İran Kürdistan’da katliam yapıyor, BM katliamı durdurmalı

Kurd24

Dünya kamuoyu da Kürdistan’ın doğusundaki genel grev ve kitlesel gösterileri sonucu Kürt kadını Jina Emini’nin kesinlikle İran ırkçı ve faşist devleti tarafından katledildiğini daha açık verilerle öğrenmiş oldu. Bölge, Ortadoğu, Kürdistan, dünya kamuoyunun konumuyla aydınlanması konusunda İnsan Hakları Örgütünün, Uluslararası Af Örgütünün çabaları küçümsenmeyecek kadar önemli olmuştur. Bu somut gelişme de insan hakları konusunda bağımsız, tarafsız, standartsız, bireysel ve kolektif haklar kapsamından faaliyet yürüten bu örgütleri desteklemenin ve güçlendirmenin gerekli olduğunu önümüze bir görev ve gereklilik olarak çıkardığının altını çizmeyi önemli görüyorum.

İran ve Doğu Kürdistan’ın birçok kentinde başlayan gösteriler yayılıyor. Gelen haberlere göre başta Şino şehri olmak üzere bazı Kürdistan şehirlerinden kontrolünün halkımızın eline geçtiği ifade edilmektedir. Umut ederim ki bu durum kalıcı hale gelir, İran totaliter faşist devletinin tümden Kürdistan’dan çekilmesinin koşulları ortaya çıkar, Kürdistan’da durum, 1979 yılında İran’da şah diktatörlüğünün yıkılmasından sonra Kürdistan’da egemenliğin ve iktidarın Kürdistan güçlerinin eline geçtiği gibi defacto bir değerli durum ortaya çıkar. Buna karşılık İran barbar faşist devletinin kitlesel gösterilerini engellemek, yok etmek, ortadan kaldırmak; halkın gücünü ve direnişini zayıflatmak için saldırılarına devam ediyor.

Doğu Kürdistan’da 19 Eylül’de genel greve gidilmesi çağrısı sonrası 24 kentte greve gidildi, esnaf kepenk kapattı. Aynı günün akşamında 13 kentte gösteriler başladı, İran güvenlik güçlerinin göstericilere karşı güç kullanmasıyla protestolar şiddet olaylarına dönüştü. Sonraki gün devam eden gösterilerde İran güçleri halka gerçek mermilerle ateş açtı. Sivil toplum örgütleri ve aktivistlerin çağrıları üzerine gösteriler sürüyor. Gösterilerin başladığı ilk günden bu yana en az 50 kişinin hayatını kaybettiği, binlercesinin de İran güçlerinin müdahalesinde yaralandığı, binlerce kişinin gözaltına alındığı dünya basını ve uluslararası insan hakları örgütleri tarafından ifade ediliyor. Şimdiye kadar yaklaşık 6 bin kişi de gözaltına alındığı ifade ediliyor.

Buna karşılık İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin BM Genel Kurul Toplantısı dönüşünde Jina Emini olayına ve Jina Emini’nin katledilmesinden sonra gelişen genel grevi, sivil gösterileri, halk direniş hareketleri konusunda televizyonlara açıklamada bulundu. Onun açıklamaları analiz edildiği zaman, yaptığı açıklamaların doğruları içermediği, sorunun çözümünden yana olmadığı rahatlıkla görülecektir. İran Cumhurbaşkanı, "Halkın taleplerini işitiyoruz ancak kimsenin kaos yükünün altına girmesine izin vermeyiz" diyerek azgın dişlerini gösteriyor, açıkça halkı tehdit ediyor. İran Cumhurbaşkanı, halkın güvenliğine ve taleplerini önem vermediklerini, devletin güvenliğini ve birliğini öne çıkararak dünya kamuoyuna gösterdi. İran ve Kürdistan’daki genel grevi, kitle gösterilerini, direniş hareketlerini dış güçlerin İran’ı karıştırmak ve yıkmak için yaptığı planlar olduğunu da ifade ederek, gerçeklerden kaçarak komplolara başvurma yoluna gidiyor ve diyor ki: "Düşmanlar kaos çıkarmak istiyor. Halkın taleplerini ve protestoları işitiyoruz ancak kimsenin kaos yükünün altına girmesine izin vermeyiz." Bu açıklamasından sonra,  "Hiçbir koşulda halkın güvenliğinin tehlikeye atılmasına izin vermeyeceğiz"  diyerek de yaptıklarının, yapacaklarının üstünü kapatmaya çalışıyor.

TEHLİKELİ KARŞI CEVAP

İran yönetimi halkları çatıştırmak için halkın haklı, demokratik, barışçıl, insani gösterilerine karşılık, “kendi kitle gösterilerini” organize ettiler. İran totaliter faşist devletinin bu kitle gösterilerinin demokratik, barışçıl olmadığı, kitlesel terörist hareketler olduğu açıktır. İran bu kitle gösterileriyle dehşet saçmaya başladı.

İran Cumhurbaşkanı bir haftadır devam eden halk protestolarına, kitle gösterilerine, genel greve karşılık düzenlenen devletin organize ettiği güdümlü ve kitlesel terörizm anlamına gelen gösteriler konusunda da konuştu. Bu konuda “Bu gösterilerin İran'ın gücünü ve onurunu temsil ediyor” dedi.

JİNA EMİNİ’NİN KATLEDİLMESİNE KARŞI GELİŞEN HALK GÖSTERİLERİNE DESTEK ARTIYOR

Jina Emini’nin ölümü hem Kürdistan’da hem de dünyada büyük tepkiyle karşılandı. Avrupa Birliği, ABD ve Birleşmiş Milletler İran’a sert tepki gösterdi.

 Kürdistan sivil ve siyasi örgütlerin talep ettikleri gibi, Kürdistan’ın bütün parçalarındaki halkımız, Kürdistan sivil ve siyasi örgütleri Kürdistan’ın doğusundaki bu sivil ayaklanmaya, haklı demokratik direnişe destek olmaya devam ediyor. Devam etmesi de milli ve toplumsal bir görevdir.

İran devleti, Kürt halkına düşman olduğu gibi, İran egemenliği ve sömürgeci sistemi içinde yaşayan Araplar, Beluci, Fars halklarına da düşmandır. İran rejimin yıkılmasında İran’daki tüm halkların yararı vardır. Bunun için de İran halklarının tümünün bu tarihi fırsatı değerlendirmek için el ele vermeleri, dayanışma ve destek içinde olmaları gerekir.

Dünyadaki hak ve özgürlüklerini savunan güçlerin, uluslararası hak ve hukuk savunucusu platformların, Avrupa Birliği’nin, Birleşmiş Milletler’in aktif bir şekilde halkımızın bu sivil ayaklanmasına ve direnişine destek olmaları gerekir. Biliniyor ve her zaman açıklandığı gibi, İran devleti terörist bir devletin yapacaklarını ülke içinde ve ülke dışında yapıyor. Terörist örgütleri besliyor ve koruyor. Lübnan’da, Irak’ta, Suriye’de karışıklık yaratmaya çalışıyor. Mezhebi bir egemenlik sisteminin ortaya çıkması ve egemen hale gelmesi, bu egemenlik sistemi ile bütün dünyayı tehdit etmesini amaçlamaktadır. Bundan dolayı dünyadaki herkese ve her hukuk yandaşı devlete de düşmandır.

BM, İRAN’DAKİ KATLİAMI DURDURMALIDIR

Kürdistan’ın doğusunda ve tüm İran çapında bir anlamda bir katliam gerçekleşiyor. Bu katliamın durdurulması gerekir. Buna yapabilecek tek güç de Birleşmiş Milletler’dir.

BM’nin hızla harekete geçmesi, İran’daki Jina Emini ve sonrası katliam hakkında gerekli toplantıları yapıp, kararlar alması gerekir.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir