Enfal ve Şengal Katliamı…

Kurd24

Bundan dolayı da Kürt milletinin tarihi acılı olaylarla doludur. Kürt millet tarihinin en büyük acılı olayı, Kürdistan’da sömürgeci devletlerin yaptıkları sayısız katliamlardır. Katliamlar, sömürgeci devletlerin Kürtleri yok etme stratejisinin bir sonucudur. Bu nedenle Kürdistan’daki katliamlar sıradan bir fiziki kırım eylemi değildir. Kürt milletinin tüm hayatını ve Kürdistan tarihini tümden kapsayan; aynı zamanda Kürtleri çok acıtan, yıkan, ayağa kalkmasını zorlaştıran büyük soykırım eylemleridir.

Bu Kürt katliamlarından biri de Barzanilerin Enfali/Katliamıdır. 182 000 Barzani’nin katliamıdır. Bugünler de, bu katliamın bir parçası olan 8000 Barzani’nin katledilmesinin 39. yıldönümüdür. Katledilen 100 Barzani’nin kemiklerinin tespit edilmesi ve yeniden merasimle gömülmeleri, Barzanilerin Katliamını daha anlamlı, daha acılı bir hale getirdi. 100 Barzani gözyaşlarıyla toprağa verildi. Kürdistan Başkanı Mesud Barzani, Kürdistan Federe Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani, Kürdistan Federe Bölgesi Başbakanı, Kürdistan siyasi partileri Barzanilerin Enfali’nin 39. yıldönümüne ilişkin önemli açıklamalarda bulundular.   

Kürdistan’ın Güneyinde Enfal (soykırım) süreci 1983 Temmuz’unun sonunda 8000 Barzani erkeğinin katledilmesiyle başladı.

Ayrıca 1975'ten sonra Kürdistan Otonomisinin tasfiye edilmesinden sonra, binlerce Kürt, Irak'ın güneyindeki çöllere sürgün edildi, aç ve susuz yaşamaya mahkûm edildiler. Bundan dolayı da çocuk, yaşlı ve kadın binlerce Kürt açlık ve hastalıktan şehit düştü.

Sürgün edilen Kürtlerin mal ve mülklerine el konuldu. Ekili tarlaları ateşe verildi.

Enfal’den önce de faşist ve Irkçı Baas rejimi 1970’te Barzan bölgesindeki vatandaşları Irak’ın güneyine sürgün etmişti.

1978’de Barzanilerin bir bölümü Kürdistan’ın Güneyindeki Diyana, Herir, Bahirke ve Goreto toplama kamplarına yerleştirilirken, 1980’in başında da Kuds ve Kuştepe toplama kamplarına yerleştirildi. Barzaniler, söz konusu bölgelerde baskı ve zulüm altında yaşamak zorunda bırakıldı.

Soykırımın üzerinden 39 yıl geçti. Irkçı ve Baas rejiminin devrilmesinin ardından Barzanilere ait bazı toplu mezarların ortaya çıkmasıyla şehitlerin cenazeleri Kürdistan’a getirildiler.

Halen çok sayıda Kürt’ün akıbeti bilinmiyor. Son günlerde 100 Barzani’nin cenazeleri bulundu.

Kürdistan Başkanı Mesud Barzani, Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani, Başbakan Mesrur Barzani, siyasi partilerin liderleri kurbanların yakınlarına başsağlığı dileklerinde bulundular ve Enfal’insorumlularının saldırının faillerinin hesap vermesi gerektiğini vurguladı.

Bu acıya ancak ve ancak Kürtler dayanabilirler.

ŞENGAL SOYKIRIMINI UNUTMAYALIM, ŞİMDİKİ TRAJEDİSİNE GÖZ YUMMAYALIM…

“Arap Baharı” denilen toplumsal ayaklanma, kısa bir zaman diliminde bütün Arap dünyasını sardı. Suriye’nin de bu fırtınadan etkilenmesi kaçınılmazdı. Çünkü Suriye’de on yıllardır devam eden kopkoyu ve karanlık bir diktatörlük vardı.

Suriye, 2011 yılının Mart’ında bu fırtınaya yakalandı. Kısa sürede toplumsal ayaklanma bütün Suriye’yi sardı. Bu ayaklanma, iç savaşa dönüştü. Suriye üzerinde hesap yapan güçler, DAEŞ denilen bir belayı ortaya çıkardılar. Bu bela kısa sürede yayıldı. Suriye ve Irak’ta bir “devlet” kurdu. DAEŞtüm Kürtleri ve özellikle de Êzidi Kürtleri kendine düşman seçti.3.Ağustos 2014 yılında Musul ve Şengal’a saldırdı. Musul’u ve Şengal’i işgal etti. Şengal’de tam anlamıyla bir soykırım uyguladı. Binlerce Kürdü katletti. On binlerce Kürt kadın ve çocuğu kaçırdı. On binlercesi de dağlara sığındı. Kürdistan Federe Bölgesine ve Kürdistan’ın Kuzeyine yüz binlercesi, gidip yerleştiler.

