Kürtlerin atası bir bitki miydi?

Kurd24

Kürdistan baharlarının ot çeşitliliği yakın zamana kadar bizi yarı vejetaryen bir topluluk halinde tutmuştur. Yapraklı bitki anlamında tümüne pıncar denilen o kültür; yenilebilir iki binden fazla otun dâhil olduğu, neredeyse her ot için üretilmiş bir mitolojik anlatının, bir atasözünün toplamını barındırıyor.

Tolik’tan Tûzik’a, Tehlik’ten ve Tirşok’a, Qîber’den Sîrim çeşitlerine kadar binlerce ot, çoğu ölümsüzlük ile ilişkilendirilmiş bir anlatıya sahip. Karacadağ’dan Dersim’e doğru yayılan Kereng hikayeleri ile merkezî Kürdistan dağlarında Ribês’in dahil olduğu yaratılış efsaneleri çoğu yerde iç içe geçer. Zaten ki Kürtçe’nin güneydeki dil öbeklerinde bu isimler çoğu zaman birbirinin yerine de kullanılır. Zaxo ile Duhok arasında Ribês’e Kenger, Kereng’e ise Rubas deniliyor mesela. Koçgiri’de derlediğim bir hikayede yaratılan ilk bitki Kereng iken Çemçemal’de aynı hikaye Ribês üzerinden anlatılıyor.

Biraz geriden alalım.

Tekvin’de Göğün ve Yerin Yaratılışı Öyküsü’nde insan ile birlikte sık sık toprağa ve bitkilere de gönderme yapılır. Der ki Tevrat, “Rab göğü ve yeri yarattığında, yeryüzünde yabanıl bir fidan, bir ot bile bitmemişti” ve “Toprağı işleyecek insan da yoktu.” Tekvin’de Adem’in yaradılışı bir toprak ve nefes işidir; “Rab, Adem’i topraktan yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Adem yaşayan varlık oldu.” Sonra Adem bir bahçeye yerleştirilir ve bu bahçe hikayesinin de tam ortasında bir ağaç vardır: “iyiyle kötüyü bilme ağacı.” (Yaradılış, Bab 2, 4-8)

Kuran’da insanın var edilişi farklı surelerde anlatılır ve bu bir süreç işidir. Allah, Adem’i “topraktan yaratmış” ve “ol deyince olmuş”tur (Ali İmran - 59). Adem’in yaratılış malzemesi çamurdur (Araf-12) ve yaratılma süreci balçık ile başlamıştır (Secde-7). Sonra Allah çamura insan biçimi vermiş ve ruhunu üflemiştir (Sad-38).  İslam’ın ikincil kaynakları ise Hz. Muhammed’in, Adem’in yaratılışı için hazırlanan çamurdan bir de hurma ağacının yaratıldığını ve bu sebeple de hurmanın insanın halası olduğunu, ona saygı duyulması gerektiğini söylediğini aktarıyor (İsmâil b. Muhammed el-Aclûnî, Keşf-ül Hafa, 511. Hadis).

Buna benzer şekilde Nuh’un hikayesinde ve Yunan mitolojisindeki yaratılış ve kuruluş efsanelerinde de bolca zeytin ağacı görülür. Bu efsaneler Yezdanî Kürtlerde bazen zeytin olarak korunmuş bazen de dut ağacı olarak değişmiştir. Adem’in yediği ilk meyvenin elma veya buğday olduğuna dair de hatırı sayılır bir literatür vardır. Levant ve çevresindeki anlatılarda elma olan o ağaç, Budha Peygamber sebebiyle Hindistan’da incire dönmüştür. 

Ahmed Şehristanî’nin Milel ve Nihal’inde Mecusilik; Keyûmersî, Zurwanî ve Zerdeştî olmak üzere üç mezhep olarak incelenir. Ona göre insanlara ziraatı, yemeği ve içilecek şeyleri ilk kez öğreten kişi Keyûmers’tir ve onun izinden gidenlere de Keyûmersî (Kayûmertiyye) denir. Bu isim bize eski Aryen şahlardan ve Kürt efsanelerinde de bir Newroz günü tahta oturan Keyo Merd’i hatırlatır.

