K24 ÖZEL - işte Kürt aşiretlerinin tercihleri

Diyarbakır, Van, Urfa ve Mardin merkezli 4 ilde dini cemaat ve aşiret/aile mensubu 151 kişiyle yüz yüze yapılan görüşmelerde ilginç bulgular ortaya çıktı.

DİYARBAKIR (K24)

Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (SAMER), Kürt illerindeki dini cemaat, aşiret ve aile mensuplarının siyasal temsil algıları, tercihleri ve tutumlarına ilişkin Mayıs ayında yaptığı odak çalışmayı yayımladı.

Diyarbakır, Van, Urfa ve Mardin merkezli 4 ilde dini cemaat ve aşiret/aile mensubu 151 kişiyle yüz yüze yapılan görüşmelerde ilginç bulgular ortaya çıktı.

Katılımcıların aşiret/aile ile siyasi parti tercihleri arasındaki karşılaştırmaya göre; dikkat çeken hususlardan ilki, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) birkaç istisna hariç hemen hemen tüm aşiretlerde tercih edilen tek parti olduğu; Hür Dava Partisi’nin (HÜDA-PAR) kendisini aşiret-aile mensubiyeti içinde tanımlayan hiçbir katılımcı tarafından tercih edilmediği ortaya kondu.

Ayrıca mensubiyetini dini cemaatlerle ifade edenler tarafından en az tercih edilen parti, yüzde 30,20’lik oranla HDP ya da Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) oldu. HÜDA-PAR’ı siyaseten tercih edenlerin hepsi, aynı zamanda partiyi dini cemaat olarak tarif ediyor. 

“Temsilciniz olarak kimi görüyorsunuz ya da sizin adınıza kimlerin konuştuğunu düşünüyorsunuz” sorusuna katılımcıların verdiği yanıtlar şöyle:

Yüzde 44,3’ü siyasi parti, yüzde 22,1’i din adamı/imam, yüzde 21,4’ü devlet görevlileri, yüzde 20,6’sı aşiret reisi, yüzde 18,3’ü milletvekilleri.

Diğer yandan, katılımcılara yöneltilen “Mevcut siyasi yönetim şekli sesinizin duyulmasına müsaade ediyor mu” sorusuna verilen yanıtlarda, yüzde 76’sı “Hayır”, yüzde 24’ü ise “Evet” dedi.

GENÇ: CEMAATLER AK PARTİ’YE, AŞİRETLER HDP’YE

K24’e konuşan SAMER Koordinatörü Yüksel Genç, çalışmanın bulgularıyla ilgili bilgi verdi. Genç, çalışmanın AK Parti ve HDP’nin yoğun olduğu 4 kentte yapıldığını belirterek, şöyle konuştu:

“Biz çalışmayı yaparken katılımcılarımızın en az bir cemaat veya aşirete üye olmasına dikkat ettik. İkincisi, katılımcılarımızın bulundukları gruplar adına söz söyleyebilen, grubunda etkisi olabilen, grubunun eğilimini yansıtabilen isimlerden olmasına çabaladık. Siyasal eğilimlerini nasıl tarifledikleri ve olası yeni eğilimleri tespit etmeye çalıştık.”

Katılımcıların yüzde 48’inin kendisini HDP’ye, yüzde 18,3'ünün ise AK Parti’ye yakın gördüğünü belirten Genç, “Burada önemli nokta, cemaate üye olduğunu belirten katılımcıların ağırlıklı olarak siyasi eğilimini de AKP olarak tariflemesi, aşiret mensuplarının ise ağırlıklı olarak HDP olarak tariflemesidir” diye belirtti.

FARKLI FAKTÖRLERİN ETKİSİ

Katılımcıların siyasi parti, din adamları ve devlet makamlarıyla ilgili ayrımdaki farklılıklarına değinen Genç, şu değerlendirmede bulundu:

“Aslında bu çalışmada biz, Türkiye’deki egemen siyasetin ayrıştırıcı ve katılaştırıcı özelliğinin yansımalarıyla karşılaştık. Siyasi partilerin temsil gücü konusunda bir geriye çekilme olurken, devlet adamları konusunda ise ciddi bir gerileme ortaya çıktı. Din adamları ve aşiret reislerinin birer temsil aktörü olarak öne çıkmaya başladığını da görüyoruz. Bunda siyasi partilerin ve aktörlerin çözüm mercii ve güç olarak rollerini oynamadığı inancı, siyaset kurumuna dönük gelişen güvensizlik gibi faktörler etkili.”

