K24 ÖZEL - Genç seçmen 14 Mayıs seçimlerinin belirleyicisi mi?

Genç Kürt seçmenin eğilimlerini değerlendiren Yüksel Genç, “Kürt gençleri hem cumhurbaşkanlığı hem milletvekilliği seçimlerinde etkili olacak düzlemde” derken, Uslu ise, “18-20 yaş aralığının iktidar dengelerini belirleyecek gerçek güç olduğu tezini çok fazla gerçekçi bulmuyorum” ifadelerini kullandı.

ANKARA (K24)

Genç Kürt seçmenin eğilimlerini değerlendiren Yüksel Genç, “Kürt gençleri hem cumhurbaşkanlığı hem milletvekilliği seçimlerinde etkili olacak düzlemde” derken, Uslu ise, “18-20 yaş aralığının iktidar dengelerini belirleyecek gerçek güç olduğu tezini çok fazla gerçekçi bulmuyorum” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek seçimlerde yurt içi ve yurt dışında toplam 64 milyon 113 bin 941 seçmen oy kullanacak. 

Konuya ilişkin bugün açıklama yapan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener, 14 Mayıs'taki cumhurbaşkanı ve 28. dönem milletvekili seçiminde yurt içinde 4 milyon 904 bin 672 seçmenin ilk kez oy kullanacağını da bildirdi.

Deprem bölgesinden yaklaşık 133 bin seçmenin diğer illere kaydını aldırdığı da belirtildi. 

SAMER KOORDİNATÖRÜ: GENÇLER BELİRLEYİCİ FAKTÖR

K24’e konuşan Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (SAMER) Koordinatörü Yüksel Genç, Kürt kentlerinde gençlerin tutumunu değerlendirdi.

Bu seçimlerde gençlerin belirleyici olacağını vurgulayan Genç, sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye genelinde 7 milyonu aşkın genç seçmenin olduğu düşünülüyor. Bu gençlerin önemli bir kısmının Kürt kimliğine ait gençlerden oluştuğu düşünülüyor. Kürt gençleri hem cumhurbaşkanlığı hem milletvekilliği seçimlerinde etkili olacak düzlemde. Çalışmalarımız, Kürdistan illerinde genç seçmenin çoğulcu bir siyaset için önemli bir yerde durduğunu, seçmen eğilimlerinin Kürdistan’daki ikili pozisyonu çoğulcu hale getirmeye çok müsait olduğunu söylüyor.”

yuksel-genc
Yüksel Genç

Kürt kentlerinde son 20 yılda AK Parti ve HDP’nin olduğunu söyleyen SAMER Koordinatörü, “HDP birinci parti olsa bile hemen ardından AK Parti geliyordu ve diğer partiler bir tür ‘tabela partisi’ idi. Ancak bu seçimde AK Parti’deki ciddi erimeler, seçmen kaymaları ve genç seçmen üzerindeki bazı beklentiler durumun değişeceğini bize gösteriyor. AK Parti’deki seçmen kaymalarının çok önemli bir kısmının CHP’ye doğru olduğunu görüyoruz. Saha ölçümlerimizde uzun bir süredir bunu böyle ölçümlüyoruz” dedi.

“GENÇLERİN EĞİLİMİ YSP’DEN YANA”

Genç, şunları vurguladı:

“Öte yandan Türkiye’nin mevcut otoriter rejiminin değişmesini arzu eden ilk defa oy verecek olan gençlerin çok önemli bir kısmının CHP’ye de oy vermeyi düşündüğünü, dolayısıyla CHP’nin Kürdistan’da uzun yıllardır vekil çıkarmadığı kimi bölgelerde vekil çıkarma ihtimalinin yükseldiğini söylemek gerekir. Yaptığımız saha araştırmalarına göre Kürt gençlerinin büyük oranda oy verme eğilimleri Yeşil Sol Parti’den ya da HDP’den yana. Birinci sırada Yeşil Sol Parti’ye oy vermek isteyen genç seçmenler söz konusu. Neredeyse her üç Kürt gencinden 1’i, yüzde 35’ye yakın Kürt genç seçmen HDP’ye oy vereceğini söylüyor. İlk defa oy kullanacaklar arasında 5’te 1’lik, yani yüzde 20’lik kesim CHP’ye oy verebileceğini söylüyor. İlk defa oy kullanacaklar arasında yüzde 20’lik kararsızlar kesimi de var.”

