K24 ÖZEL - Dengbêjlerden Dünya Anadil Günü mesajı

Dengbêjler, 21 Şubat Dünya Anadil Günü’nde verdikleri mesajda, Kürtçenin asimilasyondan kurtulması için medyaya ve sanatçılara büyük sorumluluk düştüğünü söyledi.
Dengbêjler: Kazo, Mihemedê Beyro, Mihemedê Serhedê
Dengbêjler: Kazo, Mihemedê Beyro, Mihemedê Serhedê

İSTANBUL (K24)

Dengbêjler, Kürtlerin kendi aralarında Kürtçe konuşmamasının da bir nevi asimilasyon olduğuna dikkat çekti.  

Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 1999 yılında 21 Şubat tarihini Dünya Anadil Günü ilan etti. İlk kez dünya genelinde kültürel çeşitliliği ve çok dilliliği desteklemek amacıyla “Dünya Anadil Günü” kutlanmaya başlandı.

UNESCO Dünya Tehlike Altındaki Diller Atlası'na göre Türkiye'de Kürtçe dahil 18 dil yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

Kürtçenin asimilasyonun etkisinden kurtulması için son dönemde çok sayıda kurum ve kuruluş özellikle okullarda okutulan Kürtçe seçmeli derslere yönlendirmek çeşitli etkinlikler ve kampanyalar düzenliyor.

“KÜRTÇE ULUSAL BİR DEĞERDİR”

Ünlü dengbêj Kazo, Kürtçenin zor bir süreçten geçtiğini ve bunun için kolektif çalışmaların yapılması gerektiğine dikkat çekerek şunları söyledi:  

“Kürtçe bugün en kötü dönemini yaşıyor. Çünkü insanlarımız Kürdistan’dan göç edip, gittikleri yerlerde kültürlerine pek sahip çıkmıyorlar. Kürtçe için kolektif bir çalışma yapılmalı. Kürtler, Kürtçe için çalışma yaparken parti ve siyasi kurum ayrımı yapmamalı. Kürtçe ulusal bir değerdir ve bu bütün Kürtlerin meselesi olmalıdır. Birlikte çalışma önemlidir. Kürtler sadece Kürdistan’da değil, yaşadıkları her ülkede Kürtçe için çalışmalı. Düşmanlarımız zaten dilimizin kaybolmasını, erimesini istiyorlar. Bu konuda medyamıza, sanatçılarımıza önemli sorumluluklar düşüyor. Kürt dilini biz dünyaya tanıtmalıyız ve kabul ettirmeliyiz. Kürtlerden başka hiç kimse babasının hayrına dilimiz için çalışmaz, bu bizim görevimizdir. Her şeyin bir bedeli vardır, dilimiz için bedel vermek görevimizdir. Çalışmalar yapmalıyız, yayınevleri kurmalıyız, kurumlar açmalıyız. Zaten bunlar olduğu zaman Kürtçe de asimilasyondan kurtulur. Birçok insan Kürdistan’ı terk edip İstanbul gibi metropol şehirlere gelmiş. Kürtçe bilmediğini söylüyor ama bu kişiler Türkçeyi de doğru dürüst konuşamıyorlar. Birçok Kürt sanatçı da Türkçe konuşuyor ama Kürtçe şarkı söylüyor.”

Dengbêj Kazo ayrıca, “Buna rağmen elbette ‘Kürtçe tamamen tükenmiştir’ diyemeyiz çünkü tüm dünyada 40-50 milyon olan bir milletin dili çok kolay kaybolmaz ama dediğim gibi çok iyi bir seviyede de değildir” ifadelerini kullandı. 

KİMLER KÜRTÇEYE ZARAR VERİYOR?

Dengbêj Mihemedê Beyro da Türkiye’de Kürtçeye yönelik asimilasyon politikasının sürdüğünü ifade ederek, “Kürtçeye yönelik asimilasyon devam ediyor. Bunu açık bir şekilde herkes görüyor. Medya, sanatçılar, yazarlar, akademisyenler, bizim gibi dengbêjler Kürtçenin bu durumdan çıkması için çalışmalar yapmalı. İnsanlarımız bu asimilasyon uykusundan uyanana kadar gazeteciler sorular soracak, bizim gibi insanlar da cevap verecekler. Yayınevleri çoğalmalı, Kürtçe kitaplar basılmalı. Ancak bu şekilde halkımızı Kürtçeye teşvik edebiliriz” dedi.   

Bazı yeni sanatçıların Kürtçeye faydadan çok zarar verdiği eleştirisini yapan dengbêj Mihemedê Beyro şunları söyledi:

“Kendi halkı için profesyonelce çalışan gerçek sanatçı ve dengbêjlerin sayısı artık çok az. Bazı yeni sanatçılar ve kendini dengbêj diye tanımlayanlar Kürtçeye, Kürt kültürüne ve müziğine zarar veriyorlar. Faydadan çok en büyük zararı onlar Kürtçeye ve Kürt müziğine veriyorlar. Stranların (şarkı) bestesini/makamımı, sözlerini değiştiriyorlar, kelimeleri, cümleleri eksik ve yanlış söylüyorlar. Biz bunları söylediğimizde de küsüyorlar. Kürtler bunun üzerinde durmalı ve böyle bir zararı artık Kürtçeye ve Kürt sanatına vermesinler.” 

“ASİMİLASYON BİZ KÜRTLERİN DERİN YARASI”

Dengbêj Mihemedê Serhedî de Kürtler arasındaki Kürtçeye yönelik asimilasyona dikkat çekerek şunları vurguladı: 

“Kürtçe üzerinde zaten bir oto asimilasyon var, bir de Kürtlerin kendi içerisinde Kürtçeyi asimile etmeleri söz konusu. Bu asimilasyon biz Kürtlerin derin yarasıdır. Kürtçe üzerindeki asimilasyon bitmemiş, artıyor. Asimilasyona karşı Kürtler ilk önce kendilerine ait iş yerlerinde Kürtçe konuşmaları gerekiyor. Bazılarımızda devletlerin tesiri fazla. Yayınevlerimizde, medya kurumlarımızda, stüdyolarımızda otoritelerin dilini konuşuyoruz. Maalesef en büyük hastalık da budur. İş yerlerimiz böyleyse insanlarımız ne yapacaklar acaba? Maalesef dilimiz gün geçtikçe eriyor, çocuklar, yeni jenerasyon Kürtçeyi unutuyor. Evet, okullarda Kürtçe eğitim yok ama kimse evlerimizde ve bize ait olan çalışma yerlerimizde Kürtçe konuşmamıza karışmıyor. Ben hiçbir dilin konuşulmasına veya öğrenilmesine karşı değilim ama bizim önceliğimiz kendi dilimiz olmalı. Birçok büyük şehrimizde Kürtçe çok az konuşuluyor. Kürtler ülkelerinden göç ettikleri için bunun etkisi de çok fazladır. Maalesef Kürtler de entegrasyona hemen ayak uydurabiliyorlar ve hemen entegre oluyorlar. Onun için asimilasyon çok öndedir.”

Dengbêj Mihemedê Serhedî son olarak, “Her ne kadar Kürtçe üzerinde çok büyük bir asimilasyon olsa da dilimiz kaybolmayacaktır, Kürtçenin gönüllüleri, fedaileri var ama maalesef bunlar yeterli değil. Kürtçe için çalışmalar yapabilecek yeni kurum ve kuruluşlara ihtiyaç var” şeklinde konuştu.