Kürtlerde Değerler ve Tutumlar Araştırması: Milliyetçi eğilim yükselişte

Kürt Çalışmaları Merkezi’nin Kürtlerde Değerler ve Tutumlar Araştırmasının raporu yayımlandı.
Kürtler
Kürtler

HABER MERKEZİ

Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği’nin iş birliği ve Rawest Araştırma’nın saha desteğiyle yürütülen çalışma şehirde, 18 yaş üzeri Kürtlerin değer yargılarını ve tutumlarını daha yakından anlamayı, birbirleri ve Türkiye toplumu ile aralarındaki benzerlik ve farklılıkları görmeyi ve göstermeyi amaçlayan araştırma raporu yayımlandı.

“KÜRTLER MÜSLÜMAN, ÖZGÜRLÜKÇÜ VE DEMOKRAT”

Katılımcılarda Müslüman, özgürlükçü, dindar, demokrat gibi kimlikler öne çıkıyor. AK Parti’lilerde daha çok Müslüman, dindar, muhafazakar kimlikler sahiplenilirken, HDP’lilerde özgürlükçü, Müslüman ve Kürt hakları savunucusu kimlikler görünür oluyor.

Katılımcıların çoğu kendisini Müslüman/Sünni/Şafii olarak tanımlıyor. Ebeveynleri dindar olsa da Araştırmanın ulaştığı sonuçlar, Kürtlerin çoğunluğunun kendisini siyasal spektrumun solunda konumlandırdığı yönündeki kabulü yanlışlıyor. Çoğu Kürt kendisini solda değil, merkezde (%47,2) konumlandırıyor. Merkez dışındaki çoğunluk solda (%31,2) konumlansa da önemli bir kesim (%21,4) de kendisini sağda konumlandırıyor. Özellikle sağ ve solda konumlanma beklendiği üzere tutumlarda farklılıkları etkileyen temel faktörlerden biri iken, Kürtlerde bu farklı dünya görüşleri arasında değerlere yaklaşım konusunda ortak paydaların varlığı da dikkat çekiyor.

Bazı katılımcılar ebeveynleri kadar dindar olmadığını ve ibadet etmediğini belirtiyor. Bu açıdan önceki kuşağa kıyasla dindarlığın farklılaştığı ve daha rasyonel bir anlayış doğrultusunda değişimin yaşandığı söylenebilir.

Kürt milliyetçiliği Kürtler arasında %10 bandına yerleşmiş görünüyor. CHP’li Kürtlerde laik ve liberal vurgular öne çıkarak onları diğer gruplardan ayırıyor.

milliyetçilik

YAŞAM MEMNUNİYETİ DÜŞÜK

Araştırmaya göre Kürtler, hayattan memnuniyet söz konusu olduğunda Türkiye’nin geri kalanından belirgin biçimde ayrışıyor. Araştırmaya katılanların yarısından fazlası hayattan memnuniyetlerinin düşük olduğunu paylaşıyor. Kürt illerinde yaşayanlar, küçük şehirlerde yaşayanlar, erkekler ve gençler hayattan memnuniyetleri daha düşük grupları oluşturuyor. Katılımcıların hane gelirleri düşük ve haneleri Türkiye ortalamasından kalabalık. Katılımcıların çoğunluğu, gelir düzeyi düşük olan grupta yer alıyor.

“ÇOĞU KÜRT KENDİNİ SOLDA DEĞİL MERKEZDE KONUMLANDIRIYOR”

Araştırmanın ulaştığı sonuçlar, Kürtlerin çoğunluğunun kendisini siyasal spektrumun solunda konumlandırdığı yönündeki kabulü yanlışlıyor. Çoğu Kürt kendisini solda değil, merkezde (%47,2) konumlandırıyor. Merkez dışındaki çoğunluk solda (%31,2) konumlansa da önemli bir kesim (%21,4) de kendisini sağda konumlandırıyor.

Özellikle sağ ve solda konumlanma beklendiği üzere tutumlarda farklılıkları etkileyen temel faktörlerden biri iken, Kürtlerde bu farklı dünya görüşleri arasında değerlere yaklaşım konusunda ortak paydaların varlığı da dikkat çekiyor.

MİLLİYETÇİLİK EĞİLİMLERİ

Milliyetçiliğe olumsuz yaklaşanlarda bu tutumun “ümmetçilik” ya da sol “enternasyonalist” dünya görüşüyle ya da Türk milliyetçiliğini dışlayıcı bir milliyetçilik biçimi olarak anlamak ve deneyimlemekle ilişkili olduğu anlaşılıyor. Bu açıdan milliyetçiliği egemen ve dışlayıcı bir formda anlamak, bu olguya mesafeli bir tutumu açığa çıkarabiliyor.

Gerek kimliğini vurgularken milliyetçilik içeren seçenekleri tercih edenlere gerekse katılımcıların bir bütün olarak milliyetçilik düzeylerine bakıldığında milliyetçiliğin ilgi gördüğü söylenebilir. Dünya görüşlerini Kürt milliyetçisi olarak tanımlıyor olsunlar ya da olmasınlar, katılımcıların yaklaşık dörtte biri kendisini yüksek düzeyde Kürt milliyetçisi olarak görüyor.

Cinsiyetler arasında belirgin bir farkın bulunmadığı bu başlıkta sağ ve sol görüşler de Kürt milliyetçiliğini benzer biçimlerde taşıyorlar, kendini merkezde konumlandıranlar ise Kürt milliyetçiliğini daha düşük oranda benimsiyorlar. Milliyetçiliğin sağ-muhafazakâr kimliğe içkin bir olgu olmasıyla Türkiye’de Kürt milliyetçiliğinin HDP üzerinden temsil ediliyor olduğu kabullerine karşın Kürt dindarlarda ve AK Partili Kürt seçmende de Kürt milliyetçiliğinin sahiplenildiği görülüyor.

Dindarlığın düşük ya da yüksek olmasının belirgin bir ayrım yaratmadığı görülüyor. HDP seçmeninin üçte ikisi Kürt milliyetçiliğini orta veya yüksek düzeyde sahiplenirken AK Parti seçmeninin de yarıya yakını bu kimliği benimsiyor.

milliyetçilik

KÜRT MİLLİ MARŞI VE BAYRAĞINA OLUMLU BAKANLARIN SAYISI YÜKSEK

Farklı ülkelerin vatandaşı olan Kürtler arasında bir birliğe ihtiyaç olduğunu düşünen ve Kürt Milli Marşı ile Kürt Bayrağı gibi sembollere olumlu bakanların oranı da %40’ın üzerinde seyrediyor. Bir ulus aidiyetini ima eden bu kavramlara kendini sağda görenler üçte bir ve üzerinde, solda görenler ise üçte ikiye yakın oranda olumlu bakıyor. Bu oranlar, Türk milliyetçiliğinin sağ kategoriyle ilişkili olduğu Türkiye’den farklı olarak Kürt toplumunda siyasi açıdan milliyetçiliğin sol kategoriyle daha yakın olduğunu da gösteriyor.

Kürt milliyetçiliğine dair bu yaklaşımın arka planında hem Kürt kimliğine dair tanınma sorunları ve hak talepleri hem de Türk milliyetçiliğinin “dışlayıcı” pratiğinin doğurduğu tepkisel tutumlar yer alıyor. Kendisini dindar olarak tanımlayanların birçoğu, dışarıdan bakan birinin kendisini önce Kürt mü yoksa dindar mı gördüğü yönündeki soruya karşılık “Dindar/Müslüman” cevabını veriyor. Fakat soruyu Kürt çoğunluğun olduğu memleketinde değil de Türk çoğunluğun olduğu bir Batı şehrinde dışarıdan bakılınca önce Kürt mü yoksa dindar olarak mı görüldüğü şeklinde yeniden sorulduğunda, katılımcıların büyük çoğunluğunun cevabı “Kürt” oluyor.

bayrak ve marş

“DEVLETSİZ BİR TOPLUM MÜMKÜN DEĞİL”

Katılımcıların hem nesnel bir olgu olarak devlete, hem de yurttaşı oldukları devlete yönelik algılarında çeşitlilik göze çarpıyor ve çoğunluğu insanların devlete ve yöneticilere ihtiyaç duyduğunu, devletsiz bir toplumun mümkün olmayacağını düşünüyor.

Bazı katılımcıların yanıtlarında devletin olumsuz çağrışımları da göze çarpıyor. Bu görüşlere bakıldığında devletin özel olarak Türkiye Devleti’ni çağrıştırdığı ve bunun da geçmişten bugüne Kürt kimliğine yönelik politikalarla ilişkili olduğu anlaşılıyor.

EŞİTSİZLİK

Katılımcıların çoğunluğu Kürtlerle Türklerin devlet nezdinde eşit olmadığını düşünüyor. Bu düşünce sağ görüşe mensup olanlarda üçte bir, sol görüşlülerde dörtte üç oranında paylaşılıyor. Benzer biçimde AK Parti seçmenlerinin dörtte birden azı eşitliğin olmadığını paylaşırken bu oran CHP’lilerde yarı yarıya, HDP’lilerde dörtte üçten fazla çıkıyor.

Eşitsizlik algısı dindarlığı düşük olanlarda daha yüksek olsa da bu oran yüksek düzeyde dindar olanlarda da yarıya yakın. Özellikle nitel görüşmelerde dindar, sağ görüşe mensup, AK Partili katılımcıların önemli bir kısmı geçmişte eşitliğin olmadığını, fakat bugün artık bir eşitlikten söz edilebileceğini söylese de, bu katılımcılar da etnik olmasa da bölgesel anlamda ekonomik bir eşitsizliğin var olduğunu düşünüyor.

Yine de katılımcıların çoğu Türklerle Kürtlerin devlet nezdinde eşit olmadığı görüşünü ekonomiden öte kimlik ve dil bağlamında bir yoksunluğa bağlıyor. Bu bağlamda gerekçelendirilen eşitsizlik algısının oldukça güçlü olduğu görülüyor.

ANADİL ORTAK TALEP

Kürt meselesine dair katılımcıların en sık vurguladığı problem ve talebin en çok yoğunlaştığı alan anadil. Anadil, farklı görüşlerdeki tüm Kürtlerin ortak talebi olarak öne çıkıyor. Yine eşitsizlik algısıyla ilgili en önemli mesele de anadil. Bazı katılımcılar Kürtçenin eğitim ve öğretim dili olarak, bazılarıysa seçmeli ders şeklinde öğretilmesi gerektiğini düşünüyor.

Kürtçe eğitim ve öğretim dili olsa bile, bu husustaki istihdam sorunu çözülmedikçe meselenin çözüme kavuşturulamayacağı da vurgulanıyor. Yine Katılımcılar, ana dilde kamu hizmeti ve eğitim gibi taleplerde büyük ölçüde ortaklaşıyor. Kendini hem sağda hem merkezde hem de solda konumlandıranlar ya da bir başka kategorizasyonda AK Parti’li, HDP’li ve CHP’li olanlar da bu taleplerin destekçisi olduklarını aktarıyor.

Raporun tamamına ulaşmak için tıklayın