Başbakan Barzani: Vana Türkiye'nin elinde ama anlaşmalarımız var

Başbakan Barzani, Tükiye'nin referanduma yönelik tavrına ilişkin açıklamalarda bulundu. Neçirvan Barzani, "Vana Türkiye'nin elinde ama anlaşmalarımız var" dedi.

Haber Merkezi

Başbakan Barzani, Tükiye'nin referanduma yönelik tavrına ilişkin açıklamalarda  bulundu. Başbakan Neçirvan Barzani, Türkiye'nin petrol baru hattı için yaptığı "Vana bizde, istediğimiz zaman kapatırız" açıklamasına ilişkin "Vana Türkiye'nin elinde ama anlaşmalarımız var" dedi. 

Türkiye'nin sınırların değişeceğine dair kaygılarına da değinen Başbakan Barzani, "Yapılan referandumun Türkiye Milli güvenliğine bir tehdit olarak algılanmasını istemiyoruz. Türkiye ile olan ilişkimiz eskiye dayalıdır ve devam edecektir. Kesinlikle sınırları değiştirmeyeceğiz.  Sınırlar olduğu gibi kalacaktır. " dedi. 

Türkiye ile anlaşmalarının devam ettiğini ifade eden ve yaptırım uygulanması durumunda her iki tarafın da zarar göreceğini vurgulayan Başbakan Neçirvan Barzani, "Petrol boru vanası Türkiye' nin elindedir. Ama Türkiye ile imzalanan bir anlaşmamız var. Tam tersine biz doğalgaz borusu döşeme çalışması içindeyiz. Türkiye bizim dışarıya açılan kapımızdır. Bölge için istikrar faktörü olacağız. Habur sınır kapısının kapatılması kimsenin çıkarına değil, her iki tarafta yaşayan halk zarar eder."  diye konuştu. 

 

Başbakan Neçirvan Barzani şöyle konuştu: 

"Petrol boru vanası Türkiye' nin elindedir. Ama Türkiye ile imzalanan bir anlaşmamız var ve Türkiye her zaman bu bölgenin enerjisinin Avrupa ve Türkiye’ye aktarılmasında güvenli bir yer olmuştur. Hep bu şekilde kalmasını da isteriz. Irak Kürdistanı’nda yapılan bu referandumun, Türkiye’nin milli güvenliğine yönelik bir tehdit olarak algılanmasını istemiyoruz. Tam tersine şimdi enerji konusunda hem Türkiye’ye hem de Türkiye aracılığyla Avrupa’ya uzanacak bir doğalgaz borusunun döşenmesi için çalışıyoruz. Bu, önümüzdeki yıllarda hayata geçirilecek gerçek bir projedir. Bana göre bu tür düşünceler, iki tarafın da çıkarına değildir. Türkiye ve diğer ülkelerin bize yapacağı en iyi yardım, Bağdat’a, “Ne yaptınız da Kürtler bu yola girdi?” diye sormaktır. Halkımızın, Kürtlerin korkusu, Irak’ta geleceklerini görmemesinden kaynaklanıyor. Çok örnek verebilirim ama şu iki örnek üzerinde durmak istiyorum: Birincisi Heşdi Şabi’nin yasal statüye alınması. Heşdi Şabi bir milis yapılanmasıydı ve yasal statüye kavuşturuldu. Peşmerge IŞİD’le mücadelede şimdiye kadar bin 800 şehit verdi. 10 bin yaralmız var. Irak Parlamentosu ve hükümeti bunu gündeme dahi getirmek istemiyor. Peki biz nasıl bu ülkenin vatandaşı gibi görebiliriz? Dış ülkeler Irak’a yardım ediyor, IMF para veriyor, Kürdistan Bölgesi bu durumda olmasına rağmen şimdiye kadar 1 dolar dahi almış değil. Bize, “Niçin bunu yaptınız?” diye sorulması yerine, Bağdat’a, “Kürtlerin bu aşamaya girmesine neden olacak neler yaptınız?” diye sorulması daha iyi olur. Bağdat bizi itti."

"2003’te Irak’a dönmeden önce her şeyimiz vardı. Kendi isteğimizle Bağdat’a döndük. Çünkü demokrat ve federal bir Irak olacağını söylediler, biz de Irak’ın birliği için kabul ettik. 13 yıl sonra kendimize soruyoruz, bu Irak’ın neresindeyiz? Bu Irak demokrat mı, fiilen federal mi, anayasaya uyuyorlar mı? Uymuyorlar. Bizim bu yola girmemize yol açan, bu nedenlerdir. Anayasadan bahsediyorlar. İşlerine gelen maddeleri uyguluyorlar. İşlerine gelmeyenleri ise uygulamıyorlar. Ancak sadece bize anayasa anayasa diye dayatıyorlar. Bu anayasa Kur’an mı ki? Değil. Bugün Irak’ta görüdüğümüz, bir ortaklık değil, ortaklığı bozan bir Irak’tır. Şimdiki iktidar mezhepçi bir iktidardır. Dış ülkelere bu sebepleri göstermek istiyoruz, kararımızın gerekçeleri olarak."

"Kürdistan bayrağı dışında herhangi bir bayrağı kaldırmak Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin siyasetiyle ilgili değildir ve hükümetin verdiği bir talimat değildir. Eğer bu konulara mantıklı yaklaşacak olursak en iyi destek, bu işlerin olmamasıdır. Ne İsrail'in bayrağı olması, ne de üzerine konuşulmasıdır. Bizim Kürdistan Bölgesi olarak böyle bir planımız yok. Resmi olarak İsrail’le hiçbir ilişkimiz yok ama bununla birlikte hiçbir millletle düşmanlığımız yok. İsrail’in Mısır’la Türkiye’yle ilişkileri var, büyükelçilikleri var. Bu konu olduğundan fazla büyütüldü. Kesinlikle İsrail bayrağının kaldırılmasının Kürdistan Bölgesi’nin çıkarına olduğunu düşünmüyoruz."