K24 ÖZEL- Kürdistan halkının elindeki tapu: Bağımsızlık Referandumu

Kürdistan Bölgesi’nde 25 Eylül 2017’de gerçekleşen ve halkın yüzde 92.73 oy oranı ile ‘Evet’ dediği tarihi bağımsızlık referandumunun üzerinden 3 yıl geçerken, Kürtlerin talepleri dünya gündeminde artık daha çok yer alıyor.

Cesim İlhan (K24) - Kürdistan Bölgesi’nde 25 Eylül 2017’de gerçekleşen ve halkın yüzde 92.73 oy oranı ile ‘Evet’ dediği tarihi bağımsızlık referandumunun üzerinden 3 yıl geçerken, Kürtlerin talepleri dünya gündeminde artık daha çok yer alıyor.

Kürdistan Bölgesi’nde gerçekleşen bağımsızlık referandumuna dünyanın dört bir yanında yaşayan Kürtler tam destek verdi.

7 Haziran 2017’de Başkan Mesud Barzani başkanlığında Pirmam’da toplanan siyasi parti ve taraflar, bağımsızlık referandumuna gitme kararı aldı. 

Komşu ülkeler ile bazı büyük devletlerin tüm karşı çıkışlarına rağmen 25 Eylül’de tarihi bağımsızlık referandumu gerçekleştirildi.

Referandumda halk; Kürtçe (Kurmanci-Sorani), Arapça, Süryanice ve Türkçe dillerinde, "Kürdistan Bölgesi ve Kürdistan Bölgesi dışında kalan Kürt yerleşimlerinin bağımsız bir devlet olmasını istiyor musunuz?" yazılı pusulalarla oy kullandı.

Sandıktan %92.73'lük ‘Evet’ sonucu çıktı.

BEŞİKÇİ: ULUSLARARASI TOPLUM REFERANDUM SONUCUNU GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURACAK

K24’e konuşan sosyolog - yazar İsmail Beşikçi, 25 Eylül 2017 yılında Kürdistan Bölgesi’nde gerçekleşen bağımsızlık referandumunun Kürtler için çok olumlu geçtiğini ifade etti:

“Kürtler, kendi iradeleriyle geleceklerini belirleme konusunda ‘Referandum, 25 Eylül 2017’de yapılacak’ şeklinde 7 Haziran 2017’de karar aldılar. Bağımsızlık referandumu 25 Eylül 2017’de gerçekleşti. Sonucun, Kürtler için çok olumlu olduğu yakından biliniyor. Her şeyden önce Kürtlerin, kendi geleceklerini belirleme konusunda bir karar almaları ve kararı uygulamaları çok önemlidir. Şüphesiz referandum sonucunun çok olumlu olması da önemlidir. Kürtler referandum kararını aldıkları zaman; Irak, İran, Türkiye, Suriye gibi devletler bu karara karşı çıktılar. Bu karşı çıkma şu anlama geliyordu: ‘Siz böyle bir karar alamazsınız, sizin geleceğinizi ancak bir belirleriz.’ Kürtlerin referandum kararı almaları, kararı uygulamaları, bu devletlerin anlayışını geçersiz kılmıştır.”

Uluslararası toplumun ve devletlerin, Kürtlerle ilgili karar aldıklarında referandum sonucunu göz önüne alacaklarını kaydeden Beşikçi,  “Bu süreç, sonuç, Kürtler için büyük bir moraldir. Bu biliniyor. ABD, İngiltere, Almanya gibi devletler, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği gibi uluslararası kurumlar, referandumun erken olduğunu belirterek karara karşı çıkıyorlardı. Sonucun, Kürtlerin onlara verdiği bir mesaj olarak değerlendirilmesi gerekir. Bu devletler, uluslararası kurumlar, Kürtler/Kürdistan hakkında konuşurken, kararlar alırken, bu sonucu her zaman göz önünde tutacaklardır” şeklinde konuştu.

TÜRKMEN TEMSİLCİ: REFERANDUM ELİMİZDE BİR TAPUDUR

K24’e konuşan Türkmen Reform ve İlerleme Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Kürdistan Parlamentosu Başkan Yardımcısı Muna Kahveci, Kürdistan Bölgesi halklarının Irak rejiminin baskıcı politikaları sonucu referanduma gittiğini söyledi:

“25 Eylül, dünya tarihinde Kürdistan halkları için yeni bir gün oldu. Irak rejimi ve yönetimleri Kürdistan Bölgesi’ni anayasanın dışında tutarak Kürdistan halklarına gayriresmi uygulamalar yapması, referandum kararında etkili oldu. Çünkü Irak rejimi hiçbir zaman Kürdistan Bölgesi’ni yasal olarak görmedi ve her zaman baskı altında tutmaya çalıştı. Dolayısıyla Kürdistan Bölgesi’ndeki halklar; Kürtler, Türkmenler, Araplar ve dini azınlıklar bu baskıya, zulme ve haksızlığa son vermek için referandum kararı aldı. İnsanlarımız kendi geleceğini garanti altına almak için 25 Eylül’de özgürce sandığa gitti ve oyunu kullandı. Referandum yapıldıktan sonra Kürdistan Bölgesi’ne yönelik siyasi ve ekonomi baskılar olmasına rağmen, Kürdistan halkı bunlara boyun eğmedi.”

