Mesud Barzani: Pêşmerge, milli ve toplumsal lider, bağımsızlığın sembolü

Kurd24

Mesud Barzani, 16 Ağustos 1946 yılında Mehabad Kürdistan Cumhuriyeti’nde dünyaya geldi. Eylül Devrimi başladığı zaman (1961) 15 yaşındaydı. Milli Devrimin başlamasından 8-9 ay sonra da 20 Mayıs 1962’de Pêşmerge saflarına katıldı. O, dün (20 Mayıs), 60 yıllık Pêşmergeliği ile ilgili açıklamada bulundu.

Bütün Kürtler biliyor ki o her zaman kendisini bir “Pêşmerge” olarak tarif etmektedir. O yaşam boyu Pêşmerge yaşamını kendisi için bir onur kabul ediyor. Bu tutumu, milli halkçılığının, Kürdistan’a olan aşkının bir ürünüdür. O halkın içinden gelen, hep halkla yaşayan biri. Kürt milleti ve Kürdistanlılar da bundan dolayı, onu çok seviyorlar ve saygı duyuyorlar. Kendinden bir parça ve kendi milli toplumsal liderleri olarak kabul ediyorlar. Onun ilk Pêşmerge olduğu zaman çekilen resmi biz Kürtler için hep sevimli geldi.

Mesud Barzani, Pêşmergeliğin ötesinden bir derya, bir tarih, bir millilik, bir toplumsallık, bir kimliktir. Mesud Barzani kimliğinin ve özelliklerinin bir makale kapsamında anlatılması olanaksızdır. Ben makalemde Mesud Barzani ile ilgili sadece bazı notlar düşmeye çalışacağım.

Mesud Barzani’nin, Mehabad Kürdistan Cumhuriyeti’nde dünyaya gelmesi, babası milli lider Mustafa Barzani’nin Kürdistan Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Genelkurmay Başkanı olması hiç şüphe yok ki onu özel bir çocuk konumuna getiriyor. Sömürgeci İran Devleti, Kürdistan Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmak için saldırıya geçtiği zaman, babası milli lider Mustafa Barzani arkadaşlarıyla birlikte Kürdistan Cumhurbaşkanı’nın izniyle Sovyetler Birliği’ne geçtiği zaman, bir yaşını bile doldurmamış bir çocuk olarak ailesi ve annesi tarafından Kürdistan’ın güneyine Barzan bölgesine götürülüyor.

Mesud Barzani, babası Mustafa Barzani’nin Irak ve Kürdistan’a döndüğü 1958 yılına kadar, yani 12 yaşına kadar, annesi tarafında zor koşullarda, milli ve toplumsal değerlerle, Barzan kültürü ile büyüyor. Onun eğitilmesinde, amcası Şeyh Abdulselam Barzani, Şeyh Ahmed Barzani, Şeyh Mahmut Berzenci ve diğer Kürt milli liderlerinin yaşamları ve mücadeleleri önemli oluyor. O daha çok küçük yaşlarda bir milli kimlik kazanıyor. Arka plânındaki tarihe saygı ve sorumluluk duyarak hareket ediyor.

O 12 yaşında iken, 1958 yılında milli lider babası ve arkadaşları Irak ve Kürdistan’a Sovyetler Birliği’nden döndükleri zaman, en çok sevinenlerden biri odur. O hem babasına kavuştuğu ama hem de babasının dönüşü ile birlikte anayasa değişikliği ile Kürtlerin önemli kazanımlar elde etmesinden büyük sevinç duymuştur. Ama o dönemde de babası ile çok vakit geçirdiğini söylemek olanaklı değildir.

O, Irak merkezi hükümeti, sözlerine sadık kalmayıp Kürdistan’a saldırınca; KDP ve Mele Mustafa Barzani öncülüğünde Eylül Devrimi (1961) başladığı zaman, 15 yaşındaydı. 1962 yılı milli mücadelenin şiddetle devam ettiği yıldı. Mesud Bazrani, Pêşmerge olarak mücadeleye katıldı. O tarihten sonra da kendisini hep bir Pêşmerge olarak tanımladı. Toplumsal ve milli yaşamını Pêşmegeliğe göre düzenlemeye ve programlamaya başladı.  

Mesud Barzani ne yazık ki, Eylül Devrimi sürecinde sıkı ve yaman bir Pêşmerge olduğu zaman, 1966 ihanetine şahitlik etti. Bu ihanetin son olması en büyük dileği olmasına rağmen, daha sonraki tarihlerde de son olmadığını görecekti.

Mesud Barzani, Irak merkezi Hükümeti ve Baas-Saddam diktatörlüğü 11 Mart 1970 yılında Otonomi Antlaşmasını imzalamak zorunda kaldığı zaman 24 yaşındaydı. Bu yaşta Kürdistan Otonomisinin kuruluşuna şahitlik yapmakla kalmıyor, aynı zamanda Otonominin bir kurucusu ve önemli bir yetkilisi olarak Kürdistan tarihinde yerini alıyordu. Kürdistan Otonomisinin güvenlik işlerinde ağır bir sorumluluğu üzerine aldı. Otonominin toplumsal, siyasal, kültürel, ekonomik, askeri inşasına büyük katkılar yapıyordu.

