K24 ÖZEL - HUKUKÇULAR TARTIŞTI: Yeni süreç mümkün mü?

Türkiye’de faaliyet gösteren Barış Vakfı, İstanbul’da “Çatışma Çözümünde Uluslararası STK Çalıştayı” düzenledi.

Cesim İlhan / İSTANBUL

Türkiye’de faaliyet gösteren Barış Vakfı, İstanbul’da “Çatışma Çözümünde Uluslararası STK Çalıştayı” düzenledi.

Çatışmalara çözüm bulmak amacıyla Barış Vakfı tarafından İstanbul’da düzenlenen çalıştaya, siyasetçi ve gazetecilerin yanı sıra çok sayıda avukat katıldı.

K24’e konuşan hukukçular, Türkiye’nin er ya da geç kendi barışına kavuşacağını savundu.

Diyabakır Baro Başkanı Cihan Aydın, Türkiye’de yeni bir barış sürecinin hemen başlaması gerektiğini, bu adımın sadece devlet ile PKK ya da HDP arasındaki bir sürecin olmaması gerektiğini söyledi. 

Aydın, “Yeniden bir süreç başlayacaksa ki derhal başlamalı, bu aynı zamanda bizim de talebimizdir. Mutlak surette hem Türkiye hem de uluslararası sivil toplumların yer alacağı bir süreç başlamalı. Aksi takdirde bir süre sonra bu sürece geri döneceğiz. Yeni çözüm süreci sadece devlet ile PKK ya da hükümet ile HDP arasında değil, daha geniş bir tabana yayılması lazım” dedi.  

“Çözüm için karamsarlığa düşmemek lazım” diyen Aydın, “Yeni bir çözüm süreci için her zaman bir umudumuz var. Daha önceki yıllarda da çözüm süreçleri olduğu zaman devlet çeşitli siyasi ve askeri operasyonlar yapıyordu. Devletin şu anki politikalarına bakarak bir sonuca varmak bizi yanıltabilir. Umudumuzu yetirmek bizim açımızdan karamsar bir yaklaşımdır. Görünürde karamsar bir tablo var ama asla barış ve barışmak olmaz şeklinde bir sonuç çıkarmak doğru değil. Biz tam da bunun için varız. Bir gün mutlaka Türkiye’de barış sağlanacaktır” şeklinde konuştu. 

“ÇATIŞMA İKİ TARAF İÇİN DE ZARAR”

Avukat Gülçin Avşar, çatışmaların devlet ve örgüte fayda sağlamadığını vurgulayarak, toplumun barış için direnmesi gerektiğini söyledi:

“Çatışmasızlık için devlet ile PKK arasında ilk görüşme 2013 yılında olmadı. 90’lı yıllarda birkaç süreç başlatıldı ama başarılı olunamadı. 2013’teki sürecin 7’nci süreç olması lazım. 2015’in ortalarında çözüm sürecini yitirmiş olduk ama bu yeniden masaya dönmek için engel değil. Savaşmanın her iki tarafa da kazandırmayacağı çok açık. Devlet de bunu anlayacak ,örgüt de anlayacak. Burada toplumsal olarak diretmekte ve talep etmekte fayda var.”  

Yarın bile yeni bir sürecin başlayabileceğini ifade eden Avşar, “Oldukça sert bir dönemdeyiz gibi gözüküyor. 2012’de de sert bir dönemdeydik o zaman da binlerce kayıp oldu. O dönemde çözüm süreci hiç aklımızın ucuna gelemezdi. Ama bir anda çözüm sürecinden bahsettiler ve süreç başladı. Bu artık tarafların iradesiyle ilgili bir durum. Tarafların bu savaşların sertliği bir şeye yaramayacağını anlamaları lazım. Onun için tablo çok zor görünebilir ama bence yarın bile yeni bir süreç başlatabilirler” diye konuştu.

TOPLUMUN BİR ARADA OLMA ŞARTI

Avukat Selahattin Çoban ise, “Şimdi Türkiye’de milliyetçi dalga dini argümanlarla şekil alıyor. Bu ciddi bir dirence dönüşüyor. Ancak toplum da daha ötekini anlayabilme ortak paydaları çoğalmak adına elbette umudumuzu koruyor. Bu nedenle bizim yaptığımız çalışmaların arttırılması gerekiyor” dedi. 

Çoban, şartlar ne olursa olsun yeni bir süreç için farklı toplumların bir araya gelmesi gerektiğini belirterek, “Şu an devletin yürüttüğü politika sivri milliyetçilikle Kürtlük, Kürtçe ve Kürdistan’la ilgili Türk toplumunda olumsuz bir intibanın olduğu bir süreçten geçiyoruz. Ama biz halklar olarak yüz yıllardır bir arada yaşıyoruz. Toplum olarak bu birlikteliğimizi ortak paydalar arttırmak, birbirimizin haklarına riayet etmek suretiyle bunu aşabiliriz. Şu anda nispi bir çatışmasızlık ortamı var. Bu sorunun çözüldüğü anlamına gelmiyor ve yeni bir çözümün başlamayacağı anlamını da içermez. Şartlar ne olursa olsun bir araya gelme ve bir arada yaşayabilme dilinin yakalanması gerektiğini düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

“ÇÖZÜM HER ZAMAN MÜMKÜNDÜR”

Avukat Nurcan Kaya da Türkiye toplumunun barış için çatışan taraflara baskı yapması gerektiğini savunuyor:

 “Türkiye’deki toplumun barış talepleri başka ülkelerdeki toplumlara oranla çok az. Birçok ülkeden çatışmasızlık ortamı için önce toplum sesini yükseltmiş ve barışı getirmiştir.

Türkiye’de de toplumun barış için taraflara baskı uygulanması lazım.  Çatışmasızlık ortamı için farklı toplumlardaki ve farklı siyasi görüşteki insanların bir araya gelmesi lazım.”

Kaya, “Gelişmelere baktığımız zaman yakın tarihte kimse devlet ile PKK’nin hemen masaya oturmalarını beklemiyor. Ama dünya deneyimleri de gösteriyor, ilk kriz dönemlerinde ya da insanların en umutsuz olduğu zamanlarda olumlu gelişmeler oldu. Dolayısıyla son birkaç yılda yaşananlara bakarak taraflar asla bir araya gelmeyecekler, yeni bir çözüm arayışı olmayacak şeklinde bir düşünce de olmamamız gerekiyor. Çözüm her zaman mümkündür ve bu bizim elimizde olan bir şeydir. Onun için taraflar üzerinde baskı oluşturmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.