Başkan Mesud Barzani’nin liderliğinde referandumun gerçekleştiğini ifade eden Muna Kahveci, sözlerine şöyle devam etti:

“Bütün dünya, Kürdistan Bölgesi’nin bağımsızlık referandumunu izledikten sonra bölgedeki halkların kendini yönetmek istediğini gördü. Bu referandum, kendi hakkımızı garanti altına almak için elimizde bir tapudur. Bu aynı zamanda yasal bir belgedir. Bu belge bu milletin gür sesidir. Bu belgeyi silmeye kimsenin gücü yetmez. Kürdistan Bölgesi’nde bir bağımsızlık referandumu yapılması lazımdı ve yapıldı. Bu aynı zamanda Sayın Mesud Barzani’nin liderliğinde tarihi bir adım atıldı. Bölgedeki diğer partilerin de referanduma destek vermesini bir avantaj olarak değerlendiriyoruz. Milletimizin haklarını garanti altına aldıktan sonra, bir daha referandum olursa bir daha desteklerim.”

“KÜRTLER 25 EYLÜL’DE ÖNEMLİ BİR KARAR ALDI”

K24’e konuşan eski Irak Parlamentosu Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Milletvekili Renas Cano, Kürtlerin 25 Eylül’de çok önemli bir karara imza attığını belirtti:

“25 Eylül 2017’de Kürdistan Bölgesi’nde gerçekleşen referandum, Kürtlerin ve bölgede yaşayan halkların en doğal ve en meşru hakkıydı. Bu tarihte Kürt milleti çok önemli bir karar aldı, önemli bir adım attı. Kürdistan Bölgesi’nin bağımsızlık referandumu, şüphesiz demokratik ülkelerde bir milletin ya da bir halkın kendini yönetmesi ve kendine yol çizdiği şeklinde görülüyor. Ama demokratik olmayan ülkelerde ise referanduma, insanların özgür yaşamasına ve insan iradesine yer verilmiyor. Kaldı ki Kürdistan Bölgesi’nde gerçekleşen bağımsızlık referandumu her halkın her milletin en meşru hakkıdır. Kendi içerisinde özgür olmayan özellikle Kürtlerin yaşadığı ülkeler, Kürdistan bağımsızlık referandumuna karşı çıktılar. Bu tepkilerin sebebini elbette Kürtlerin bir hak sahibi olmasını istemedikleri içindir. Bu karşı çıkışlar, referandumdan bir şey eksiltmedi. Referandum yine çok kıymetlidir, çok değerlidir. Çünkü Kürtler kendileri için bir karar verdiler. Bu referandumla Kürt halkı kendi topraklarında özgür olmasını istediğini tüm dünyaya duyurdu.”

Irak’ın otoriter rejimlerinin Kürtleri referandum yapmaya zorladığını savunan Cano, “Kürt halkı, barışçıl bir şekilde haklarını isteyerek referandumu gerçekleştirdi. Başta komşu ülkeler olmak üzere, tüm dünyanın bu meşru hakkı anlaması lazım. Referandumun bir ülkeyi parçalamak için yapıldığı ve Kürtlerin birilerine zarar vereceği anlamına gelmemesi lazım. Kürtler kendi haklarına kavuşmak için karar vermek istediler. Çünkü Irak’ta otoriter yönetimler Kürtleri referandum yapmaya mecbur bıraktı. Irak yönetimlerinin Kürtlere yaptığı zulüm ve haksızlıklar asla kabul edilemez.Dünya da bunu böyle görmeli ve bilmelidir” değerlendirmesinde bulundu. 

“DÜNYA KÜRTLERİN DEVLETLEŞME İSTEĞİNİ GÖRDÜ”

Almanya Kürt Topluluğu Federasyonu Başkan Yardımcısı Mehmet Tanrıverdi de bağımsızlık referandumuyla birlikte tüm dünyanın Kürtlerin devlet sahibi olmak istediğini gördüğünü söyledi.   

K24’e konuşan Tanrıverdi şunları ifade etti:

“Referandum Kürtlerin bağımsızlık isteğini tüm dünyaya duyurdu. Zaten referandum sonrası hemen Kürt devleti hemen ilan edilecek diye bir beklenti de yoktu. Referandum demokratik bir haktı. Kürt halkı yüzde 93’le ‘Evet’ diyerek Kürdistan’ın bağımsızlığını istedi ve bu konuda hazır olduklarını gösterdi. Ama komşularımız kapıları kapattılar, yolları kestiler, Kürdistan’a yönelik ambargo uyguladılar, tehditlerde bulundular. Her ne kadar bağımsızlık referandumu kendisiyle birlikte devlet getirmemiş olsa da Kürtlerin bağımsızlık isteğini tüm dünyaya duyurdu. Dünya gördü ki Kürtler kendi devletini istiyor. Bu istek halen devam ediyor. Bağımsız Kürdistan devleti hem Kürtlerin hem de dünyanın gündemindedir.”

