Sorgu-Henri Alleg

Kurd24

Bugün sizlerle, ilk okuduğumda bende büyük bir iz bırakan bir eser paylaşacağım. Eser oldukça eski ancak çok ama çok kıymetli. Yayınlandığı dönemde büyük bir yankı uyandıran ve bir cezaevi hücresinden dünyaya seslenen bir belge… Evet, bahsettiğim büyük yazar ve gazeteci Henri Alleg’in “Sorgu” adlı eseri.

Sorgu, Fransız sömürüsü altında demokrasisi ve değerleri inleyen Cezayir halkının baş döndüren direniş hikayesini ortaya koyuyor. Aslında bu eser, Henri Alleg’in işkence altında yaşadıklarını ve işkencenin o dönemde nasıl sıradanlaştığını anlatıyor. Sömürgeci askerlerce tutuklanan ve uzun bir süre işkenceden geçirilen Alleg, tüm yapılanlara karşı bir çığlıkla cevap verir: Sessizlik. Daha doğrusu çözülmeme. İşkencenin boyutları bilincin yitirilmesi noktasına kadar varır ancak o noktada bile direniş doruklardadır.

İşkence insanlığa karşı işlenen en büyük suçlardandır. İnsan onurunun aşağılandığı dipsiz kuyulardan biridir. Ama acizdir, yenilgiye mahkumdur. İnsanlık onuru karşısında hep diz çökmüştür. Sorgu, insanlık onurunun direniş destanıdır. Büyük gazeteci Alleg’in edebiyatı yeraltı hücrelerine indirip, dünyaya insanlığa karşı işlenen suçu anlatır bu destansı yapıtta. İşkencenin karşısında, bir hücrede çözülmemek yani direnmek, çığlık olup duyulur dünyanın dört bir yanında. Yaşanan acı, yitirilen özgürlük ve faşist sömürü düzeni altında inleyen bir demokrasi. Tüm orduların yenildiği bir savaşta, umut ve direnişten başka zafere götürecek silah yoktur. Alleg, bir yanına umudu diğer yanına direnişi alır ve yürür üstüne, üstüne işkencenin. Her şey ile tehdit edilir. Kulağına her türlü caydırıcı teklif fısıldanır ancak o, onursuz bir yaşamın sonsuz utancına sığdıramaz yaşamak denilen eylemi.  Sorgu bize insanlık onuruna gölge düşürmeden yaşamanın kodlarını anlatır. Tuzak yemek verildikten sonra susamak, falaka ve daha birçok işkenceden geçer Alleg.

Diktatörlük en çok kitaplardan korkar. Bu yüzden Fransız emperyalistler, Marksist kitaplar başta olmak üzere birçok esere el koyarlar. Sorgu, kitapların ve fikirlerin kuşatma altında oluşunu büyük bir ustalıkla resmeder.

Ragıp Zarakoğlu’nun ifadesi ile minik ve cesur bir adamdı o.  Minik ama gölgesi ve cesareti tüm işkencecilerin tepesine demir bir yumruk gibi inmişti. İşkencede çözülmemenin, sonrasında ise susmamanın, işkencenin yayılmasını önlemede ne denli önemli bir eylem olduğunu görürüz Sorgu’da. Fransa’da yasaklanır Sorgu ancak İsviçre’de yayımlanır ve Fransa’ya gizlice sokulur. Fakat sansür fazla direnemez haklı ve onurlu bir yaşamın çığlıklarını taşıyan bu eserin karşısında ve Fransa’nın en büyük yayınevleri kapısını açar Alleg için. Zulmün ve baskının altında susmanın hiçbir işe yaramayacağı, en zor şartlarda bile haksızlığı-hukuksuzluğu duyurmanın bir yolu olduğunu görürüz Sorgu’da. Sorgu’yu bugün bütün dünya okuyabiliyorsa, küçük kağıtlara yazılan ve hücreden bu şekilde çıkarılmasında önemli bir katkısı olan Polonyalı gardiyan K’ye büyük bir teşekkür borçluyuz. Öylesine bir baskı ortamında bu denli bir eylemin ne kadar tehlikeli olduğunu tahmin edersiniz. İnsanoğlu kendine yapılan haksızlığı ve işkenceyi haykırdığında büyür…

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.