Mesud Barzani, Irak devleti ile Kürdistan Otonomisi savaşında (1974-75) önemli komutanlardan biriydi. Babası milli lider Mustafa Barzani’nin askeri liderliğinde büyük başarılar elde ediyorlardı. Ne yazık ki savaş, ABD-İran ihaneti sonucu durduruldu. Silah bırakılması oldu. Bu tüm Kürtler, hiç şüphe yok ki en başta da Kürdistan milli lideri Mustafa Barzani, ailesi, komutanları, parti yöneticileri ve üyeleri, otonomi yöneticileri için büyük bir yıkım olur. Mesud Barzani de bu yıkımdan fazlasıyla etkilendi. İran’a yerleşmek zorunda kaldı. O ve ailesi, dava arkadaşları için zorlu bir dönem başladı.

Mesud Barzani, 1975 yenilgisinden sonra, Baas diktatörlüğünün Kürdistan’ı Araplaştırma politikasına, bütün milli değerlerimizin tahrip etmesine,  keyfi ve hukuk dışı uygulamalarına, cinayetlerine sessiz kalmaya milli vicdanı elvermedi. Dava arkadaşlarıyla birlikte KDP’yi yeniden yapılandırdı ve 1975 yılında Mayıs Devrimini örgütlemeye başladı. Yeniden Pêşmerge mücadelesini başlattı. Kısa sürede Kürdistan’ın birçok bölgesini Baas diktatörlüğünden kurtarıldı, özgür alanlar yaratıldı.

1979 yılında efsanevi milli Lider Mustafa Barzani’nin hayatını kaybetmesi bütün Kürtlere, Kürdistanlılara, Kürdistan’a olduğu gibi ona da büyük darbe oldu. Onu fazlasıyla üzdü ve acıttı. O aynı zamanda KDP’nin kurulduğu yılda dünyaya gelmişti. KDP’ye küçük yaşlarda üye oldu. KDP ile birlikte büyüdü. 1979 yılında da KDP Genel Başkanı oldu. 43 yıldır KDP Genel Başkanlığını başarıyla sürdürmektedir. Halen de KDP Genel Başkanıdır.  Onun ve KDP’nin kurtarılmış bölgeler mücadelesi, sivil kitle ayaklanmalarıyla taçlandı. Bu mücadele,  Irak’ın Kuveyt’in işgalinden sonra “Özgür Kürdistan”la yeni bir aşamaya geldi. Giderek 2003 yılında ABD’nin Irak’a müdahalesi sonrasında Baas diktatörlüğünün yıkılmasını takiben, 2005 yılında KYB ve ABD’nin 18 eyaletler planına karşı Irak federal devleti ve Kürdistan Bölgesi projesinin kurucusu ve mucidi oldu. Onun projesi kabul gördü.

2005-2017 yılları arasında Kürdistan Bölgesi Başkanlığı yaptı. Dünyanın saygı duyduğu, sözüne güvendiği bir lider oldu.

Mesud Barzani, Irak devletinin ihtiyaca cevap vermediğini tespit ettiği anda da Bağımsızlık Referandumunu, Bağımsız Kürdistan ve konfederal Irak için organize etti. Referandumda bütün karşı duruşlara ve saldırılara rağmen, başarılı oldu. Söz verdiği gibi, Kürdistan Bölgesi Başkanlığı’ndan istifa etti. Ne yazık ki referandumun bağımsız devletle sonuçlanmasından sonra, içerden ve dışarıdan ihanetle karşılaştı. Sömürgeci devletlerin saldırısı sonucu Kerkük ve birçok Kürdistan bölgesinin işgali gerçekleşti.

Mesud Barzani, aynı aşamada Kürdistan Bölgesi’ni yıkma saldırılarına karşı Pirdê de verdiği mücadeleyle Kürdistan düşmanlarını alt etti. O bağımsızlık referandumuyla, bağımsızlığın sembolü olduğunu dosta ve düşmana çok açık bir formatta gösterdi. Bu aşamada da bu idealini sürdürmeye devam ediyor.

Bu idealinden dolayı sömürgeci devletler, sömürgeci devletlerin aparatları ve taşeronları olan PKK ve Haşdi Şabi terörist örgütler, onun şahsına ve onun şahsından Barzani ailesine karşı büyük saldırı içindedirler.

O hiçbir koşulda ve ihanet zamanlarında bile milli güçlü iradesini kaybetmedi. Milli değerlerden ve asaletinden, Barzanilerin yol ve yönteminden vazgeçmedi. Her şeyini Kürt milletinin ulusal çıkarları, Kürdistan için feda etmeye her zaman hazır oldu. O hiçbir zaman demokrasiden, hak ve özgürlüklerden, bağımsızlıktan taviz vermedi. İnsani değerlerden, Kürt milli gelenek ve göreneklerinden uzaklaşmadı. O milli ve toplumsal bir lider olarak, Kürdistan Bölgesi’nin kurucu babası olarak bütün dünya Kürtlerinin kalbinde taht kurmuş durumdadır.

Her Kürt kendi ömrünü ona katmaya hazırdır.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir