Müzisyen Nur Dönmez: Çok dilli ve kültürlü bir mirasın parçasıyım

Müzisyen Nur Dönmez, “Kendimi bu çok dilli ve çok kültürlü mirasın bir parçası olarak görüyorum” dedi.
Nur Dönmez
Nur Dönmez

ERBİL (K24)

Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Güzel Sanatlar Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği mezunu Nur Dönmez Van doğumlu.

Halihazırda Van’da müzik öğretmenliği yapan Nur Dönmez, yan flüt, gitar, piyano ve bağlama gibi enstrümanlar çalıyor.

Müzisyen Nur Dönmez’le müzik çalışmalarını konuştuk.

K24’e konuşan Dönmez, “Aldığım eğitimleri Kürt müziği, halk müziği ve birçok farklı etnik müziklerle harmanlayarak sanatımı icra etmekteyim. 2017’de Ciwan Haco’nun ‘Gotin Sar Dibin’ adlı eserini yorumlayarak bir single çalışması yaptım. Pandemi sürecinde Kemal Sahir Gürel ile bir projede yer aldım. 2020’de Mikail Aslan’ın ‘Agerayîş’ adlı eserini single çalışmamda seslendirdim. Son olarak da 2021’in ekim ayında Ermenice ‘Ay Nare Nare’ adlı eseri KALAN Z müzikte yayınlayarak dinleyicilerimle buluşturdum” diyor.

"KOŞULLAR EL VERDİKÇE MÜZİK YAPMAYA DEVAM EDECEĞİM”

Müziğe olan ilgisinin çocukluk yaşlarında başladığını dile getiren Dönmez, müziği seven bir ailede dünyaya geldiğini; babaannesinin ve babasının söylediği klamlarla büyüdüğünü belirtiyor.

Yaşamın her alanında müzikle iç içe olduğunu kaydeden Dönmez, şunları ifade ediyor:

“Bu durum kendimi tanımaya başladığım andan itibaren hayatımda hep var oldu. Müziği profesyonel olarak sürdürüyorum. Üniversiteden mezun olduktan sonra aktif olarak şan resitalleri, konserleri vermeye devam ettim. Şu anda her hafta canlı performanslar sergiliyor, düzenli olarak dinleyicilerimle buluşuyorum. Koşullar el verdikçe müzik yapmaya devam edeceğim. Çünkü müziğin bir müzisyenin can simidi ve onu hayata bağlayan yaşam kaynağı olduğunu düşünüyorum.”

“DİNLEDİĞİM KİŞİLERİ ÖZENLE SEÇİYORUM”

Pek çok müzisyenden ve farklı tarzdan ilham aldığını da sözlerine ekleyen Nur Dönmez, “Küçüklüğümden bu yana hep beğendiğim sanatçıları ve müzik tarzlarını dinledim. Dinlemeyi tercih ettiğim müzik tarzlarını yaptığım müzikle harmanladım. Böylece Nur Dönmez olarak kendimi daha iyi ifade ettiğimi düşünüyorum” diyerek, şunları vurguluyor:

“Kürt dengbêjlerini çok seviyorum. Her zaman dinliyorum. Şakiro, Karapetê Xaço, Tahsin Taha, Aram Tigran, Meryem Xan, Ayşe Şan ve daha niceleri… Ayşe Şan ve Meryem Xan gibi sanatçılar kadın sanatçı olarak bizlere öncü olması bakımından ayrıca değerlidir. Tarz olarak halk müziğinin çıktığı coğrafyanın yerel tınılarını taşıması ve sözlerinin ulaşabilirliği bakımından çok önemli bir iletişim aracı olduğunu düşünüyorum. Neşet Ertaş, Aşık Mahzuni Şerif, Aşık Veysel, Tülay German, Ruhi Su gibi isimler de küçüklüğümden beri dinlediğim isimlerden birkaçı. Bunların yanında blues müzik alanında Eric Clapton; rock müzik alanında Led Zeppelin, Pink Floyd, Metalica; klasik müzik alanında Bethoven, Bach, Vivaldi, Mozart, Hangel gibi değerli sanatçıları; cazcılardan Ella Fitzgerald, Nina Simone’yi; operacılardan Leyla Gencer, Maria Callas’ı kendime esin kaynağı olarak görüyorum ve sıkça dinliyorum.”

Nur Dönmez, “Dinlediğimiz müziğin nasıl bir insan olduğumuzu işaret ettiğine inanarak, dinlediğim kişileri özenle seçiyorum” diyor.