İKTİDAR SÖYLEMİ

Bir diğer etkili faktörün de Türkiye’de gelişen egemen siyasal devlet karakteri olduğunu belirten Genç, “Türkiye’de AKP liderliğinde muhafazakâr otoriter merkeziyetçi bir sistem inşa edildikçe, o atmosferle uyumlu olarak, aslında toplumda da geleneksel aktörler yeniden öne çıkmaya başlıyor” ifadelerini kullandı.

AK Parti döneminde cemaat ve aşiretlerin belli açılım alanları ve olanaklar bulduğu düşünüldüğünde yüzde 76 gibi büyük bir kesimin mevcut iktidarın seslerinin duyulmasına müsaade etmediğini düşündüğünü belirten Genç, iktidara yönelik bir tür güvensizlik halinin bulunduğunu söyledi.

ÇALIŞMANIN DETAYLARI

Katılımcıların yüzde 30,5’i kadınlardan, yüzde 69,5’i ise erkeklerden oluşuyor.

Katılımcıların yüzde 89,3’ü Kürt, yüzde 8,4’ü Türk, yüzde 2,3’ü ise kendisini Arap etnik kimliği ile ifade ediyor.

Araştırmada 43 farklı aşiret mensubuna ulaşılırken,  yüzde 53,2’si herhangi bir cemaate üye olmadıklarını belirtiyor.

Öte yandan katılımcıların yüzde 98,5’i İslam dinine mensup olduğunu bildirirken, yüzde 0,8’i Ezidi, yüzde 0,8’i ise ateist olduğunu beyan ediyor.

Katılımcıların yüzde 48’i HDP/DBP, yüzde 18,3’ü AK Parti, yüzde 3,8’i Saadet Partisi, yüzde 2,3’ü CHP, yüzde 1,5’i MHP, yüzde 1,5’i HÜDA-PAR eğiliminde olduğunu bildiriyor.

Yüzde 24,4’ü siyasi eğilimini açıklamıyor.

AŞİRETLER

Katılımcıların yüzde 32,1’i mensubiyetini hiçbir aşiret ve aile ismi ile tarif etmezken, yüzde 67,9’u kendilerini Karakeçili, Ertoş, Milli, İzol, Muhacir, Koşeyo, Brukan/Bruki, Ömer, Bini Ecri, Şeyhanlı, Kırvar, Zaxurani, Aliki, Helexi, Bucak, Kejan, Şemsikan, Taxuni, Berzenci, Koçeka, Ebu Hemdan, Süleymanlar, Arusoğlu, Gevdan, Jırki, Alan, Erki, Mıksi, Kepoğlu, Badikan, Boşati, İmam Ağa, Bekirhan, Çaruma, Pexnav, Gavesti, Qalbin, Selamoğulları, Xiyan, Rışkoti, Malabeg ve Hevidani aşiret veya aileye mensup olarak belirtiyor. 

DİNİ GRUPLAR

Yine katılımcıların yüzde 53,2’si herhangi bir cemaate üye olmadıklarını, yüzde 46,8’i ise Zehra, Süleymancılar, Nur, Menzil, Şeyh Hikmet, Rufai, Kadiri, Gülpınar, Demokratik İslam Kongresi, Şeyh Bub, MAZLUMDER, Mustazaflar, Meşveretçiler, İlim Yayma, Kuranlı, Mustafa İslamoğlu cemaati, Diyader, Yeni Asya ve Haznevi Cemaati’ne üye olduğunu belirtiyor. 

EĞİTİM DURUMU

Katılımcıların eğitim durumlarına bakıldığında, araştırmaya katılanların yüzde 6,3’ü okur-yazar olmadığını, yüzde 4,6’sı okur-yazar olmasına rağmen herhangi bir diplomaya sahip olmadığını belirtirken; yüzde 25,5’i ilkokul, yüzde 7,9’u ortaokul, yüzde 27,5’i lise, yüzde 26,7’si üniversite, yüzde 1,5’i lisansüstü mezunu olduğunu bildiriyor.