrafında kurulan görece korunaklı köylerdeki Kürt gruplar ile 1990’lı yıllardan sonra Konya’ya göç eden ve merkez ilçelerde nicel olarak azınlıkta yaşayan Kürt aileler, bölge halkı tarafından farklı algılanmaktadırlar. Bölgenin asli nüfusu arasında görülen Orta Anadolu Kürtleri ile diğer etnik gruplar arasında bugüne kadar kayda geçmiş ciddi bir çatışma yaşanmamıştır. Fakat 1990’lı yıllardan itibaren Kürdistan’ın çeşitli illerinden Konya’ya göç eden Kürt gruplar, geldikleri bölgelerden hareketle daha kolay ‘terörist’ olarak yaftalanmaktadır. Bu nedenle Konya gibi Türk milliyetçiliğinin yüksek olduğu bilinen bir kentte böylesi saldırılara daha açık konumdadırlar.”

“AYRIMCI DİL SALDIRILARA CESARET VERİYOR”

“Bu saldırının sorumlusu katiller kadar etnik kimlikleri dışlayan ve ayrımcılığı her alanda yaygınlaştıran sistem ve onun ürettiği cezasızlık politikalarıdır” diyen Çevik, “Daha önceden ırkçı saiklerle saldırıyı gerçekleştirdiği bilinen saldırganların, serbest bırakılması böylesi bir katliamın yaşanmasına neden olmuştur. Diğer taraftan son dönemlerde iktidar mekanizmalarının sistemli bir şekilde ürettiği ayrımcı dil, bu tür saldırılara cesaret vermektedir” ifadelerini kullandı.

Çevik, “Sistemsel olarak Kürt kimliğinin kriminalize edilmesi, sadece Konya’da değil Kürtlerin yaşadığı her kentte böylesi potansiyel saldırı tehlikelerinin devam etmesine neden olacaktır” dedi.

2003 İLE 2020 YILLARI ARASINDA YAŞANAN KİMİ SALDIRILAR

2003: Ankara’nın Ayaş ilçesine bağlı Oltan beldesinde inşaat işçileri “aralarında Kürtçe konuştukları ve Kürtçe müzik dinledikleri” gerekçesiyle 1 Ekim 2003 günü DYP’li Belediye Başkanı Ali Ada ve 40-50 kişilik bir grubun saldırısına uğradı.

2005: Düzce’nin Akçakoca ilçesine bağlı Karatavuk köyünde, 5 Eylül 2005 günü köylülerle fındık toplamak için köye gelen işçiler arasında çıkan kavgada bir kişi hayatını kaybetti, bir kişi yaralandı. Köy muhtarı İdris Post, kavganın “Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden gelen fındık işçilerinin PKK lehine slogan atmaları üzerine çıktığını” iddia etti.

2007: İstanbul’da Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) İkitelli’de yaptırdığı inşaatta çalışan bir grup işçi, aynı yerde çalışan Kürt işçilere saldırdı. Olay yerine gelen polislerin ise saldırıda bulunan işçileri gözaltına almak yerine, polis arabasını arayıp Kürt işçilerine üzerine sürdüğü iddia edildi. Çevik kuvvet ekiplerinin de Kürt işçilere coplarla saldırdığı belirtildi.

2008: 14 Haziran 2008’de Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bir asfalt işletmesinde geçici olarak çalışan Kürt işçiler, aşırı sağcı bir grup tarafından “mahallenin halkına sözlü tacizde bulundukları” iddiasıyla linç edilmek istendi. Saldırı sonucu 1 kişi ağır yaralandı. Aşırı sağcı grubun işçilerin ardından, işçilerin kaldıkları yere de saldırarak eşyaları ateşe verdiği bildirildi.

2009: Çanakkale’nin Biga ilçesinde geçtiğimiz akşam Sivas’tan Biga’ya göçen Kel ailesinin düzenlediği nişan töreninde Kürtçe müzik çalındığı gerekçesiyle düğün alanı bir grup tarafından saldırıya uğradı. Düğün sahipleri yaptıkları açıklamada polisin olayları körüklediğini söyledi.

2012: Kütahya’nın Emet ilçesinde bir okul inşaatında çalışan 4 Kürt işçi ile Emet’te yaşayan 2 kişi arasında 13 Mart 2012’de “omuz atma” tartışması yüzünden çıkan tartışma ırkçı saldırıya dönüştü. Tartışmanın ardından Emet’te “Kürt işçiler şantiyede sözde PKK bayrağı asmış” söylentileri üzerine toplanan 500 kadar Emetli, 25 Kürt işçisinin kaldığı inşaat şantiyesine gelerek, işçilerin kaldıkları çadırları yaktı.

