Kürt tıraşı

Kurd24

Birinci Körfez Savaşı’nın patladığı yıllar dönemin saç modası birden Amerikan tıraşı oluverdi. Anne tarafından bir akrabam olan Mihemedî Hisên o zamanlar Refah Partisi’nin ilçe başkanıydı ve çocuğunu Amerikan tıraşı olduğu için feci şekilde dövmüş, saçı uzadığı için onu berbere gönderen öğretmenle de kavga etmişti. Bütün savunusunu Amerika karşıtlığı üzerine kurgulayan bu akrabama o sırada sokaktan geçerken kavgaya şahit olan başka bir akrabam da olayın saçmalığını anlatmak için “La Mihemed bu Amerikan tıraşı değil Kürt tıraşıdır” demişti.

Bu olay üzerine başın etrafındaki saçların kazıtıldığı/kısaltıldığı ve üst kısmın da daha uzun bırakıldığı veya sadece “cuncik” adı verilen ön kısımdaki saçların bırakıldığı bu tıraşın Amerikan mı yoksa Kürt tıraşı mı olduğu uzun süre tartışıldı. Tamam, Körfez Savaşı’nın gerçekleşmesi üzerine bölgeden geçen askerlerin tıraşı olduğu için tekrar gündeme gelmişti ama Kürtler bu saç kesme stiline hiç de yabancı değillerdi. O yıllarda orta yaşlarda bulunan neredeyse bütün akrabalarım çocukluğunda Temelî / Tembolî / Temberîkî adını verdikleri bu tıraştan olmuş ve asıl Kürt tıraşının bu olduğunu söylüyorlardı. Ne var ki kendi köylerinden pek de büyük olmayan ilçeye taşınmış olanlar şehirli dindarlığından etkilenmiş, politik olarak da kendilerini İslami çevrelerde bulunca kendilerine karşı ilginç bir yabancılaşma yaşamaya başlamışlardı.

Bu aralar fırsat buldukça Ernest Chantre’nin 1881 tarihli Kürdistan ve Mezopotamya albümlerini karıştırıyor ve Halep’ten Ağrı’ya kadar uzanan topraklarda çekilmiş fotoğraflardaki Kürt tiplerine bakıyorum. Kürt erkeklerinin saçları tam da bizimkilerin anlattığı gibi ya usturayla kazıtılmış ve kûzzokî stilinde veya temberî adıyla bilinen Kürt tıraşını olmuşlar; yani sadece saçların üst veya ön tarafları bırakılmış. Arada Gulalî olarak bilinen ve tıpkı Vikinglerinki gibi önü ve yan tarafları kazıtılmış, sadece başın arka kısmından saçların uzatılarak örük yapıldığı tıraşlara da denk gelmek mümkün.

İmâdûddin El İsfahani’nin el-Feth el-Kussi fi'l-feth el-Kudsi (Kahire, 1962) adlı eserini incelerken ilginç bir bilgiye denk geldim. Yazar, Selahaddin devrindeki birçok Kürt kralının fetihlerini konu almış. Haçlılar bahsinde Emir-i Kebir (Büyük Prens) lakabıyla bilinen Emîr Elîyê Meştûpî’den de bahsediyor. Hezbanî aşiretinin Hakkarili Merzuban ailesinden olan Ali Meştup, Akka (Hayfa) emiri ve Nablus (Batı Şeria) hükümdarı olmuştur. Akka Kalesi’ndeyken uzun bir direnişten sonra halkıyla birlikte Haçlılara esir düşmüştür. Uzun bir esaretten sonra kaçmayı başarmış ve Kudüs’e gelip ailesini bulunca daha büyük bir şok yaşamıştır. Zira oğullarından birinin saçlarını uzatıp Türk kıyafeti giydiğini görünce sinirlenmiş “Niye Kürt kıyafetlerini, örf ve adetlerini uygulamıyorsun?” diyerek saçlarını kazıtmasını ve kıyafetlerini değiştirmesini istemiştir. Bahaddin b. Reşîd’in Siret-ül Selahaddin ve İbn-i Xaliqan’ın Tercüme-i Vefayat-ül Ayan adlı kitaplarında onun saçlarını uzatarak Türklere benzemeye çalışan oğlunu öldürdüğünü söylüyor.

1968’den bir haber: Fikret Hakan, başını ustura ile kazıtıp “Kürt Tıraşı” oldu. Şöyle diyor haberde  “Beyaz perdenin şöhretli erkek oyuncusu Fikret Hakan, çevireceği yeni film için saçlarının yanlarını ustura ile cascavlak kazıtmış ve tam Kürt tıraşı olmuştur.” Haberin ayrıntısından öğreniyoruz ki Fikret Hakan, Aydın civarlarında yaşayan ve yiğitliğiyle destan olan Balçıklı Mehmet Efe’nin hayatını filme aktarıyormuş. Denilebilir ki Aydın nere, Mehmet Efe kim ve neden Kürt tıraşı?

Cevap basittir. Onlar ki Türklere benzemeden önce Kürt idiler…

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.