SMDK Başkanı’ndan Afrin savunması: Kimse Kürtçe eğitimi engellemiyor

SMDK Başkanı Salim el-Muslat, Rojava’nın Afrin kentinde Kürtçe eğitimin engellenmesine ilişkin, “Kimse Kürtçe eğitimi engellemiyor” tezini öne sürdü.
SMDK Başkanı Salim el-Muslat
SMDK Başkanı Salim el-Muslat

İSTANBUL (K24)

Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Salim el-Muslat İstanbul’da gazetecilerin sorularını yanıtladı.

K24 muhabirinin, Afrin’deki ihlaller ve silahlı grupların Kürtçe eğitimi yasaklayıp Türkçe ve Arapça eğitime izin vermesiyle ilgili sorusuna yanıt veren el-Muslat, şunları söyledi:

“Öncelikle bu ihlaller konusunu aştığımızı ve bunların bittiğini düşünüyorum. Afrin’deki ailelerle ve muhtarlarla görüştüm. Düzeltme çalışmaları bu doğrultuda ilerliyor. Kürt ailelerin birçoğu Afrin’e geri döndü. Şehba Mülteci Kampı’nda, onlara yönelik zalimce büyük bir baskı var. Dönmek isteyenler dönemiyor. İnsanların evlerine ve topraklarına dönemlerini önemsiyoruz. Kesinlikle onurlu bir şekilde dönmeliler. Mülkleri onlara aittir, hiç kimse el koyamaz.

Sorunun ilk kısmına gelecek olursam, eğitimle ilgili soruya; eğitim konusuyla geçici hükümetteki eğitim bakanlığı ilgilenmekte. Onlar daha iyi cevap verebilir. Ancak kimse Kürtçe eğitimi engellemiyor. Ancak bu soruya geçici hükümetteki eğitim bakanlığı daha detaylı cevap verecektir.”

EL BAB’DA ÖĞRENCİLERE BAŞÖRTÜSÜ TAKMA ZORUNLULUĞU

K24 muhabirinin, El Bab’da Eğitim Müdürlüğünün ilkokulda okuyanlar da dahil olmak üzere kız öğrencilere başörtüsü takma zorunluluğu getirmesine ilişkin sorusuna “Bunu ilk kez duyuyorum” diyen el-Muslat, şunları ekledi:

“Kimse bize böyle bir şeyi bildirmedi. Bu isteğe göre bir iş, özgürlük şahsa ve aileye aittir. Davranış özgürlüğü… İlk defa bunu duyuyorum, kesin mi? Konu okul üniforması olabilir, örtü zorunluluğunu hiç duymadım.”

ROJAVA ÖZERK YÖNETİMİ’YLE İLİŞKİLER

Rojava Özerk Yönetimi’yle herhangi bir görüşmelerinin olmadığını belirten el-Muslat, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ancak Savunma Bakanı yetkililerle görüştü. Yani bu konuyu tartışmadık. Ancak İdlib’e yönelik saldırıların durması için uluslararası çabaları konuştuk. Askeri işler hükümetin işi, hiçbir askeri durumu tartışmadık. Askeri durumları geçici hükümetteki kardeşler Türkiye ile birlikte koordine ediyor. Saldırılara sınır konulması için uluslararası çabaları konuştuk.

Bizim elimiz, tüm ulusal ajandaya sahip, Suriye halkına hizmet eden ve bizimle bu rejimin gitmesinin zaruriliği konusunda örtüşen muhalif taraflara uzatılmış durumdadır. Ancak ajandalar, ulusallığa ve Suriye halkına hizmete aykırıysa, bu işten uzaktır. Bileşenlerden bahsettiğimizde, Kürtlerden bahsettiğimizde ki çok değerliler gerçekten, tüm Suriyelilerden bahsediyoruz.

Kampta olan çocuğun durumu bizi nasıl üzüyorsa, rejimin yönetimi altında, çocuğuna gıda veremeyen, elektriği olmayan kadının durumu bizi nasıl üzüyorsa, aynı şekilde kimliği olmadığı için Kürt çocuğun okula gidememesi de bizi üzüyor. Bu dayanılabilir bir şey değil, Kürt çocuğu da Suriyeli çocuğu, ancak haklarından mahrum…

Ben Kürtlerin haklarını bildiğim bir bölgedenim, bazı partilerin siyasi ajandaları konusuna girmek istemiyorum. Ulusal ajandaya sahip herkese elimizi uzatıyoruz.”