2013: İstanbul Bağcılar’da bir şantiye alanında saldırıya uğrayan iki işçi yaralandı. Kimliği henüz belirlenemeyen kişilerin işçilere Kürtçe konuştukları gerekçesiyle saldırdıkları iddia edildi.

2014: Antalya’nın Manavgat ilçesinde, 23 Aralık 2014’te tarım işçileri arasında çıkan kavganın “Suriyelilerle Beşkonaklı işçiler kavga etti” şeklinde yansıtılması üzerine Taşağıl Mahallesi’nde toplanan yaklaşık 200 kişilik grup, Kobanili sığınmacılara ait evlere ve araçlara zarar verdi. Jandarma ekiplerince kontrol altına alınan saldırılar sonrasında bazı Kobanililer ise eşyalarını toparlayıp mahalleden ayrıldı.

2014: Antalya'da bir grubun saldırısına uğrayan Mahir Çetin isimli genç, beyin kanaması geçirerek hayatını kaybetti. Olaya tanıklık eden 20 yaşındaki Mahir'in kuzeni Vedat Çetin, 20-30 kişilik bir grubun "Pis Kürtler" diyerek kendilerine saldırdığını söyledi.

2015: Erzurum'un Aşkale ilçesinde TOKİ inşaatında çalışan bir işçinin parmağında "PKK'yi simgeleyen yüzük" taşıdığını iddia eden grup, inşaatta çalışan Kürt işçileri linç etmek istedi. İşçiler polisin gözetimde Aşkale'den çıkarıldı.

2016: İstanbul'un Üsküdar ilçesinin Ünalan Mahallesi’nde, 24 Temmuz 2016’da parkta Kürtçe müzik dinleyen inşaat işçisi 3 Kürt genç, ırkçı grupların saldırısına maruz kaldı. Önce gençlere sözlü tacizde bulunan grup, daha sonra başka grupları da parka yönlendirerek fiziki saldırıda bulundu.

2018: Sakaryaspor-Amedspor maçı öncesinde ekrandan operasyon görüntüleri yayınlandı, maçın bitmesinin ardından da Sakaryaspor taraftarı Amedsporlulara kulübede ve soyunma odasında saldırdı.

2019: Kürdistan Bölgesi’nden gezi amacıyla Trabzon'un Çaykara ilçesindeki Uzungöl'e giden 50 kişilik grupta yer alan 9 Kürt üzerinde “Kürdistan” yazılı atkılarla fotoğraf çektirmek isterken bölgedeki bir grup tarafından linç girişimine maruz kaldı.

2019: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde göz ameliyatı olan eşine refakatçilik yapan 74 yaşındaki Ekrem Yaşlı, başka bir hastanın refakatçisi olan kişi tarafından saldırıya uğradı. Yaşlı, “Kürtçe konuştuğum için, burası ‘Türkiye Cumhuriyeti’ diyerek saldırdı, iki kez soda şişesiyle kafama vurdu” dedi.

2020: Ankara Etimesgut ilçesinde 20 yaşındaki Barış Çakan, Kürtçe müzik dinlediği için 3 kişilik bir grubun bıçaklı saldırısı sonucu yaşamını yitirdi.  

2020: İsmet Tuna, Kocaeli’nde otobüste annesi ile Kürtçe konuştuğu için otobüs muavini tarafından saldırıya maruz kaldı.

2020: Adana’da askerlik yaptığı sırada Kürtçe bir şarkıyı kendi tarzıyla söyleyerek sosyal medyada paylaşan Fırat Polat, soruşturmaya tabi tutuldu.

2020: Mehmet Nuri Deniz, sosyal yardım desteği alabilmek için gittiği Şişli Kaymakamlığı’nda görevlilerce darp edildiğini, Kürt olduğu için ırkçı ve ayrımcı söylemlerle karşılaştığını iddia etti.

2020: Edirne’de askerlik yapan Doğan Çetin, Kürtçe eğitimi savunduğu için 2 asker tarafından saldırıya uğradığını söyledi. Çetin bazı komutanların saldırganları koruduğunu ve kendisine terörist muamelesi yaptığını söyledi, olaya ilişkin suç duyurusunda bulundu.

2020: Afyon'un Dinar ilçesine çalışmaya giden Ercişli inşaat işçileri silahlı saldırıya uğradı. Saldırıda inşaat işçisi Özkan T. yaşamını yitirdi, Fırat T. ve Emrah Ö. yaralı olarak hastaneye kaldırıldı.

2020: Yozgat'ın Çekerek ilçesinde orman işinde çalışmaya giden Derikli işçiler, kendilerinden "ayakbastı parası" almak isteyen muhtarların organize ettiği kalabalığın saldırısına uğradı.

grafik