Erdoğan: Adalet dağıtamayan bir devlet yıkılıp gitmeye mahkumdur

Erdoğan, "Adalet dağıtamayan, vatandaşına adaletle hükmedemeyen bir devlet tıpkı temeli çürük bir bina gibi yıkılıp gitmeye mahkumdur" dedi.

HABER MERKEZİ

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen İslam Dünyası Anayasa Yargısı Konferansı Açılış Kongresi'nde konuştu.

“Halbuki adalet hizmetlerinin sunumunda ideolojik taassuba ve bürokratik oligarşiye asla ye olmamalıdır” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

“Çünkü adalet sadece mülkün temeli değildir. Aynı zamanda devlet mimarisini bir arada tutan kilit taşıdır. Devlet ancak ve ancak adalet üzerinde yükselir, gelişir, güçlenir, büyür. Adalet dağıtamayan, vatandaşına adaletle hükmedemeyen bir devlet tıpkı temeli çürük bir bina gibi yıkılıp gitmeye mahkumdur. Hukukun üstünlüğü ilkesi hususunda oluşacak en küçük ihmal yada ihlal yargı ile beraber yasama ve yürütmeye olan güveni de zedeleyecek bu da devletin işleyişinde telafisi zor zararlara yol açacaktır.”

“SURİYE KRİZİNDE İNSANLIK İYİ BİR İMTİHAN VEREMEDİ”

Suriye kriziyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Uluslararası kuruluşların ve kimi batılı devletlerin söylemleri ile eylemleri arasındaki farkı mazlumlar çekmektedir. 12'nci yılını tamamlamak üzere olan Suriye krizi bunun acı örneği olarak karşımızda duruyor. Bu kriz karşısında insanlık iyi bir imtihan veremedi. Suriyeli mazlumların feryatları, Türkiye'nin de arasında bulunduğu bir avuç ülke dışında kimsenin umurunda olmadı. Batılı ülke ve kurumlar Suriye'deki insanlık trajedisine mülteciler kapılarına dayandıkları zaman tepki göstermişlerdir. Göçmenleri dikenli tel örgülerinin ardına kapatmak olarak tezahür etmiştir. Müslümanlara yönelik arızi bakış açısının ürünü kin ve nefret dalgalarının olumsuz etkisi bugün de devam ediyor.”

“YUNANİSTAN'IN ŞIMARIKLIĞINA BATI TEPKİ GÖSTERMİYOR”

 “Yunanistan'ın göçmenlere karşı sergilediği tavır vahşet konumuna ulaşmıştır” ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Yunanistan'ın bu şımarıklığına ve zalimliğine batı ülkeleri de tepki göstermiyor. Sınır hattında ve Nazi kamplarını andıran mülteci kampları karşısında sürdürülen aymazlık hepimizi üzüyor.

Benzer konuya terörizmle mücadelede şahit oluyoruz. Sıra PKK'lı ve FETÖ'cü teröristlere gelince olabildiğince hoşgörülü davranıyorlar. Bölücü terör örgütü milyonlarca euro ile saldırılarını finanse ediyor. Kendi bütçesine doğrudan terör örgütüne yardım faslı koyan ülkeler olduğunu biliyoruz. Birçok darbeci firariyle ilgili taleplerimize rağmen batılı ülkeler hiçbir adım atmadı.

Türkiye'nin 252 evladını şehit verdiği darbe teşebbüsü sonrası attığı hukuki adımları eleştirenlerin bugün darbe girişimi karşısında aldığı sert tedbirleri görüyoruz. Elbette ülkemizi hedef alan terör ve darbe suçlarına karşı sergilenen ikirciklikle tavrın zihin yapısının farkındayız. Biz mücadelemizi meşruiyet çerçevesinde yürütüyoruz.”

Türkiye'yi özgürlük ve adalette de dünyada ilk sıralara çıkarana kadar mücadelemiz devam edecek. Kendi menfaatlerini gözetenlerin bu sistemi yürütme şansı yoktur. Bu adaletsiz sistem çatırdayacak ve kuşatıcı bir nizama bırakacaktır. İslam dünyası olarak yarınlarımızın bugünlerden çok daha aydınlık olacağına inanıyorum."