Kamuran Yüksek’ten Oslo açıklaması

DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, K24 mikrofonuna gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Oslo görüşmelerinin perde arkasını, HDP ve DBP’nin operasyonlar sürecinde alacağı pozisyonunu ve aynı zamanda ileride planlanması düşünülen Uluslararası Kürt Konferanslarıyla ilgili olarak K24 mikrofonuna önemli açıklamalarda bulundu.

Oslo görüşmesiyle ilgili Meclis Komisyonu'na açıklamalarda bulunan Eski Mit Müsteşarı Emre Taner’in “Uluslararası Kürt Konferansları gelişmesin diye Oslo sürecini MİT başlattı, çünkü uluslararası konferanslar süreci başlayacaktı” dediğini hatırlatan Yüksek, MİT’in bu bilgisinden haberdar olup olmadığına dair çarpıcı açıklamalar yaptı.

Kürtlerin kendi aralarında bir kongre oluşturup bunu yapmaları konusundaki işlerini devam edeceklerini, bunun önemli ve tarihsel bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Kamuran Yüksek; “Bu oldu bitti diye bir şey olmadığı için vazgeçeceğiz diye bir şey yok. Geçmişte olmamasının nedeni birçok el ve oyunun içine girdiği içindi. Ama biz yine de üzerinde çalışacağız. Biz bir konferansta herkesi bir araya getirmek istiyoruz. Bütün Kürtler ve hakları konusunda, her dört parçada yaşayan Kürtlerin geleceği hakkında nasıl bir politika ve ittifak yürüteceğimiz üzerine çalışıyoruz. Biz yine bu şekilde hareket edeceğiz.”dedi.

Türkiye içerisindeki Kürt Sorunu çözümü için birçok kere adımlar atıldığını, denemeye çalışıldığını ve bu adımlardan birinin de Oslo görüşmelerinin olduğunu söyleyen Yüksek; “Oslo da, diğer süreçler de ve İmralı süreci de bu adımların içerisinde. Kürt sorununun çözülmemesi için Oslo görüşmelerinin arasına birçok el girdi. MİT Müsteşarı Emre Taner de, biz de daha önce bu konu hakkında konuşmuştuk. Oslo sürecinin bozulmasının asıl nedeni içinde FETÖ örgütünün parmağı olmasıydı.” dedi. Birçok konuda, tutuklanmalarının ve KCK davalarında da FETÖ örgütünün rolü olduğunu ve  geçmişte birçok farklı gücün Türkiye’de demokratik bir çözümün olmasını istemediğini aktaran Yüksek; “Son dönemde de FETÖ çıkıp, bir çözümün olmasını istemiyordu. Oslo sürecinin bozulması ve KCK operasyonlarında terör örgütü FETÖ’nün parmağı vardı. Şimdiyse Gülen örgütü tasfiye edildiği için diyebiliriz ki çözümün önü açılmıştır. Bu gelişmeyi olumlu bir şekilde değerlendirmeliyiz. Ve bunu bir mesaj olarak almak istiyoruz. O zaman devlet içerisinde çözüm istemeyenler tasfiye edilir, Bu da çözüm yolunun açılması anlamına gelir. Biz şimdi de yeni bir demokratik çözümün başlatılması için hazırız. Eğer hükümet politikalarını değiştirirse, buradayız. “ dedi. 

Demokratik bir çözüm için her zaman hazır olduklarını belirttiklerini, Kürt sorununun artık savaş ve silahlarla gündeme gelmesini istemediklerini ama adım atmayan tarafın hükümet tarafı olduğunu söyleyen Yüksek “Biz her zaman adım atıyor ve çözüm için çağırıyoruz. Doğrudur, Kürt Sorunu önünde birçok engel vardı ama hükümetin de çözüm konusunda bir plan, haritası yoktu. Bu çözüm süreci acaba adım adım nasıl olacak? Birinci adımda, ikinci adımda neler olacak? Hükümetin plan ve haritasında böyle bir şey yoktu. Şu andan itibaren somut bir yol haritası olmalı ve bu yol haritasının öncülüğünde demokratik çözüm, barış ile başlatılmalı. Ama bu konuda hükümet ne kadar samimi olacak, bu önemlidir. Bunun için de kamuoyu hükümete baskı yapmalı, etkisini arttırmalı ki hükümet de savaş politikalarını değiştirsin. Eğer hükümet bu politikasını değiştirirse bu çözümün önünde hiçbir engelin kalacağını sanmıyorum.” dedi

Yeni anayasa ve başkanlık sistemine de değinen Yüksek, AKP ile MHP arasındaki işbirliğinin fazla devam etmeyeceğine inandığını, birçok konuda ittifakları olabileceğini ama ikisinin tek başına yeni bir anayasa yapamayacaklarını söyledi. Yeni bir anayasa ihtiyacı nedir diye soran Yüksek, “Şimdiki anayasanın demokratik bir meridyende olmadığı ve 100 yıldır halkların ve Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılamamasıdır. Şu an AKP ile MHP yeni bir anayasa yapalım deseler bu da Türkiye sorunlarına bir çözüm getiremez.” dedi. Türkiye’nin geleceği ve çıkarları için Türkiye toplumunda Kürtler, Aleviler ve diğer farklı kesimlerden hangileri mağdur edilmişse onlarla görüşmeler yapılması gerektiğini vurgulayan Yüksek “O zaman diyebiliriz ki bu anayasa bizimdir de. Bizim olmadığımız, haklarımızın korunmadığı ve demokratik bir anayasa değilse biz nasıl bizim anayasamızdır da diyeceğiz? Bu sebeplerden dolayı ben bu işbirliğinden olumlu sonuçlar çıkacağını sanmıyorum. AKP ile MHP’nin bu işbirliği bir yerde bitecek ve buna dair ihtiyaçların yeni bir süreci başlatacağına inanıyorum. Şu an başkanlık sistemini yürürlüğe koymaya çalışıyorlar ama ben bunun olacağına inanmıyorum. Bu hatalı bir yol ve halk tarafından onaylanmayacaktır.” dedi.

Kürdistan 24 / ANKARA - Azad ALTUN