“CHP VE DEVA’YA YÖNELİM VAR, GELECEK PARTİ’SİNDE AĞIRLIK OLUŞMADI”

“Bunlar da hangi parti kendilerini konsolide edebilirse oraya yönelebileceğini gösteriyor” diyen Genç, “Yeşil Sol Parti’nin bu gençleri konsolide etmesi yüksek görünüyor. Bir kısmının da DEVA ya da CHP’de konsolide olması görünüyor. Öte yandan DEVA Partisi’nin de bölgede kısmen potansiyelinin oluştuğunu söylemek mümkün. Gelecek Partisi’ninse çok ağırlığı oluşamadı” şeklinde konuştu.

Öte yandan Yeşil Sol Parti’nin aday listesine yönelik eleştirilerle ilgili de soruya yanıt veren Yüksel Genç, “Kürt seçmenin gerek ittifaklarla gerek adaylarla ilgili tartışmasındaki motivasyonu, seçimde çıkacak sonuca göre kurulacak mecliste etkili ve güçlü temsilciler gönderebilmektir. Çünkü Kürt seçmen için bu seçim hem sistemle rejim değişikliğini işaret ediyor hem mecliste oluşturulabilecek temsil ağırlıklarına bağlı olarak da Kürt meselesinin çözümünden Kürt ulusal taleplerinin meclis üzerinden sağlanması ve bir sürecin oluşmasına dair biçilmiş anlamlarla ilgilidir” ifadelerini kullandı.

USLU: TARTIŞMA ‘Z KUŞAĞI’YLA BİRLİKTE BAŞLADI

K24’e konuşan araştırmacı ve siyasal iletişim uzmanı Dr. İbrahim Uslu ise, genç seçmen sayısının artmasının Türkiye siyasetinde yeni olmadığını söyledi.

Genç seçmenlerle ilgili tartışmalara değinen Uslu, şöyle konuştu:

“Z Kuşağı tartışmalarıyla birlikte yeni seçmene çok odaklanıldı. Bundan önce neden çok tartışılmıyordu da şimdi tartışılıyor? Benim gördüğüm, bir jenerasyonun bizlerden farklı tutumlarının ve özelliklerinin olduğu keşfedildiği için tartışılıyor. Bunların siyasal tutumlarının da farklı olacağı ön kabul ile hareket ediliyor. Oysaki başından beri şunu söylüyorum: Bundan önceki tüm seçimlerde yeni seçmenler niye siyasal iktidar dengelerini değiştiremediler? Esas olarak bu soruya bakmak lazım.”

ibrahim-uslu
İbrahim Uslu

Dr. Uslu, “Birinci nedeni genç seçmenlerin sandığa gitme eylemi çok düşük. Muhtemelen yeni seçmende de böyle olabilir. Bunun için elimizde yeterli veri yok, beyan da çok yeterli olmuyor. Sandığa gidecekler mi gitmeyecekler mi bunu ancak seçimlerden sonra görebileceğiz. Bu, önemli bir faktör. Eğer yarısı sandığa gitmezse, bir kere o altı milyon otomatik olarak üç milyona düşüyor. Geri kalanın üç milyonun bir kısmı anne babaları gibi oy veriyor. Öyle olunca Türkiye ortalamalarını değiştirmiyor” ifadelerini kullandı.

“GENÇ SEÇMEN DENGELERİ BELİRLEMEYECEK”

Öte yandan “Ancak anne ve babalarından da farklı bir siyasi davranış gösterecek ki Türkiye ortalamalarını etkileyebilsin” diyen Uslu, şunları vurguladı:

“Fakat dilim iyice küçülüyor. Sandığa giden ve anne babalarından farklı davranış gösterenlerin dilimi iyice azaldığı, onlar da çeşitli partilere dağıldığı için bugüne kadar iktidar dengelerini değiştirme konusunda yeni seçmenlerin etkisini ve gücünü çok fazla hissetmedik. Bu seçimde bir yerde konsantre olabilecekler mi, anne babalarından farklı mı oy kullanacaklar, daha önceki gençlere kıyasla daha mı çok sandığa gidecekler; bu soruların yanıtları belirleyici olacaktır.  Şimdiki gençlerin de daha önceki gençlerden çok farklı davranacaklarını düşünmüyorum. Çünkü Türkiye’de genç işsizliği uzun zamandır yaşanan bir sorun, gençlerin geleceğe güven duymaması uzun zamandır yaşanan bir sorun. Şimdiki gençlerin önceki gençlerden tek bir farkı, şimdikilerin kendilerini daha fazla kısıtlanmış hissetmeleridir. Gezi olaylarında da gençler daha çok özgürlük için sokağa çıkmıştı. Dolayısıyla 18-20 yaş aralığının önümüzdeki dönemde iktidar dengelerini belirleyecek gerçek güç olduğu tezini çok fazla gerçekçi bulmuyorum.”