En büyük meteor kraterinde 8 bin yıllık çizimler keşfedildi

Bilim insanları, dünyanın en büyük meteor kraterinde bir grup insan tarafından yapılmış 8 bin yıllık oyma figürler buldu.

HABER MERKEZİ

Güney Afrika’daki bilim insanları, dünyanın en büyük meteor kraterinde bir grup insan tarafından yapılmış 8 bin yıllık oyma figürler buldu.

Oyma hayvan figürleri Vredefort’taki “Rain Snake (Yağmur Yılanı)” bendinde keşfedildi ve figürlerin yağmurla ilişkilendirilen manevi bir öneme sahip olduklarına inanılıyor.

300 kilometre çapındaki Vredefort krateri, dünyadaki bilinen en büyük meteor krateri. İki milyar yılı aşkın bir süre önce saatte yaklaşık 70 kilometre hızla gelen, 10-15 kilometre çapında bir asteroidin çarpması sonucu oluştu.

Krater alanının keşfinden bu yana geçen yüzyılda, yapısını inceleyen pek çok çalışma yürütüldü fakat 10 kilometre uzunluğunda ve 5 metre genişliğinde olan uzun, dar yapılar olan “Granofir (ince taneli granit) Bentleri” dahil olmak üzere, kraterin alışılmadık özellikleri üzerine çok az araştırma yapıldı.

Bu bentlerin çarpma sırasında oluştuğu biliniyor, ancak erimiş malzemeden oluşmuş bu kayaların yüzeye nasıl çıktığı hala belirsiz.

Araştırmacılar, bu garip kaya oluşumlarını araştırırken, arkeolojik alandaki arkeologların bilmediği bir dizi eski oyma figür keşfetti.

Güney Afrika Free State Üniversitesi’nden Matthew Huber, bu arkeolojik alanda çalışan gezegen bilimcilerin ve jeologların, krater üzerindeki sanatı uzun yıllardır bildiklerini ifade ederek, “Arkeoloji ve antropoloji topluluklarının bu arkeolojik alanı bilmediğini öğrendiğimizde, bu özellikleri daha fazla incelemek için hemen yardım aramaya başladık” dedi.

Su aygırı, at ve gergedan figürlerine benzeyen oymalar, 8 bin yıl önce Güney Afrika’nın “İlk İnsanları” olarak bilinen Khoi-San halkı tarafından yapıldı.

Huber, “Bilim insanları olarak, kraterin sıradışı doğasının farkındayız, anlaşılan o ki bölgenin eski yaşayanları tarafından da fark edilmiş” diyerek, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu bentlerin etrafındaki alan, Khoi-San halkının eserleri ve oymalarıyla dolu. Belli ki, onlar da bu arkeolojik alanın öneminin farkındaydılar. Şaşırtıcı olan şey, jeolojik olarak en önemli bulduğumuz bentlerle, eski yaşayanların manevi olarak en çok değer verdiği bentler aynı. Antropolojik çalışmalarımız bu alanlarda tam olarak ne yapıldığını ve oradaki insanları nasıl etkilediğini bulmaya odaklandı.”

Araştırmacılar, bentlerden birinin o dönemde önemli bir tanrı olan “Rain Snake”(Yağmur Yılanı) şeklini andırdığını fark etti. Bölgede çalışan arkeolog Shiona Moodley ve Jens Kriek, San mitolojisinin üç aşamadan oluşan bir evreni olduğunu belirtti.

İlk katman ölülerin ruhlarının ve tanrının yer aldığı üst katmandı, orta katman maddi hayatla, alt katman ise ölüler ve Şamanist geleneklerle ilişkilendirilirdi. Yılanlar, her üç kademede de bulunurdu ve “yağmur” yağdırdıkları düşünülüyordu. (Kaynak: Newsweek, Arkeofili)