Berken Bereh; Bir düşün sonu ya da son düş

Kurd24

"Dönmek için de kalmak için sığınılacak ev yoktur" Teodor Adorno'nun bu cümlesi ile okuru selamlayan "Xewna Dawî" yani " Son Düş" Kürtçe şiirin kadim şairlerinden Berken Bereh'in  uzun, yorucu ve yıpratıcı şiir yolculuğunun şimdilik son durağı. Daha önce "Êş", "Şagirtên Evînê","Pandomîm", "Şîna Helbestê", "Dilê min Palgehe ji Işqê re" ve "ji Durîyê re"isimli kitapları yayımlanan Berken Bereh'i şiirle yaşayıp şiirle yaşlanan şair olarak tarif etmek abes olmaz. Zira, Berken Bereh'in 1979 yılında Tîrêj Dergisi etrafında bir araya gelen Kürt yazar-şairler Rojen Barnas, Mem Ronga, Arjen Arî gibi isimlerle oluşturduğu bir geleneğin devamı olduğu ve geçmiş ile bugün arasında kesintisiz bir edebi serüvene köprülük yaptığı bilinmektedir. Jiyana Rewşen, Nûdem gibi Kürt edebiyatında kült sayılabilecek ve belli bir geleneği temsil eden dergilerde de şiirleri yayımlanan Berken Bereh'in dünden bugüne farklı kuşakların şiirini gören, okuyan ve yaşayıp yazan farklı bir kimliğe sahip olduğunu görüyoruz. Klasik Kürt şiirinin kalıplarını kullanarak yazmaktan çekinmeyen, yanısıra modern şiirin de özgün örneklerini ortaya koymada büyük bir ustalık gösteren Berken Bereh'in farklı kuşakların şairi olarak tanımlanması yadırganmamalıdır. Berken Bereh'i farklı kuşakların şairi olarak tanımlamamın bir sebebi de Bereh'in her türlü yeniliğe, değişime açık olması ve yeniyi denemekten korkmaması daha doğrusu imtina etmemesidir. Genç şair ve yazarların ürünlerine de eğilen, bu ürünlerin kritiklerini de yapan Bereh'in okuduğu şiirlerden açık bir dille etkilendiğini ifade eden mütevazı tavrı, kuşaklararası geçişkenliğin ve şiire dair bilgi transferinin şair tarafından ne kadar önemsendiğini ortaya koymaktadır.

Sürekli bir yenilenme ve arayış içeresinde olan Kürt şiirinin yeni bir dil, felsefe ve tema etrafında örülmesi ve örgütlenmesi beraberinde ciddi tartışmalar ve sorunların boy vermesine sebep olmuştur. Modern şiirin şiire belli dönemler hükmeden akım ve ekollerin etki alanından hızla uzaklaşması, tarz, teknik ve tema açısından sınırsız bir tasarım ve tahayyül dünyasının oluşmaya başlaması şairin şahsi poetikasının şiirde anlam ve önemini daha bir arttırmıştır. Berken Bereh, eski ile yeni arasında kurduğu bağ ile Kürt klasizminin romantik bir temsilcisi, oluşturduğu kişisel poetikası ile modern Kürt şiirinin kurucu figürlerinden  kabul edilmelidir.

Şairin son kitabı "Xewna Dawî" yukarıda andığım klasik formlar ile çağdaş Kürt şiirinin içiçe geçtiği değişik örneklerin bir arada olduğu bir seçkiden oluşmaktadır. Beyit formunda yazılan "Ez û Welat (Ben ve Ülkem)", " Xezel (Gazel)", "Dubeytên Ji Tirsê (Korkudan Türeyen Beyitler)", yine dörtlük halinde yazılan "Ehwal-ı Hal", "Pend (Tavsiye)", "Tu (Sen)" gibi şiirlere serbest tarzda yazılan diğer şiirler eşlik etmektedir.
Her ne kadar kitabın ismi "Xewna Dawî" olarak konulmuş ise de şairin şiirdeki arayışının devam ettiği, kullanılan imge, dil ve metaforların şairi sırrını çözmeye davet eden bir bilinmeze sürüklediği görülmektedir.
Evveliyatın tüm yorgunluğu ve olgunluğunun şiire sirayet ettiği mısraların akıl ve duygu sarmalına yakalanmış arı duru bir şiir dili ile kıvamını bulduğu, kuşkusuz şairin zamanla bütünleşen poetikasının da bu şiir yolculuğunda şaire rehberlik ettiği gözden kaçırılmamalıdır. Şairin kendi deyimi ile harflerle konuşması, hecelerle sıkı bir pazarlığa girmesi, sözcüklerle yeteneklerinin sınırını ölçmesi ve kulağına fısıldayan suflörle bu işin matematiğini konuşması ayrıca unutulmaya yüz tutan sözcükleri ince bir işçilikle şiire nakşetmesi poetikanın bir şairin olgunlaşmasında oynadığı rolü göstermek bakımından son derece önemlidir.

Şair kimi şiirlerinde Kürtlerin tarihsel hafızasını yoklamakta ve yok olma riski ile karşı karşıya olan değerlere sahip çıkmayı salık vermektedir.

"topla önüne düşen ne varsa
gömülmüş her şeyi
fırsat verme unutulmasına"
dizelerinde olduğu gibi.

"Zarok (Çocuk)" isimli şiirinde şiddet ve savaşın çocukluğunu çaldığı Kürt çocuklarının hayata açılan bir pencereye sahip olamamanın sitemini estetik bir dille anlatmıştır.


"Amerika da bir çocuk
Dünya lideri olma umudu ile
Brezilya'da değerli bir futbolcu
Fransa'da ünlü bir aktör  ya da aktris
Japonya'da teknoloji ustası olmak için gelir dünyaya
Hasılı her ülkede çocuk için hayata açılan  binlerce kapı vardır
Lakin ülkem Kürdistan'da
Çocuk sadece silah taşımak için gelir dünyaya"
dizeleri

"Ferheng (Sözlük)" isimli şiirinde ise hayatın doğal akışını bozan müdahalelere serzenişte bulunan şair;
"Eskiden ülkemde
sadece üç sözcükten
Müteşekkildi sözlükler
Sevgi,dağ ve (eceliyle) ölüm

Zalimler öldürmeyi de eklediler",


"Pira Bafê (Bafê Köprüsü)" isimli şiirinde ise şair tarihe bir gönderme yaparken kendisi ile benzer bir kaderi yaşayan ama akıp giden zamana karşı direnç gösteren köprünün yıkılmaması için adeta ayaklarından tutmaktadır.

"Bafê Köprüsü
Hala bir yıldızdır Dicle'nin kıyısında
Ve Kürtçe kök salmıştır toprağa

Dost gözüyle bakarsan görürsün
Yüzyıldır ağladığını
Tıpkı bizim  gibi
Ve onun da bir dayanma
Sınırının olduğunu ",


Kitabın kanaatimce en çarpıcı ve etkileyici şiiri olan tarzı ve tekniği, kullanılan büyülü dili ile okuyucuyu adeta sarsan "Li Ber Deriyê Bajêr ( Şehrin Kapısında)" farklı tema ve unsurları ile şairin poetikasının bir özeti niteliğindedir.

"Gece bekledim şehrin kapısında aklımda intihar, aylardan zemherî
İstasyonlarda simsiyah karınca sürüleri
Eski hanlarda yorgun insan bedenleri
Ve dağın üzerine çökmüş yıldızlarla semaha durmuş rüzgar
Ateşliyordu içimde küllenmiş hisleri
Mutlak ölürdüm, dokunmazsa
gözlerinin feri"


Kitabın ismi ne olursa olsun şairin özlemle, büyük bir aşk ile bir düşün peşinden koştuğu ve bu düşün gerçekleşme anının yaklaştığı mısralara da şairin bunu yansıttığı ve bu durumu okura sezdirdiği gözden kaçmamaktadır. Ne diyelim; Şairin düşünün gerçekleşmesi dileği ile..

 

 

  • kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.