Sağlar: Silahın bulunduğu yerde siyaset olmaz

CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, silahın bulunduğu yerde siyaset ve özgürlüklerin olamayacağını ifade ederek, Kürt meselesinin çözüm adresinin parlamento olduğunu söyledi.
kurdistan24.net

Kürdistan24 / DİYARBAKIR - Hasan KÖSEN

CHP Mersin Milletvekili ve eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar, silahın bulunduğu yerde siyaset ve özgürlüklerin olamayacağını ifade ederek, Kürt meselesinin çözüm adresinin parlamento olduğunu söyledi.

CHP Mersin milletvekili ve 49. 50. ve 52. Hükümetlerde Kültür Bakanlığı yapan Fikri Sağlar, referandum çalışmaları kapsamında geldiği Diyarbakır’da Kürdistan24’e Kürt meselesi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

“SİLAHLI HER HAREKETE KARŞIYIZ”

Sağlar, “Biz silahlı hiçbir çözümden yana değiliz. Silahın bulunduğu yerde siyaset olmaz, silahın bulunduğu yerde özgürlük olmaz, silahın bulunduğu yerde yaşam olmaz. O nedenle silahlı olan her harekete karşı olduğumuzu peşinen söylüyoruz.” dedi.

“HALKIN TEMSİLCİLERİNİN YERİ PARLEMENTODUR”

Kürt sorununun onların temsilcileri ile demokratik ortamda çözülmesinin, bunun da yerinin parlamento olduğunu söylediklerini anlatan Sağlar, “1991'de SHP-HEP birlikteliği parlamenter sistem içerisinde Kürt sorununun bizatihi bu bölgede bulunan insanların ve bu konuda Kürt politikasını benimsemiş ve Kürt politikasını aydınlık, demokratik bir yaşam içerisinde çözmesi için öneriler getirebilen insanlarla çözülebileceğini inanıyoruz. Hala bu inancımızı devam ettiriyoruz. Dolayısıyla bizim muhatabımız halkımızdır, halkımızın temsilcileridir. Temsilcilerin yeri de parlamentodur.”  diye konuştu.

DEMİREL VE YILMAZ’IN KÜRT SORUNUNA YÖNELİK SÖZLERİ

Sağlar, 1993’te Başbakan olan Süleyman Demirel’in ‘Kürt realitesini tanıyoruz’ ve 1999’da dönemin Başbakan Yardımcısı olan Mesut Yılmaz’ın ‘Avrupa Birliği'ne üyeliğimize giden yolun Diyarbakır'dan geçtiğine inanıyorum’ sözlerini hatırlatarak, şu değerlendirmelerde bulundu: “ SHP-DYP döneminde Kürt enstitülerinin kurulmasından Kürtçe kasetlerin serbest bırakılmasına, Mem û Zin filminden Kürtçe gazetelerin çıkmasına varıncaya kadar bir dizi eşit yurttaş tanımayı, inkarcılık politikasından vazgeçmeyi açıkça ortaya koyduk. Diyarbakır meydanında inkarcı politikaların en önemli isimlerinden biri olan Süleyman Demirel'in bile çıkıp 'ben Kürt realitesini tanıyorum' dediği, arkasından Mesut Yılmaz'ın AB'ye giden yolun Diyarbakır'dan geçeceğini söyleye geldi ve kapıyı açtık. Bunu yapan o zamanki sosyal demokratlar, solcular. CHP şimdi o tarafa doğru dönüşüyor ve CHP sadece bu bölgede değil Diyarbakır'da, Mardin’de, Siirt'te, Ağrı'da, Kars'ta değil aynı şekilde Karadeniz'de Ege'de Orta Anadolu'da da insanların kan kafatası Cumhuriyetin değil; bu Cumhuriyetin herkesin eşit yurttaş olduğunu bölüşen ve kalkınmasını insan üzerine kurmuş bir yönetime layık olduğunu görecek bir politika, bir düşünceyi ortaya koyuyor.”