Tanrıverdi, “Her ne kadar Kürtlerin elinden bazı topraklar çıkmış olsa da referandum Kürdistan Bölgesi’ne olumsuz bir durum getirmedi. Çünkü Kürdistani bölgeler DAİŞ savaşından önce Irak devletinin denetimindeydi. Referandum Kürdistan’a bir zarar getirmedi. Tam aksine Kürtlerin bağımsızlık isteğini dile getirdi. Her zaman ve her yıl bu referandum gündemde olacaktır” ifadelerini kullandı.  

REFERANDUMA GİDEN SÜREÇ

Başkan Mesud Barzani, 7 Haziran 2017’de başkent Erbil’de hükümet yetkilileri, üst düzey siyasi parti temsilcileri ve Yüksek Seçim Kurulu yetkilileriyle gerçekleştirdiği toplantıda, Kürdistan Bağımsızlık Referandumu’nun25 Eylül 2017 tarihinde yapılacağı kararı alındı.  

Toplantıda, 25 Eylül’de yapılması kararlaştırılan bağımsızlık referandumunun Kürdistan Bölgesi idaresi dışında kalan Kürdistani bölgelerde de yapılması karara bağlandı. Böylece Kerkük, Şengal, Xaneqin ve Mahmur’da da referandum sandıkları kurulacaktı.

Kürdistan Bölgesi sınırları dışında bulunan ve Irak Anayasası’nın 140’ıncı maddesiyle geleceklerinin belirlenmesi öngörülen Kürt toprakları, “sorunlu bölgeler” ya da “tartışmalı bölgeler” olarak adlandırılıyor.

TOPLANTIYA KATILAN PARTİLER 

Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), Kürdistan İslami Hareket Partisi (Bizûtnewe), Kürdistan İslami Birlik Partisi (Yekgirtû), Kürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KDSP), Kürdistan Komünist Partisi, Kürdistan İşçi ve Emekçiler Partisi, Emekçiler Partisi (Zehmetkeşan), Kürdistan Kalkınma ve Reform Partisi, Erbil Türkmen Listesi, Irak Türkmen Cephesi (ITC), Türkmen Kalkınma Partisi, Türkmen Reform ve İlerleme Partisi, Kürdistan Parlamentosu Ermeni Listesi, Aşuri ve Kildani Meclisi, Aşuri Demokratik Hareketi. 

Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin davetine rağmen, Değişim Hareketi (Goran) ile Kürdistan İslami Topluluk (Komel) partileri tarihi toplantıya katılmamıştı.

Referandum kararından sonra Kürdistan’ın diğer parçalarındaki Kürtler de bağımsızlık referandumuna destek verdi. ABD ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere farklı ülkelerde yaşayan Kürtler referanduma destek mitingleri ve paneller düzenlendi.

Kürdistan’da yaşayan diğer etnisite ve inançlara mensup topluluklar da referanduma destek verdiklerini açıkladı.

REFERANDUM ÖNCESİ

Başta Irak yönetimi olmak üzere Türkiye ve İran devleti aynı tarafta yer alarak bağımsızlık referandumuna karşı çıktı.

Kürdistan Bölgesi, ekonomik yaptırımlar ve ambargolarla tehdit edilerek, 25 Eylül’e kadar referandumun ertelenmesi ve askıya alınması istendi. Ancak Başkan Mesud Barzani referandumu ertelemeyeceklerini kararlılıkla duyurdu.

Kürdistan Bölgesi’nde referandum hazırlığı yapılırken; Erbil, Duhok, Süleymaniye ve Halepçe’de kitlesel destek mitingleri düzenlendi. Başkan Barzani hemen her mitingte yaptığı konuşmada kurulacak devletin sadece Kürtlerin değil, tüm Kürdistanlıların devleti olacağını ve tüm bileşenlerin haklarının tanınacağını vurguladı.

Bölge ülkelerinin tüm karşı çıkışlarına rağmen 25 Eylül’de tarihi bağımsızlık referandumu gerçekleştirildi.

Dünyada bütün gözlerin çevrildiği 25 Eylül’de Kürdistan’da halk sandık başına giderek bağımsızlık için oy kullandı. Halkın yüksek katılım gösterdiği tarihi referandumun sonuçları ise Yüksek Seçim ve Referandum Kurulu tarafından 10 Ekim’de açıklandı.

Açıklamaya göre referandum sonuçları şöyle oldu:

Seçmen sayısı: 4 milyon 581 bin 255

Oy kullanan seçmen sayısı: 3 milyon 305 bin 925

Geçersiz oy sayısı:  219 bin 990

Geçerli oy sayısı: 3 milyon 085 bin 935

Evet: 2 milyon 861 bin 471 - % 92.73

Hayır: 224 bin 468 - %7.27