Newroz ve PKK’nın Kürtlere savaş ilanı…

Kurd24

Kürt milleti için mart ayı, baharın başlangıcı, olumlu ve olumsuzluklarıyla bereketli bir aydır. Mart ayında Kürtler için gündeme gelen olumlu ve olumsuz gelişmeleri anlamak, analiz ederek sonuçlara varmak önem taşımaktadır.

11 Mart 1970, Kürtlerin parlak ve en sevinçli günüdür. Büyük acılara, ölümlere sebep olan Irak merkezi hükümetinin savaşına karşı başlatılan “1961 Eylül Devrimi” efsanevi milli lider Mele Mustafa Barzani ve Kürdistan Demokrat Partisi öncülüğünde, Baas diktatörünü ve faşist baronları dize getirdi. Irak Baas diktatörlüğü ve faşizmi anlaşmaya oturmak ve Kürdistan’da otonominin kuruluşunu kabul etmek zorunda kaldı.

12 Mart 1971 günü, Kürdistan’ın kuzeyinde toplu gözaltılara, işkencelere,  tutuklanmalara, cezalandırmalara yol açan; Kürt milli örgütlerinin (TKDP, DDKO) tasfiyesini amaçlayan; Kürtleri dize getirmek isteyen askeri darbenin gerçekleştiği gündür. Sevindirici olan, darbeciler bu amaçlarından istedikleri ölçüde başarıya ulaşmadılar. Kürt yurtseverleri, cezaevlerinde ve mahkemelerde direnerek darbenin direncini kırdılar. 1974 yılından sonra bu temel üzerinde, Kürdistan milli hareketinin “Üçüncü Bahar Dönemi” başladı. Güçlü bir örgütlenme ortaya çıktı.

14 Mart 1903 günü, Kürt milleti için tarihi avantajlara yol açacak bir gelişmeye, çocuk yaşlarda Kürt milli kurtuluş hareketine katılan ve genç yaşta mili kurtuluş hareketine öncülük eden ve yolun sonunda efsanevi milli lider olarak tanımlanan Mele Mustafa Barzani’nin doğum günüdür.

16 Mart 1988 günü, Kürtlerin felaket ve kara günüdür.  Bu gün, Halepçe Katliamının Irak Baas diktatörlüğü tarafından gerçekleştirildiği, 7000 insanımızın kimyasal silahlara hedef haline getirilerek öldürüldükleri; on binlercesinin sakat kaldığı gündür.

21 Mart: Newroz ve dömürgecilikle mücadele günüdür. Kürdistan’da sömürge altı bir sistemin halen devam ettiği bu tarihsel dönemde, sömürgecilikle mücadele günü biz Kürtler için büyük önem taşımaktadır. Newroz ile de bir örtüşme göstermesi de başlı başına anlamlı bir durumdur.

NEWROZ: KÜRT MİLLETİNİN EN ESKİ VE BÜTÜN ZAMANLARIN MİLİ DEĞERİDİR

Newroz, baharın gelişinin başlangıcı ve işaretidir. Kürtlerin yeni yılıdır. İyiliği ve güzelliği daha anlamlı hale getiren gündür.

Newroz, milli ve toplumsal coşkudur. Dayanışmadır. Kin ve nefretin terk edilmesi gereken gündür. Kürt insanının birbirine olan saygısının ve sevgisinin hatırlatıldığı gündür. Küskünlüklerin, geride bırakılmasını ön gören kutsal bir dönemdir. Kucaklaşma ve yardımlaşma günüdür. Üretimin arttığı günlerin müjdecisidir.  Güzel giysilerin sandıktan çıkarılıp ya da yenileri dikilerek giyilen günüdür. Ama bütün bu tanımlamaların ötesinde daha anlamlı bir günüdür. Newroz, bir renkler, duygular, giysiler, faklılıkların kendisini ifade ettiği bir festivaldir. Newroz, milattan önce başlayan, kendini hep hatırlatarak, yenilenerek 21. yüzyıla gelen Kürtlerin milli bayramıdır. Sonsuza kadar devam edecek bir Kürt milli bayramı ve mücadele günüdür.

Newroz, Kürtlerin en eski milli değerlerinden biridir. Eskimeyen, bütün zamanların geçer akçesi olan hep yenilenen, gelişen, dönemin niteliğine göre içerik kazanan bir gündür. Newroz, milli duyguların yükseldiği sosyal, siyasal, kültürel olgudur. Newroz, milli mücadeleye katılımı teşvik eden bir dönem ve gündür.  Bağımsızlık sürecinde olan Kürt milleti için altın değerinde bir dönemdir. Mücadeleye teşvik ve heyecan katan bir durumun ifadesidir. Newroz, bağımsızlığın ve özgürlüğün sembolüdür. Newroz, içeriği, mesajları, tarihi arka planıyla bir milli manifesto ve milli bir programdır. Newroz’un bu niteliğine uygun hareket eden her Kürt, kendi milli davasının sürekli bir takipçisi,  Kürt-Kürdistan dava insanı olmaya adaydır. 

CEMİL BAYIK’IN NEWROZ’DA KÜRTLERE SAVAŞ AÇMASI, TAM ANLAMIYLA BİR PKK KLASİĞİDİR

Kürtler için bu anlamlı tarihi günde;  barış, dayanışma, sevinç, heyecan gününde; milli uyguların yükseldiği dönemde PKK’nın kurmaylarından biri olan Cemil Bayık’ın Kürdistan Demokrat Partisi kişiliğinde,  Kürtlere,  Kürdistan Bölgesi’ne karşı savaş ilan etmesi, olsa olsa bir delilik, çılgınlık, Kürt düşmanlığı olabilir.  

Cemil Bayık bu yılın Newroz’u vesilesi ile yayınladığı iki bildiri de Kürdistan Bölgesi’ne karşı savaş başlatacaklarını açıkladı. Kürdistan Bölgesi, bütün parçalardaki ve dünyadaki Kürtlerin de evi olması bağlamında da Kürtlere bir savaş ilanıdır.

Kürt toplumunun ulusal birlik, direniş ve kardeşlik bayramı olarak kutladığı Newroz’da Cemil Bayık yayınladığı her iki bildiride de Kürtlere ve Kürdistan Bölgesi’ne karşı nefretini kustu. Cemil Bayık Almanya’daki Frankfurt ve Kandil Newroz’ları için hazırladığını iki videoda da kendi taraftarlarını iç savaşa hazırlamaya çalışarak kısa süre içinde saldırıya başlayacaklarının mesajını verdi. Cemil Bayık’ın Almanya için hazırladığı görüntülü konuşmada diyor ki: “Şimdiden bu yılın çok çetin geçeceği görülüyor. Çünkü Türk devleti ve KDP yeni saldırılar için hazırlıklar içindeler.” Bayık bu iddiasıyla, “Her alanda ihanet ve işgalciliğe karşı mücadelesini büyütmeli. Ulusal birlik KDP ile olmaz, çünkü KDP tercihini soykırımcılardan ve işgalcilerden yana yaptı, soykırımcı/işgalci Türk devletine hizmet ediyor” diyerek taraftarlarını savaşa çağırdı.

Bayık Kandil için hazırlanan videolu ikinci görüntülü konuşmasında da aynı nefret söylemlerini devam ettirdi. Bayık Kandil Newroz’un da yakında saldırı yapacaklarına dair daha net mesaj verdi. Bayık buradaki konuşmasında, “KDP, düşmana yönelik eylemleriyle Kürt halkı ve Güney Kürdistan için büyük bir tehdit oluşturmaktadır” dedi. Cemil Bayık’ın açıklamasının, İran’ın Kürdistan Bölgesi’nin başkenti Hewler’e yaptığı füzeli saldırılardan sonraya denk gelmesinin, İran devletinin direktifleri doğrultusundan hareket ettiğinin en önemli işaretidir. Ayrıca İran’ın PKK’ya verdiği bu direktifin nedeni ve hedefinin KDP değil Kürdistan Bölgesi’nin statüsüne, bütün Kürtlere yönelik bir saldırı olduğunu da gösteriyor. Çok açıkça görmek ve anlamak gerekir ki, KDP’yi hedef göstermek, Kürdistan Bölgesi’ni ve tüm Kürtleri hedef göstermektir. PKK’nın yıllardır Kürdistan Bölgesi’ni ortadan kaldırmak için mücadele ettiği, Kürdistan siyasi partilerini ve liderlerini meşru görmediği, sömürgeci devletlerin desteğiyle sürekli iç müdahalelerde bulunduğu, örgüt ve insan satın aldığı, fiili saldırılarla Pêşmergeleri katlettiği de bilinmektedir.

Kürdistan’ın bağımsızlık referandumuna karşı çıktığı, referandum sonrasından Kürt düşmanlarıyla ittifak ederek Kerkük’ün işgaline katıldığı da bilinmektedir. Kürdistan’ı ve PKK’yı iyi tanıyan siyasi stratejistler, PKK’nin direk olarak Kürdistan Bölgesi’ni hedef alacak bazı şehir eylemleri yapmayı planladığını düşünüyor. Ayrıca Nisan ayı ile beraber Pêşmerge güçlerine saldırıların da başlayacağı da gelen yorumlar arasındadır.

Bütün Kürtler, Kürdistan örgüt ve partileri, Kürt yurtseverleri, yazarları ve kanaat önderleri bu tehlikeye karşı dikkatli olmalılar. Bu tehlikeye karşı açık tutum takınmalılar. PKK tabanındaki Kürtlerin bu kötülüklere alet olmamaları konusunda uyarıcı olmalıdırlar.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir