İngiltere’de tartışmalı tasarı kabul edildi

İngiltere'de "mülteci karşıtı yasa tasarısı" olarak nitelendirilen tartışmalı "Uyruk ve Sınırlar Yasa Tasarısı" parlamentonun üst kanadı Lordlar Kamarasında kabul edildi.

HABER MERKEZİ

İngiltere'ye yasa dışı yollardan girmeye çalışan göçmenlere hapis cezası verilmesi ve sonradan vatandaş olanların kendilerine haber verilmeden vatandaşlıktan çıkarılması gibi düzenlemeleri içeren "Uyruk ve Sınırlar Yasa Tasarısı" Lordlar Kamarasında 157'ye karşı 212 oyla kabul edildi.

Söz konusu tasarı, İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth'in onayıyla yasalaşacak.

İngiltere Parlamentosu, Temmuz 2021'de iltica etmek maksadıyla ülkeye yasa dışı yollardan girmenin suç sayılmasını öngören "Uyruk ve Sınırlar Yasa Tasarısı"nı gündemine taşımıştı. Yasa tasarısı, düzensiz yollarla İngiltere'ye ulaşan herkese hapis cezası verilmesini öngörüyor.

Tasarıya sonradan eklenen bir madde ise sonradan vatandaş olan veya başka ülkelerle aile bağı bulunan İngiliz vatandaşlarının kendilerine haber verilmeden vatandaşlıklarının iptal edilmesinin önünü açıyor.

BM: ULUSLARARASI SİSTEMİ ZAYIFLATABİLİR

Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, yaptığı yazılı açıklamada, tasarının onaylanmasına tepki gösterdi.

İngiliz hükümetinin, yerleşik uluslararası mülteci koruma yasası ve uygulamalarını baltalayan tasarıyı onaylamasından üzüntü duyduklarını vurgulayan Grandi, "(İngiltere'nin) Mültecilerin çoğunu, yeni, daha düşük bir statü, az hak ve sürekli olarak sınır dışı edilme tehdidiyle sığınma talebinde bulunmaktan caydırmayı amaçlayan bir hareket tarzı seçmesi hayal kırıklığı yaratıyor" değerlendirmesinde bulundu.

"YASA, MÜLTECİ SÖZLEŞMESİ İLE ÇELİŞİYOR"

Grandi, yasanın İngiltere'de sığınma talep etme haklarını reddetme potansiyeline sahip olduğunu ve Mülteci Sözleşmesi ile çeliştiğini belirtti.

İngiltere'nin mültecileri ve sığınmacıları koruma yükümlülüklerini diğer ülkelere yıkmaya çalışmasından da endişe duyduğunu bildiren Grandi, İngiltere'nin düzensiz göçmenleri Ruanda'ya gönderme planına atıfta bulundu.

Grandi, "Birleşik Krallık hükümetinin bu son kararı, on yıllardır çaresiz durumdaki pek çok insana koruma ve yeni bir yaşam şansı sağlayan bir sistemi önemli ölçüde zayıflatma riski taşıyor" uyarısı yaptı.

AF ÖRGÜTÜ: ÇATIŞMA VE ZULÜMDEN KAÇAN MÜLTECİLER İÇİN KASVETLİ BİR GÜN

Londra merkezli Uluslararası Af Örgütünün İngiltere Mülteci ve Göçmen Hakları Direktörü Steve Valdez-Symonds ise, "Çatışma ve zulümden kaçan mülteciler için gerçekten kasvetli bir gün" değerlendirmesinde bulundu.

Valdez-Symonds, şu ifadeleri kullandı:

"Bu yasa tasarısının altında yabancı düşmanlığının yattığı çok açık. Baskı, işkence ve sömürü mağdurlarına karşı acımasız olduğu kadar, karşılaştıkları ırkçılık ve önyargıyı da sömürüyor. Bu yasa tasarısındaki iltica önlemleri uygulanırsa, sığınma hakkı olanlar, insan kaçakçılarına ve tacizcilere karşı daha savunmasız hale gelirken, İngiltere'nin itibarına leke sürülür."

MÜLTECİLERİN KORUNMASI DEVLETLERİN BİRİNCİL SORUMLULUĞUNDA

1951 Mülteci Sözleşmesi ve 1967 Mültecilerin Statüsüne Dair Protokol'ün koruyucusu olarak hizmet veren UNHCR’ye göre, mültecilerin korunması devletlerin birincil sorumluluğunda.

1951 Sözleşmesi’ni imzalayan ülkelerin sınırları içerisinde mültecileri koruma ve onlara uluslararası standartlara uygun şekilde davranma zorunluluğu bulunuyor.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 14. maddesinde de "Herkes zulüm karşısında başka ülkelerde sığınma talebinde bulunma ve sığınma hakkından yararlanma hakkına sahiptir" ibaresi yer alıyor.