Erdoğan: Kıbrıs müzakerelerinin iki devlet arasında yürütülmesinin zamanı geldi

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs konusunda müzakerelerin iki devlet arasında yürütülmesinin zamanının geldiğini belirtti.

HABER MERKEZİ

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs ziyareti sonunda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Erdoğan, “20 yıl öncesinin Kuzey Kıbrıs'ı ile bugünün Kuzey Kıbrıs'ı mukayese edilemeyecek derecede değişmiştir, altyapısıyla üstyapısıyla gelişmiştir. Hamdolsun bunları başardık. Bizden önceki iktidarlar bunları maalesef başaramadılar, böyle bir dertleri de zaten yoktu ama bizim derdimiz vardı" ifadelerini kullandı.

"Maraş açılımının ikinci aşamasını hayata geçirdik" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Ada'daki iki halkın da yararına olacak bu girişimin kara propagandaya malzeme yapılması da nafiledir. Mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla çıkılan bu yolda, Kıbrıs Türk makamlarını desteklemeye devam edeceğiz. Şunu inanarak söylüyorum, Türk tarafı Ada'da ve bölgede barış ve istikrar için çaba gösteren tek taraftır. Güney'in böyle bir derdi yok. Garantör ülke olarak maalesef Yunanistan'ın böyle bir derdi yok. Yine garantör ülke olarak İngiltere'nin de böyle bir derdi yok. Bunun dışındaki ülkelere baktığımızda, başta ABD olmak üzere onların da böyle bir derdi yok. İşte bugün bizim bu konuşmamızın haberini almış olacaklar ki onlar da hemen Miçotakis'in önderliğinde ne kadar Türkiye düşmanı varsa onlarla böyle bir toplantıyı düzenlediler. Kim nerede ne yaparsa yapsın, biz bunların karşısında dimdik duracağız."

"Müzakerelerin iki toplum arasında değil, iki devlet arasında yürütülmesinin zamanı gelmiştir. Bunun için üçüncü kişileri kesinlikle aramıza sokmamakta kararlıyız ve böyle bir şeyi kabul etmemiz de mümkün değil" ifadelerini kullanan Erdoğan, bunu da yeri geldiğinde ilgililere söylediklerini, Türk tarafı olarak yapıcı anlayışlarını değiştirmeden Kıbrıs meselesinde yeni bir sayfa açtıklarını bildirdi.

“İNGİLTERE KİMİN GARANTÖRÜ BELLİ DEĞİL”

Erdoğan, "Bu süreç Kıbrıs Türk Devleti’ne mi gidiyor?" şeklindeki soruya şu yanıtı verdi:

"Aslında buraya nereden geldik derseniz, Brüksel'de biz Miçotakis'le bir görüşme yaptık malum. Miçotakis'le yaptığımız görüşmede, kendisine dedim ki 'Bundan sonra üçüncü ülkeyi, dördüncü ülkeyi aramıza koymanın anlamı yok. Yani Yunanistan ve Türkiye var. Senin bir danışmanın var, benim bir danışmanım var. Biz sadece danışmanlarımızı devreye sokalım, onlar kendi aralarında görüşmeleri yapsınlar, bize neticeyi getirsinler, ondan sonra da biz görüşmemizi yapıp işi neticeye bağlayalım.' 'Mutabık mıyız?' 'Mutabıkız.' 'Anlaştık mı?' 'Anlaştık.'

Şurada daha bir ay olmadı, bizim buradaki görüşmemizden sonra sen hemen kalk, Amerika'da ne kadar Türkiye düşmanı varsa, onları yanına topla. Onlarla beraber güya bize meydan okuma yoluna gitmiş! 'Bu yıl iyi geçecek' diye de öbür taraftan yine mesajlar veriyor. Şimdi Güney'in garantörü o. Kuzey'in garantörü de biziz. İngiltere kimin garantörü belli değil. Şimdi böyle bir durum içerisinde bizim çok çok dikkatli ve hassas olmamız lazım. İşte Doğu Akdeniz'deki gelişmeleri görüyorsunuz. 'Gelin beraberce oturalım, bir yeni konferans düzenleyelim' teklifimize de hala olumlu cevap veremediler. Bundan da sürekli kaçıyorlar. Tablo bu."