Ahmet Türk: Kürtlerin devlet hasretinin giderilmesi lazım

Ahmet Türk, Kürdistan’ın bağımsızlık referandumuna ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Haber Merkezi- Altı kez Mardin milletvekilliği görevini yürüten görevden alınan eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Kürdistan’ın bağımsızlık referandumuna ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Kürtlerin Orta Doğu’da çok önemli bir halk olduğunu vurgulayan Türk, Kürdistan’da devletleşme şartlarının oluştuğunu belirtti.

Ahmet Türk Peyamakurd’un sorularını cevapladı:

Orta Doğu’da son zamanlarda meydana gelen gelişmelerle birlikte Kürtlerin geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Kürdistan yönetiminin ilan ettiği bağımsızlık referandumu tarihini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kürtler Orta Doğu da çok önemli bir halktır, önemli bir aktördür aynı zamanda. 40 milyon nüfusuyla Orta Doğu’nun belki de Araplardan sonra en yoğun nüfusuna sahip olan bir halktır. Ama maalesef geçmişten bugüne kadar herhangi bir statüye sahip olmuş değil ve yaşadığı bütün ülkelerde bir inkâr politikasıyla karşı karşıya kalmıştır.

KÜRDİSTAN’DA ŞARTLAR UYGUN

Ancak Güney Kürdistan’da şartlar bir referandum sonucu, bir devletin ortaya çıkması için bazı şartlar ortaya çıktı. Yine Kürdistan Bölgesel Yönetiminin oluşmasının koşulları yaratıldı ve bugün bir referanduma gidiliyor. Elbette ki Kürtlerin hakkıdır bir devlete sahip olmak, her halk gibi bir devlete sahip olmak onların da hakkıdır. Ama bu kararı verirken, gerçekten çok ciddi bir fikir alışverişinde bulunmak lazım. Yani ordaki siyasi partilerle, sivil toplum örgütleriyle, üniversitelerle, akademisyenlerle geniş bir araştırma yapmak gerekiyor, bunun sonucu neyi getirir neyi götürür bunun hesabını yapmak gerekiyor.

Kürdistan’a komşu ülkelerin, referandum tarihinin ilan edilmesine gösterdikleri tepkilerine nasıl bakıyorsunuz?

İYİ HESAPLANMASI LAZIM

Bildiğiniz gibi bugün Orta Doğu gerçekten bir bataklık haline gelmiş, burada herkes birbirinin geleceğini karartmaya çalışan bir siyaset yürütüyor. Böyle bir dönemde bunun hesabını çok iyi yapmak lazım. Yine Kürtlerle zaman zaman menfaat ilişkileri üzerinde ilişki kuran devletler, Kürtlerin hak ve özgürlüklerine gelince bakıyorsunuz hemen kırmızı kartlarını gösteriyorlar, bir tavır sergiliyorlar. İşte bugün Türkiye Kürdistan federe devletiyle iyi ilişkiler içinde görünüyor, ama bağımsızlık konusu gündeme gelince hemen tepkilerini gösteriyorlar, yine aynı şekilde İran’da, zaman zaman ilişkiler kuruluyor hesabına gelmediği zaman hemen farklı bir siyaset izliyor. Zaten Suriye’nin şu an da çok etkili bir siyaseti yok. Tabii ki dediğim gibi 4 ayrı parçada yaşayan Kürtler hem Suriye’nin hem İran’ın biraz baskısı altında bir yaşam sürdürdü ve bütün bu ülkeler Kürtleri hep potansiyel bir tehlike olarak gördü. Bu nedenle bir hak olmasına rağmen, olması gereken bir durum olmasına rağmen, bu referandum sürecinin çok iyi hesaplanması gerekiyor. Çünkü bir tarafta İŞİD, yarın Suriye’nin geleceği ne olacak, Bağdat’ın tavrı ne olacak bütün bunları hesaplamak gerekiyor.

Peki size Başkan Mesut Barzani, referandum tarihini açıklarken bu sürecin hesaplamasını yapmamış mıdır?

BÜYÜK SEVİNÇLE KARŞILARIZ

Umut ediyorum ki bu hesaplamayı yapmış olsun. Ancak şu anda meclis de kapalı, keşke meclis açık olsaydı, bir meclis kararı ile olsaydı. Yani bir hükümetin değil, bir meclisin kararı ile. Çünkü biz demokrasiyi içselleştirmek zorundayız, demokrasi olmadan hiçbir şey olmuyor. Bugün Türkiye’de demokrasi olmadığı için bakın çok büyük sıkıntılar ve sorunlar yaşanıyor. Bu nedenle Parlamento’nun kararı önemlidir. Ama bugün Parlamento maalesef işlemez durumda. Umut ediyoruz ki kısa bir süre içinde meclis toparlanır ve her şeyi, yani referandumdan tutun, bütün Orta Doğu’daki ilişkileri, siyaseti kendi gündemlerine alırlar ve bu konuda kararlarını ortaya koyarlar. Parlamentonun ortaya koyduğu kararları da bütün siyasi partiler, hükümet ciddiye almak zorundadır, buna saygı göstermek durumundadır. Böyle bir yapıyı oluşturamazsak sonuçta istediğimiz demokratik bir ülkeyi yaratamayız, demokratik bir geleceği kuramayız. Mesele sadece bir ülkenin kurulması değil, o ülkenin gerçekten demokrasiye sahip olup olmadığı önemlidir. Elbette ki bir haktır, olması gereken bir haktır. Bunu büyük bir sevinçle karşılarız, ama içinde demokrasi yoksa da, yarın Kürtler için daha büyük bir felaketlerin de gelmesine neden olabilir. Bu nedenle Kuzey de olsun, Güney de olsun, Rojava da olsun, demokrasiyi esas almamız gerekir, diyalogu ve diğer farklı kesimlerin seslerini çok ciddiye almamız gerekir diye düşünüyorum.

Türkiye’de, kendilerini Kürt partisi veya Kürtlerin partisi olarak lanse edenler, HDP de dahil olmak üzere, bu referandum sürecine nasıl yaklaşmalılar?

KÜRTLER NE DÜŞÜNÜYOR HERKESİM BİLMESİ LAZIM

Tabii ki, biz burada karar mekanizması değiliz. Bizim oradaki iç işlerine karışma gibi bir hakkımız yok, bu doğru da olmaz. Ama bizim sonuçta bir diyalog içinde olmamız gerekiyor, düşüncelerimizi almak isterlerse buna seviniriz, katkı sunma imkânımız olursa seviniriz. Böyle tarihi bir olay, tarihi bir karar durumunda, Kürtler ne diyor, ne düşünüyor. Oradaki bu referandumu yürütenler, bütün bu Kürtlerin farklı cephelerinin fikirlerini almasında yarar var. Yoksa biz karar verici mekanizma değiliz, olmamalıyız, ama sonuç itibari ile Kürt’üz, Kürtlerin bir hasreti var, bu hasretin giderilmesi konusunda bir adım atılıyor ve Kürtler ne düşünüyor herkesin bilmesi, herkesin bunu görmesi gerekiyor diye düşünüyorum.