K24 RÖPORTAJ - Prof. Dr. Yeğen: ABD Suriye’de oldukça PYD de olacak

Prof. Dr. Mesut Yeğen, Türkiye’nin arzuladığı bir durumun Batı Kürdistan’da (Rojava) yaşanmadığını ifade ederek, “ABD Suriye’de olduğu müddetçe Fırat’ın doğusunda ve güneyinde PYD de olmaya devam edecektir” dedi.

Cesim İlhan

Prof. Dr. Mesut Yeğen, Türkiye’nin arzuladığı bir durumun Batı Kürdistan’da (Rojava) yaşanmadığını ifade ederek, “ABD Suriye’de olduğu müddetçe Fırat’ın doğusunda ve güneyinde PYD de olmaya devam edecektir” dedi. 

İstanbul Şehir Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yeğen, Suriye’nin yeni anayasa görüşmelerinde rejim ile muhalifler arasında bir uzlaşmanın Rojava’nın kaderini şekillenmesinde önemli rol oynayacağını söyledi.

Yeğen, ABD’nin PKK’nin 3 yöneticisi için para ödülü koymasının ne anlama geldiğinin de zaman içinde netleşeceğini belirtti.

K24’ün Mesut Yeğen’e soruları ve verdiği yanıtlar şöyle: 

Kürlerin Ortadoğu’daki durumunu nasıl görüyorsunuz? Kürtler denklemin neresinde duruyor?

2015 - 2016’ya kıyasla daha iyi bir yerde değiller. Suriye’de elde ettikleri mevzilerin önemli bir kısmını kaybettiler ve Suriye’nin geleceğinde nasıl bir rol oynayacakları da belli değil. Suriye’deki bütün kazanımlarını kaybetmeleri muhtemel değilse de bugünkünden daha ileriye gidebilecek bir durumda da değiller. Keza, Irak Kürdistanı’nda da referandumdan sonra epey bir mevzi kaybettiler. En önemlisi Kerkük’ün kontrolünü yitirdiler.

Bugünlerde toparlanma yolunda birtakım işaretler olmakla beraber referandum sonrasında yaşananlar KDP ile KYB arasında önemli bir ayrışma yaratmış durumda. Bu ayrışmanın kısa sürede giderilmesi, olabildiğince milli bir siyaset üretilmesi zor. Ancak İran’a yönelik yaptırımların başlamasıyla beraber Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin hem Irak merkezi hükümetiyle hem Türkiye hem de ABD ile olan ilişkilerinin daha iyi oma ihtimali belirmiş durumda. Türkiye’de de durum malum. HDP’nin hareket alanı çok daraltılmış durumda ve bu durumu değiştirecek bir aktör ya da gelişme ufukta görünmüyor.

Türkiye’de Kürt siyaseti son günlerde Kürtçe üzerinde birlik ve çözüm arayışlarına girdi.  Nasıl yorumluyorsunuz?

Olumlu bir hamledir. Daha önce yapılması gerekiyordu. HDP’nin dil meselesiyle ilgili talepleri daha önce öne çıkarması gerekiyordu ama yapılmadı. Dilin resmi dil ve eğitim dili olarak kullanılması şimdiye kadar yeterince HDP siyasetinin merkezinde olmadı. Oysa bu, hem Kürtler arası birliği sağlamak, hem de Kürt hareketinin meşruiyetini arttırmak için işe yarayabilirdi. Ama geç olmasına rağmen önemli bir girişimdir. Hem Kürtler arasında birliği sağlamak hem de Kürt hareketine Türkiye siyasetinde daha geniş bir alan açmak açısından.

Türkiye’de yeni bir çözüm süreci mümkün mü?

Şu anda mümkün görünmüyor.

ABD PKK’nin bazı lider kadroları için para ödülü koydu. Bunun Türkiye ile bir ilişkisi var mı?

Bu, Türkiye ile girilen yakınlaşmayla ilgili ortaya çıkan bir durum mudur, yoksa ABD’nin Suriye’de PYD ile ilişkisinde ortaya çıkan yeni bir durumun işareti midir, bilmek şimdilik zor. İkisi tek tek de söz konusu olabilir, birlikte de. Bunu hakkınca değerlendirebilmek için çok erken. PKK cenahının nasıl bir tepki vereceğini de beklemek gerekir.

Yerel seçimlere doğru giderken, Kürt seçmeninin kilit rol oynayacağını düşünüyor musunuz?

Genel seçimler olmadığı için kimsenin kilit bir rol oynaması beklenmemeli. Yerel seçimlerde her ilde ve beldede alınacak sonuçlar tek tek önemli. Bölgede HDP’nin bir önceki seçime göre çok büyük bir başarısızlık göstereceğini sanmıyorum. Kayyumlar tarafından yönetilen belediyelerin önemli bir kısmını HDP geri alacaktır. Tabi eğer allem edip kallem edip HDP’nin aday göstermesi engellenmezse. 2019 yerel seçimleri, HDP’nin Türkiye ve Kürt siyasetinde kazanamadığını bir daha teyit edecek seçimler olacak.

Rojava için öngörüleriniz nelerdir? ABD, Rojava'da federatif bir yapıya onay verdi mi sizce?