Şehristani’den öğrendiğimize göre bu mezhebe mensup olanların inancında önceleri sadece saf bir nur olan Yezdan vardır. Bir an olsun yalnızlıktan sıkılan Yezdan; acaba benim bir rakibim olsaydı nasıl olurdu diye düşünür ve kendinden şüphe etmeye başlar. Bu şüphe ondan bir parça nur düşürür ve onu karanlığa dönüştürerek Ehrimen’i oluşturur. Ehrimen, şeytandır. Bu istemsiz yaradılış sonrası Ehrimen ile Yezdan’ın orduları savaşır. Savaş sonuçsuz kalınca aralarında geçici bir sulh yapılır ve dünya 7 bin yıllığına Ehrimen’e bırakılır. Anlaşmaya göre bu sürenin sonunda Ehrimen, dünyayı Yezdan’ın taraftarlarına teslim edecektir. Bu sulhtan hemen önce, Yezdan’ın merhametinden faydalanan Ehrimen bir boşluk bulur ve dünyadaki tüm insanları, tüm hayvanları ve tüm bitkileri öldürür. Yezdan da Keyûmers adındaki birinden insanları ve Gawî adlı bir inekten de tüm hayvanları yaratmaya karar verir (Gawî adının Gawa / Kawa ile aynı olması tesadüf değildir). Lakin Ehrimen anlaşmayı bozarak bu ikisini de öldürür.

Keyumers’in cesedinin düştüğü yerde, onun kanından Rıbas denen bir bitki çıkar. Sonra bu bitkinin kökünden erkek Mişa ve karısı Mişana yetişip ortaya çıkar ve insanlar o ikisinden türemeye başlar. İneğin cesedinin düştüğü yerde ise tüm hayvanlar biter.

Keyümersilere göre nur insanları henüz ruh halindeyken onlara beden elbiselerini giyip Ehrimen ve ordusuyla dünyada savaşıp savaşmayacakları sorulur. Tıpkı Bezm-i Elest / Kalu Bela olayına benzeyen bu sorgulamada bazı insanlar bu savaşı kabul edip dünyaya gelir ve güçleri nispetinde Ehrimen’in askerleriyle mücadele ederlerken diğerleri sonsuza kadar yok olurlar. Kehanete göre nur insanları dünyada yeteri sayıya ulaşınca Ehrimen’in ordusuyla büyük bir savaş yapacaklar ve zaferi Yezdan’ın ordusu kazanacaktır. Böylece kıyamet kopmuş olacak ve beden hapishanesinden kurtulan Yezdan’ın taraftarlarının ruhları ise Yezdan'ın ruhuna geri dönüp ebedi saadete erişmiş olacaklardır.

Makdisi ve Mesudi’ye göre Keyumers, Âdem’den sonra yeryüzüne hükümran olan ilk kişidir. Bazı rivayetlere göre o İdris’ten başkası değildir ve bazı rivayetlere göre ise Keyûmers, Âdem olarak bildiğimiz Mişa’dır. Kürt mitolojisine göre Xwudaxan / Tanrılar dönemi Keyumers (Keyo Mard / Mars) ile başlayıp Hazreti Dehaq / Sultan Sahak (as) ile tamamlanmıştır. Keyumers'ten sonra 300 yıl boyunca hiç kimse tek başına dünyaya hükümdar olamamıştır.

Ortaçağ’ın en büyük dinler tarihçisi Şehristanî, ilk iki insanın Ribês’in kökünden yetiştiklerini yazıyor. Kürdistan’da bu bitki hala kutsal kabul edildiği gibi, birçok derde deva olarak görülüyor ve bu aralar kanser hastalarının iyileşmesi için tüketiliyor.

Ne var ki benim aklımdaki soru başka.

Kenger bitkisinin Latince adı, Kürtlerin tarihsel ismini hatırlatırcasına Carduus / Karduus şeklinde. Hatırlayalım ki bugünkü Cizre’nin antik adı Cardu/Kardu’dur. Merkezi Kürdistan’da Şehristanî’nin ilk insanları dayandırdığı Ribês bitkisine Kenger denildiğinden bahsettik. Sümerler kendilerine hiçbir zaman Sümer demediler. Sümer, onlara Akadlar tarafından verilen isimdi. Sümerler kendilerine Keng/Kenger diyorlardı. Bugün bu ismin Kirmanşah'ın Artemis (Anahitta) tapınağıyla ünlü Kengewer (Kangavar - كنگاور) şehrinin isminde yaşadığını biliyoruz. Sümerlerin ilk kralının Eridulu Alulim olduğu ve onun diğer adının Adapa / Adama olduğu bilgisiyle bunu yan yana getirdiğimizde soru şuna dönüşüyor: Keyümers, ilk Sümer kralı Adem midir ve Kenger/Karduus halkı günümüzdeki Kürtler midir?

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.