Özerk Yönetim yetkilisi: Sembolik fiyatlarla rejime petrol satıyoruz

HABER MERKEZİ

Şarku’l Avsat’a konuşan Özerk Yönetim yetkilisi Koçer, petrol çaldıkları ya da petrolü kendi tekeline aldıkları suçlamalarına ilişkin şunları ifade etti:

“Bu iddialar tamamen asılsızdır. Uluslararası Koalisyon ve ABD güçleri petrol dosyasına karışmadı. Görevlerinin terör örgütü DAİŞ ile savaşmak, onu yenmek ve ona bağlı uyuyan hücreleri ortadan kaldırmakla sınırlı olduğunu resmi olarak söylüyorlar. Ancak bazı kesimler, sanki bütün bu zenginlikleri kontrol eden bir grupmuşuz gibi suçlamalarına devam ediyor. Bu algı düzeltilmelidir. Özerk Yönetim, bizi sorumlu tutan ve çalışmalarımızı izleyen yönetim yapılarına sahiptir.”

Koçer, “üretimin bir kısmının rejime bağlı tüccarlara küresel muadillerine kıyasla sembolik fiyatlarla satılmasının” bu suçlamaların asılsız olduğunun kanıtı olduğunu söyledi.

“ÜRETİM HIZI DÜŞTÜ”

Koçer, “Suriye savaşının başlangıcından bu yana petrol kuyularının bulunduğu alanlar birkaç askeri tarafın kontrolündeydi, 2014'ten sonra radikal silahlı grupların ve aşırı İslamcı örgütlerin saldırısına uğradı ve bunun sahalar üzerinde büyük etkisi oldu. Kuyuların bir kısmı tamamen tahrip olmuş, bir kısmı da zarar görmüş, bu nedenle üretim hızı düşmüştür” dedi.

Petrol geliri hakkında da konuşan Hasan Koçer, şunları kaydetti:

“Petrol geliri, ordunun ve güvenlik güçlerinin giderlerini ve çalışanların maaşlarını karşılamak için Özyönetim kurumlarına, bu bölgeleri yöneten yerel meclislere gidiyor.”

Demokratik Suriye Güçleri (DSG), 2016’da ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon’un desteğiyle, hafif petrol ve doğalgaz açısından zengin olan Rojava’nın Haseke kentinde Eş-Şeddadi, El-Hol ve el-Cibse şehirlerini ve beldelerini DAİŞ’ten kurtarmıştı. Ardından DAİŞ’i Deyr ez-Zor’un doğu kırsalındaki Ömer, Koniko ve Tanak petrol sahalarından kovmuştu.

Bu sahalar, 2011’de savaş patlak vermeden önce günde 120 bin varil ağır petrol üretirken, şimdi bu miktarın yarısını üretiyor.