“DEĞİŞEN TEKNOLOJİİN MÜZİĞE ETKİSİ ÇOK GÜÇLÜ”

Değişen teknolojinin müzik üzerindeki etkisini sorduğumuz Nur Dönmez, “Değişen teknoloji elbette hayatımızın her alanında var” ifadelerini kullanarak, şunları dile getiriyor:

“Bunun müziğe olan etkisi çok güçlü. Örneğin son zamanlarda değişen teknolojiyle dengbêjlerimizin söylediği klamlar; farklı boyutlara geçerek bu tarza uzak olan, yaş bakımından da daha küçük bir kitleye bile ulaşmaktadır. Bu durum bir yerlerde saklı kalmış Kürt eserlerini ya da halk ezgilerini ulaştırmada daha etkili olmuştur. Tabi bunun dezavantajları da bulunmaktadır. Bazen teknolojinin olumsuz tarafı da fazlaca teknoloji kullanılarak var olan otantik dokunun bozulmasına ya da eserlerin daha dejenere bir hale gelmesine neden olmaktadır. Ben eserlerin orijinalliğinin, otantikliğinin bozulmadan ve yozlaşmadan teknolojik yöntemlerle daha iyi yerlere geleceğini düşünenlerdenim.”

Müzisyen Dönmez, “Değişen dinleyici algısı için de şunları söyleyebilirim: Her yaş grubunun teknoloji-müzik ilişkisine yaklaşımı birbirinden farklıdır. Fakat ben genç kuşak dinleyici kitlesine hitap eden bir sanatçı olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki kendi dinleyicilerim bu tür yeniliklere açıktır ama bu kesim, iyi kompozisyonla kötü kompozisyonu da ayırt edebilecek bir müzik olgunluğuna da sahiptir” şeklinde konuşuyor.

“ÇOCUKLAR İÇİN ÖZEL BİR ALBÜM YAPMAYI PLANLIYORUM”

Gelecek projelerinden de söz eden Nur Dönmez, “Halk müziği eserlerinden oluşan birkaç eser yorumlamayı planlıyorum. Ayrıca birkaç farklı dilde olacak şekilde çocuklar için özel bir albüm yapmayı planlıyorum” diyor.

Öte yandan “Kültürel arka planı çok zengin bir coğrafyada yaşayan bir sanatçı olarak kendimi bu çok dilli ve çok kültürlü mirasın bir parçası olarak görüyorum” diyen Nur Dönmez, şunları ifade ediyor:

“Dolayısıyla farklı dillerde eser seslendirmek benim için sadece müziksel bir etkinlik değil bu çok kültürlü ve çok dilli mirası temsil anlamına da geliyor. Çünkü bizler dil ve kültür zenginliğinin bileşkesiyiz. Bunu sanatsal anlamda hissetmek ve söze dökmek benim için sanatımın en ayırt edici tarafıdır diyebilirim. Dolayısıyla müzik sanatı yoluyla kültürler etkileşimde bulunuyorlar. Harmanladığımız müzikleri, dilleri eşit bir düzlemde yorumlamak önemlidir. Kürt müziğinin tek taraflı olarak dış etkilere maruz bırakılmaması gerekiyor. Bilinçsizce yapılan kompozisyonlar, armonik çalışmalar özgün dokuyu bozup bu dokunun yozlaşmasına neden oluyor. Bu bilinçte bir müzisyen olarak bahsettiğim detaylara dikkat ederek müziğimi icra etmenin gelecek açısından önemli olduğunu düşünüyorum.”

“AY NARE NARE” ŞARKISI

Son yayımladığı Ermeni şarkısı “Ay Nare Nare”nin hikayesinden de söz eden Dönmez, şöyle devam ediyor:

“Van’ın Gevaş ilçesine bağlı Altınsaç Mahallesinde bulunan bin yıllık Saint Thomas Ermeni Manastırı’nda (Altınsaç Kilisesi) geçen bir aşk hikayesi anlatılmaktadır. 11’inci yüzyılda inşa edildiği bilinen St. Thomas Ermeni Manastırı 2 bin metre yükseklikte dağın zirvesinden Van Gölü’ne bakıyor. Bu manastırın mükemmel ihtişamını klip yönetmenim Bülent Menteşe ve hayalle gerçek arasında bir an yaşatan fotoğraf sanatçısı dostum Burak Demir sayesinde dinleyicilerimle buluşturdum.”

Nur Dönmez
Nur Dönmez