Kürdistan Bölgesi Başkanı ve Nobel Barış Ödülü…

Kurd24

The Washington Times gazetesinin yazarı Rachel Avraham 6 Nisan 2020 günü, “Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani Neden Barış Ödülüne Layıktır?” diye bir makale yazdı.

Bu makalesinde Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani’nin bölgede barış açısından oynadığı büyük rolü dile getiriyor. Diyor ki:

“Kürdistan’da 2017 yılında gerçekleşen Bağımsızlık Referandumunun arkasından bölge büyük çatışmalara gebe iken, Kürdistan Bölgesi Başkanı barışçıl bir politika izleyerek bu çatışmayı engelledi. O dönemde Irak, İran, Türk devletlerinin tehdit, saldırı, savaş politikalarını diplomasi ile alt etti. Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani, diplomasisi, becerisi ile Kürtleri tehditlerden ve savaşlardan korudu; kan dökmeden, diyalog ve anlaşma yoluyla sorunları çözmeyi başardı. Kürdistan Bölgesi Başkanı, bölgede kan dökülmesini ve savaş çıkmasını engellediği için Nobel Barış Ödülüne layıktır.”

NOBEL VE NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ…

Öncelikle okuyucularımı Nobel Barış Ödülü hakkında kısaca bilgilendirmeyi doğru buluyorum.

Nobel Ödülü, 27 Kasım 1895 tarihli ve 30 Aralık 1896 tarihinde Stockholm’de açıklanan vasiyetnamesiyle Alfred Nobel tarafından kurulan derneğin verdiği, insanlığa hizmet edenleri ödüllendirmek amacını taşıyan prestijli bir ödüldür. İlk Nobel Ödülleri 1901 tarihinde verilmeye başlanmıştır.

Her ödül ayrı bir komite tarafından verilir. İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi fizik, kimya, ekonomi alanındaki ödülleri; Karolinska Enstitüsü Fizyoloji veya Tıp alanındaki ödülleri; Norveç Nobel Komitesi edebiyat alanındaki ödülleri vermektedir. Norveç Parlamentosunca İsveç Akademisinden seçilen beş kişilik bir kurul ise barış alanındaki ödülleri verir.

BİZ KÜRTLER NE YAPMALIYIZ?

Amerikalı gazetecinin bu önerisini, bütün parçalardaki ve dünyadaki biz Kürtlerin desteklemesi gerekir.

Amerikalı gazetecinin önerisinin hayat bulması ve gerçek hale gelmesi: Kürt millet ve Kürdistan meselesini daha çok dünya gündemine taşıyacak. Kürt millet ve Kürdistan sorununa gerçek anlamda ve herkesin dikkate alacağı, çözüm konusunda Kürtleri dinleyeceği, Kürdistan’da 2017 yılında gerçekleşen Bağımsızlık Referandumu sonucu olan devlet kurma demokratik millet iradesinin hayata geçmesine hizmet edecektir.

Bu kadar önemli, sonuçları Kürt milleti ve Kürdistan için büyük olacak Amerikalı bu gazetecinin önerisinin gerçeklemesi için destek kampanyaları düzenlenmelidir.

Dünyanın değişik ülkelerinde, özellikle de İsveç, Norveç, Danimarka’da yaşayan Kürtlerin, lobiler oluşturmaları, bu konuda somut girişimlerde bulunmaları gerekir.

Bunun için de Kürtler, olanaklara, araç ve gerekçelere, bilgi birikimine, beceri ve yeteneklere sahiptirler.

AMERİKALI GAZETETECİNİN ÖNERİSİ, GÜNCEL VE EVRENSEL POLİTİKA AÇISINDAN NE ANLAMA GELİYOR?

Amerikalı gazeteci tarafından Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani’nin Nobel Barış Ödülüne layık görülmesi ve önerilmesi, anlamlı bir okumaya yol açıyor. Bu öneri, Kürdistan ve Kürdistan’ın güneyinin genelde çok yakından izlendiğinin, Kürdistan hakkında çok önemli bilgilere sahip olunduğunun; özel anlamda da Kürdistan Bölgesi Başkanı, Başbakanı, Hükümetinin ve Kürdistan diğer kurumlarının çalışması hakkından ciddi bilgi sahibi olunduğunun ifadesidir.

Gazetecinin Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani’nin Nobel Ödülüne layık görülmesi için işaret edilen sebepler, Kürdistan Bölgesi Başkanı’nın kişisel özellikleri, karakteri, yaptıklarıyla da yakından tanındığının göstergesidir. Bütün bunların yanında, Kürdistan Bölgesi Başkanı ve Hükümeti’nin güçlü ve evrensel anlamda bir diplomasi yürüttüğünü de anlatan bir gerçektir.

Kürdistan Bağımsızlık Referandumundan sonra, Kürdistan milli lideri Mesud Barzani’nin, Neçirvan Barzani’nin, Kürdistan Başbakanı’nın çok yönlü, çok evrensel, çok da başarılı bir diplomasi yaptıklarını çeşitli yazılarımda da dile getirdim.

Hewlêr’in dünyanın emperyalist ülkelerinin başkentleri kadar diplomatik görüşmelere sahne olduğunu, bu konuda büyük performans gösterildiği de benim tarafından yazıldı.

Kürdistan Başbakanı’nın en son dönemde Davos’ta yaptığı büyük ve etkili diplomasi halen hafızalarımızda çok tazedir.

Neçirvan Barzani’nin başbakanlık ve başkanlık döneminde yaptığı çalışmaların, evrensel hukuka ve etiğe, barış ve demokratik ilkelere, bireysel ve kolektif insan hak ve özgürlüklerine uygun olduğunun da ifadesidir. Neçirvan Barzani, tarihi olumlu bir gelişmenin, uzun bir mücadele geleneğinin, tarihi düşünce ve davranış tarzının sentezidir. Barzani ailesinin, yaptıklarıyla da anlam kazanan bir aktördür.

 KÜRT MİLLİ LİDERLERİ HER ZAMAN HAK VE BARIŞ TARAFINDA OLDULAR

Kürdistan milli kurtuluş hareketinin liderleri ve dava arkadaşları, her zaman hak, hukuk, barış tarafında oldular. Şiddet ve terörü bir mücadele yöntemi olarak benimsemediler. Barışçıl mücadele yolunu kullandılar. Kendi ölümlerini göze alarak, öldürmemeyi benimsediler.

Şeyh Abulselam Barzani’nin Osmanlı İmparatorluğundaki mücadelesini incelersek bunu görürüz. Şeyh Abdulselam kendi döneminin en büyük reformcusu ve özgürlükçüsü liderdir.

Kürt Teali Cemiyeti Başkanı Seyid Abdulkadir ve dava arkadaşlarının, Şeyh Sait Efendi - Cibranlı Halit Bey ve dava arkadaşlarının, Şeyh Mahmut Berzenci ve dava arkadaşlarının, İhsan Nuri Paşa ve dava arkadaşlarının, Seyid Rıza ve dava arkadaşlarının, yaptıkları ve eylemler incelendiği zaman, haktan ve barıştan yana oldukları rahatlıkla görülür.

Kürdistan Cumhurbaşkanı Qazi Mihemed ve dava arkadaşları, tek bir insanın ölümüne yol açmadan, devlet kurdular. İran devleti saldırıya geçtiği zaman da ölümlerini göze alarak halka iki taraflı zarar vermemek için tek mermi patlatmadılar.

Kürdistan’ın efsanevi milli lideri Mele Mustafa Barzani ve dava arkadaşları Irak’ta olumlu yönden değişiklik olduğu zaman hiç tereddüt etmeden istek üzerine Sovyetler Birliğinden Irak ve Kürdistan’a döndü, merkezi hükümetle anlaştı. Merkezi hükümet saldırıya geçtiği zaman kendisini savundu. Hak ve barışçıl yolu izledi. Irak otonom devletinin ve Kürdistan Otonomisinin kuruluşuna öncülük etti. Arap milletiyle ortak yaşama yolunu seçti. Irak merkezi yönetimi, Kürdistan Otonomisini yok etmek için savaş açıp büyük emperyalist devletlerin de desteğini alınca, halka zarar vermemek için savaşmama yolunu seçti.

Mesud Barzani ve dava arkadaşları, hak, hukuk, barışçıl yolu izleyerek Irak’ta federal ve Kürdistan’da federe bölgeyi kurdular. Irak federal devleti ihtiyaçlara cevap vermeyince, konfederal devlet önermesi yaptılar. Kabul görmedi. O zaman barışçıl ve demokratik yol olan referandumla (2017 ) devlet kurma yoluna gittiler. Sömürgeci devletlerin saldırıları ve emperyalist devletlerin ihanetiyle karşılaşıldı.

 Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani de bu mirası ve kültürü devam ettiriyor.

Nobel Ödülü Derneği, 1896 yılında bundan 124 önce kuruluyor. Ödülleri de 1901 yılında yani 119 yıl önce veriyor. Önceleri Cemiyeti Akvam, daha sonra Birleşmiş Milletler’in (BM), UNESCO ve benzeri uluslararası kuruluşlar Kürtlere yönelik haksızlıkları, Kürtlerin devletsizliğini, Kürdistan’daki katliamları, sömürgeci devletlerin Kürt milletini yok etme strateji ve politikalarını görmezlikten geldiler.

Kürt milli liderleri ve dava arkadaşları çoktan Nobel Barış Ödülünü kazandılar. Bu ödüle Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani de layıktır.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.