Ruşen Alkar’ın arayışı

Kurd24

Aklımdaki temel sorunlardan biri Kürdistan’daki sosyolojik değişimin Kürt müziğinde nasıl bir damar yaratacağıyla ilgilidir. Sözgelimi Mihemed Şêxo veya Şivan Perwer’den sonrasını Kürt müziği sayacak mıyız yoksa buna kendini kaybetmekte olan bir kültürün; diline, ritmine, usulüne ve dahası ruhuna yabancılaşan bir nağmeler toplamının ümitsizliği mi diyeceğiz bilmiyorum. Zira dengbêjlerden ve dervişlerden boşalan mecrayı bir türlü hakkıyla dolduramayan müzisyenlerimizin yaptıkları, yeni üretimlerin güçsüzlüğü sebebiyle ancak bir arayış müziği olarak arzı endam ediyor.

Geleneksel Kürt müziğinin yeni icralarla tüketilmesi, yeni eserlerin üretilmesinden daha hızlı olunca neticede dönemsel bir tıkanmanın eşiğine geldik ve mesela geriye Michael Jackson’ın They Don’t Care About Us şarkısını berbat bir çeviri ile Kürtçe söylemek kaldı. Teknik olanaklardaki gelişmeler, yeni kayıt imkânları, Kürt müzisyenlerin yeni enstrümanlarla tanışması köklü müziğimizin önünü açması gerekirken var olanı ne yazık ki madunlaştırdı. 

Son üç yıldır tam bitti derken Kürt müziğindeki bu tıkanmaya çok sert vuruşlar yapan ve ümidi diri tutmaya bizi davet eden güçlü müzisyenler çıkıyor.

Ruşen Alkar da bunlardan biri. 2015’te dinleyiciyle buluşan ve Kürt müziğinin hit’leri arasında yer alan Qîza Bê Dê gibi şarkılara da ev sahipliği yapan ama -belki de bir ilk albüm olduğu için- kendisini aşamayan Sebr albümüyle tanıdık onu. Yeni albümü Hêdî Hêdî birkaç gün önce yayınlandı ve Ruşen Alkar bizi Kürt müziğinde derinden gelen bir dalgayla yeniden uyardı.

Sanatta bir şey yeni değilse çürür. Sentez yaratabilen kendini yeniden yaratır. Güçlü müzik, sadece notalar bütünü ya da çalgılara vuruşlar değil; insanda derinliğinden dolayı zaman ve mekân algısını sıfırlayan, dolayısıyla yeni bir duygusal (ve matematiksel) evren yaratmak için tanrıdan rol çalan ve kesinlikle ona özenen bir şeydir.

Ruşen Alkar, Hêdî Hêdî’de bunu çok doğru bir şekilde ortaya koyuyor ve kentli Kürtler için yeni imkânlar sunan kentli bir müzik üretiyor. Alkar, söz ve müzikleri kendisine ait şarkılar ile geleneksel Kürt müziğinden örnekleri albümünde yeni bir formda bir araya getirerek arayışında olduğumuz evrenlerden bir örnek sunuyor. Albümün çıkış şarkısı Hêdî Hêdî ile Kîjan Bajarê Min?, Kêm û Kûr ve Dîsa Dora Me ye şarkılarının sözlerinde kullandığı saf Kürtçe, mandolinden saksafona, yan flütten piyanoya geniş bir enstrüman seçeneğiyle güçlendirilmiş. (Albümdeki Türkçe şarkıları çok yadırgadım, bu yüzden bu konuya girmeyeceğim)

Kürt müziği, insan sesinin ön planda olduğu bir müziktir. Albümün tümünde güçlü orkestraya rağmen Ruşen Alkar’ın o su gibi berrak ve rüzgar gibi güçlü sesi hiçbir zaman geri plana düşmüyor. Sesindeki iniş çıkışlar bizi kentli buhranlarımızın sancılarını duymaya çağırıyor. Jazz-Rock arası gidip gelen ama Kürdiesk tarafını hiç bırakmayan şarkıların düzenlemesi ise albümün işinin ehli bir ekip tarafından hazırlandığını gösteriyor.

Nitekim albümde yer alan Sînano Kirîv (Urfa), Rabe Lawo (Qamişlo) ve Dêra Hînê (Şırnak) gibi geleneksel şarkılar da temel formları bozulmadan müthiş aranjelerle yeniden üretilmiş. Örneğin Sînano Kirîv’i günlerdir dinliyorum ve piyano ile Ruşen Alkar’ın sesinin müthiş uyumu, saksafon ile şarkıdaki hüznün kusursuz icrasını ifade edebilecek sözlere sahip değilim.

İsmimin de etkisiyle bütün albüm boyunca aklımda Fuzûlî’nin bir dizesi döndü dolaştı: Gâmım pinhan tutardım ben, dediler yâre kıl rûşen. Ruşen Alkar’ın bir sonraki albümünü şimdiden merakla bekliyorum çünkü o Hêdî Hêdî ile -tıpkı Fuzûli’nin dizelerindeki gibi- Koma Wetan ve Nûbûn’da karakterini yakalamış ama şimdiye dek gizliden akan bir suyu bu albümle gün yüzüne taşıdı ve belirgin kıldı. Onun müzik yolculuğundaki arayış artık önemli bir durağa varmıştır ve bu noktadan üstüne ne koyacağını merak ediyorum. 

Bir son cümledir: İyi ki varsın, iyi ki şarkılarını söylüyorsun.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.