Türkiye’nin arzuladığı bir durum Rojava’da yaşanmıyor. Yani Fırat’ın doğusunda PYD’nin tümüyle kazınması gerekir şeklindeki sonuç ortaya çıkacağa benzemiyor çünkü ABD’nin de YPG’ye verdiği desteği tümden çekme ihtimali çok kuvvetli değil. ABD Suriye’de olduğu müddetçe Fırat’ın doğusunda ve güneyinde PYD de olmaya devam edecek. Bir de Suriye’de anayasa görüşmelerinin hangi minvalde ilerleyeceği önemli. Orada bir ivme kazanılmış gibi görünüyor. Anayasa görüşmelerinde rejim ile muhalifler arasında bir uzlaşma sağlanırsa ki, çok kolay olacağını zannetmiyorum, Rojava’nın kaderinin şekillenmesinde önemli bir adım atılmış olacak. Ancak anayasa işi belli olana kadar ABD’nin PYD’yi yüzüstü bırakacağını sanmıyorum.

Kürt meselesinin çözümü için Türkiye’de yeni bir anayasa gerekiyor mu sizce?

Kürt meselenin çözümünde en önemli adım çatışmaların durmasının sağlanmasıdır. Bunu yapmak için de  yeni bir anayasaya gerek yok. Ama Kürt meselesinin genel olarak çözülmesi elbette önemli anayasa değişikliklerini hatta yeni bir anayasayı gerektiriyor. Ama malum, Türkiye şu an bunları tartışmanın çok uzağında. Suriye meselesi hallolmadan bu minvalde bir adım atılacağını düşünmüyorum. Atılırsa da bilelim ki Suriye’de PYD’nin pozisyonuna dair ABD, Türkiye ve PYD arasında bir uzlaşma sağlanmıştır.

HDP’nin hem Türkiye hem de Kürtler için yürüttüğü politikasını nasıl görüyorsunuz?

HDP’ye dair yapılacak her değerlendirme HDP’nin 2015’ten beri yaşadıklarını hesaba katarak yapılmalıdır. Devletin hışmına uğrayan bir HDP var. HDP’nin bugünkü performansını bundan bağımsız değerlendirmek haksızlık olur. Buna rağmen HDP farklı bir çizgi yürütebilir miydi? Evet ama bu 2015 Haziran’ı civarında yapılabilir bir şeydi. Orada atılması gereken adımları atmadığı doğru ama sonrasında HDP’nin çok büyük bir yanlış yaptığını düşünmüyorum. Bugün HDP farklı bir şey yapsa işler başka biçimde evrilir diyebilecek bir manzara yok. Rejim değişikliği sağlanmış, Kürtlerin Türkiye siyasetindeki etkisi epey azaltılmış durumda. HDP bugün ayakta kalmaya çalışıyor.

Peki, Demirtaş’ın siyaset sahnesine dönüşü, hem Türkiye'deki hem de HDP içindeki mevcut siyasi atmosferi değiştirir mi?

Mevcut atmosferi zorlayabilir ama değiştirebilir mi emin değilim. Az önce dediğim üzere Türkiye geçen iki üç sene içerisinde rejim değişikliğini gerçekleştirdi ve bütün bu resmin geri sarılması Demirtaş cezaevinden çıksa da çıkmasa da hiç kolay olmayacak.

HDP’nin etkisine gelince... Demirtaş ile HDP arasında bir gerilimin olduğu açık.  Ancak bu gerilim HDP’de bir ayrışmaya sebep olacağını düşünmüyorum. Çünkü Demirtaş’ın da defalarca dile getirdiği gibi Demirtaş ile HDP’nin ideolojisi arasında bir sorun yok. Ama bu ideolojinin nasıl siyasi bir program üzerinden takip edileceğine dair aralarında belli bir ayrışma var. Demirtaş cezaevinde çıkarsa ve HDP içerisinde siyaset yapmaya devam ederse bunun bir tartışmaya yol vermesi mümkün ama bu ayrışmaya sebep olacak bir tartışma olmaz, belki HDP’yi dönüştürecek bir tartışma olabilir.

Son dönemlerde öğrenci andı ile ilgili yaşanan tartışmaları nasıl görüyorsunuz?

AK Parti’nin verdiği tepkilere bakacak olursak, çok benimsedikleri bir şey değil. Zaten Danıştay’ın aldığı karar da muhtemelen MHP’ye ya da ulusalcılara yakın bir inisiyatiften gelmiş olsa gerek.

AK Parti ile MHP arasında son zamanlarda zıtlıklar yaşanıyor. Bu büyük bir kopuşa sebep olabilir mi?

Çok temel bir zıtlık olduğunu zannetmiyorum. Mart seçimleri öncesinde iki parti arasında temel bir gerilim yaşanmaz. Çünkü her ikisi de birbirine mahkûm. Aralarındaki ittifak ve ortaklaşma gündelik siyasetle ilgili gerilimlerle ortadan kalkacak kadar zayıf görünmüyor.

PORTRE / MESUT YEĞEN

1964 yılında Urfa'nın Siverek ilçesinde dünyaya geldi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Sosyoloji Bölümü'nden mezun oldu. Aynı yerden yükseklisans derecesi aldı. Doktorasını Essex Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde tamamladı. Eskişehir Anadolu Üniversitesi ile ODTÜ Sosyoloji Bölümlerinde öğretim üyeliği yaptı. İstanbul Şehir Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi’nde Profosör olan Yeğen Sosyoloji Bölümü'nde öğretim üyesidir.

Yeğen, Türk milliyetçiliği, Kürt sorunu ve Türkiye'de yurttaşlık meseleleri üzerine çalışmaktadır. Kürt meselesiyle ilgili 5 kitabı bulunmaktadır. Kitaplarından bazıları şunlardır: 'Müstakbel Türk'ten Sözde Vatandaşa: Cumhuriyet ve Kürtler' (2006), 'Son Kürt İsyanı' (2011) ve 'İngiliz Belgelerinde Kürdistan: 1918-1958' (2012).