Şengal, Irak Merkezi Federal Hükümetin egemenliği altında olmasına rağmen, Şengal’inişgal’den kurtarılması Kürdistan Başkanı Mesut Barzani, kendisinin öncülük ettiği bir operasyonu Şengal’e karşı başlattı. Bu büyük operasyon sonucu Şengal DAEŞ işgalinden kurtuldu.

Sivil Toplum örgütlerinin yaptığı çalışmalar sonucu 5 binden fazla Kürt kadını ve çocuğu DAEŞ’ın elinden kurtarıldı.

Ayrıca DAEŞ’ın kaçırdığı Kürtlerin kurtulması için, dönemin Başbakanı Neçirvan Barzani tarafından “Kürtleri Kurtarma Ofisi” kuruldu. Bu ofiste önemli bir sayıda Kürt’ü DAEŞ’tan kurtardı.

Ne yazık ki, Şengal DAEŞ işgalinden kurtarıldıktan sonra, PKK ve Haşdi Şabi gibi teröristlerin istila ve işgaline uğradı. Bütün uğraşlara rağmen bu işgale son verilmedi.

Bundan dolayı Birleşmiş Milletlerin gözetiminde Irak Federal Hükümeti ve Kürdistan Federe Hükümeti arasında Şengal Antlaşması imzalandı. Anlaşmada terörist ve istilacı örgütlerin Şengal’i terk etmeleri konusunda anlaşma yapıldı. Ayrıca Şengal’da idari ve güvenlik düzenlemelerinin yapılması konusunda önemli hükümler antlaşmada yer aldı.

Ne yazık ki, uzun zamandır bu antlaşmaya yapılmasına rağmen, PKK, HaşdiŞabiŞengali terk etmediler. PKK, HaşdiŞabileşerek varlığını devam ettiriyor.

Şengal soykırımı konusunda Hollanda ve Belçika parlamentoları karar aldılar.

Bu konuda olan en önemli gelişme Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği Şengal Soykırımının 7. Yılında yaptığı açıklamadır. Açıklamada deniliyor ki:

“Binlerce Ezidi, kimlikleri nedeniyle akıl almaz şiddete maruz kaldı ve bugüne kadar pek çoğu yerlerinden edildi ve birçoğu hala kayıp. DAİŞ tarafından işlenen bu menfur eylemler; savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım anlamına gelebilir.”

Suçların hesabının verilmesi gerektiğini belirtilen BM, Irak hükümetinin uluslararası hukuk kapsamında suçları soruşturması gerektiğine dikkat çekildi.

“Bu nedenle, Irak hükümeti tarafından Ezidilerle ilgili ‘Hayatta Kalanlar Yasası’ yürürlüğe konmalı ve Bağdat’ın Ezidiler ile diğer topluluklara karşı işlenen suçları tanıması gerekir” ifadelerine yer verildi.

Kürt Êzidileriningörüşüne göre: “Şu an Şengal’de bulunan silahlı güçler bölge devletlerinin istem ve ajandalarına göre çalışmalar yürütüyorlar. Bu nedenle de Şengal Anlaşması’nın uygulanmasına müsaade etmiyorlar.”

Şengal Antlaşmasının hayata geçirilmemesi için bölgedeki bazı güçlerin ve devletlerin (İran ve Suriye) ajandaları var. Bundan dolayıŞengal’ı birbirlerini tasfiye etme alanına dönüştürdüler. Oysa anlaşma normalleşmeyi getirecek fakat bu güçler normalleşmeyi istemiyorlar.

Problemlerin çözümü için tek çare anlaşmanın hayata geçirilmesidir. Çünkü bu antlaşma uluslararası bir desteğe sahip bir anlaşma. Bu anlaşmanın hayata geçirilmesi için başta ABD ve Birleşmiş Milletler olmak üzere Kürdistan Bölgesi Başkanlığı, Başbakanlığı ve Parlamento Başkanlığı ciddi bir çaba içerisindeler.

Şengaliler,  Êzidi Kürtlerine jenosaid uygulayan ve parmağı olan bütün IŞİD’li teröristlerin, yargı önüne çıkartılması ve cezalandırılmasını talep ediyorlar. Fakat üzerinden 8 yıl geçmiş olmasına rağmen,  halkımız kendi topraklarına dönemiyor. Kürdistan Bölgesi ve Irak Hükümetleri Şengal halkının topraklarına dönmesi için gerekli normalleşme düzenlemelerini ve özellikle Şengal Anlaşması’nı hayata geçirecek adımları atmıyor.

Yasal olmayan silahlı güçler ve milislerin Şengal’deki normalleşmeye müsaade etmediklerini açık bir gerçek.

Biz Kürtlere düşen görev, Şengal Soykırımını unutmamak. Şengal’in devam eden trajedisine göz yummamaktır.

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir