İşte savaşın eşiğindeki Hindistan ve Pakistan'ın askeri güçleri

Güneydoğu Asya'nın iki nükleer gücü Pakistan ile Hindistan arasında yaşanan ve mazisi 70 yıla dayanan gerilim, iki taraftan da milyonlarca kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlandı.

HABER MERKEZİ

Güneydoğu Asya'nın iki nükleer gücü Pakistan ile Hindistan arasında yaşanan ve mazisi 70 yıla dayanan gerilim, iki taraftan da milyonlarca kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlandı ancak Keşmir sorunu hala çözülemedi.

İngiliz hakimiyetinin 15 Ağustos 1947'de sona ermesinin ardından Hindu çoğunluk Hindistan'da, Müslüman çoğunluk da Pakistan'da kalacak şekilde bölge ikiye bölündü.

Hindistan ile Pakistan'ın bağımsızlıklarını kazanmalarının ardından Keşmir'in kontrolünün kimde kalacağı meselesi iki ülkenin üç defa büyük savaşa girmesine yol açtı.

Anlaşmaya göre, kendi geleceklerine kendilerinin karar vermesi istenen Keşmir halkının büyük çoğunluğu, 1947'de Pakistan'la yola devam etmek istedi.

Keşmir Mihracesi (Prens) Hari Singh'in, Hindistan'la anlaşarak Keşmir Emirliği'nin kontrolünü Hindistan'a vermesi ve ardından İngiltere'ye kaçması, on yıllar sürecek gerilimin fitilini ateşledi.

İKİ ÜLKENİN ASKERİ GÜCÜ

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'ne göre, Hindistan 2018'de orduya 58 milyar dolarlık bütçe ayırdı.

Silah altında (muvazzaf) 1,4 milyon askeri bulunuyor. (Bu rakama Keşmir dahil değil)

Pakistan ise 2018'de 11 milyar dolarlık askeri harcama yaptı. Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün verilerine göre, Pakistan 1993 - 2006 yılları arasında yıllık harcamaların yüzde 20'si ordunun harcamalarına ayrıldı.

Her iki ülke de nükleer başlık taşıma kapasitesine haiz balistik füzelere sahip.

Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'ne (CSIS) göre Hindistan'ın, 3 ile 5 bin km menzil arasında değişen dokuz çeşit operasyonel füzesi bulunuyor. CSIS'in raporları, Pakistan'ın elindeki füzelerin 2 bin kilometre menzile sahip olduğunu ve Hindistan'ın herhangi bir noktasını vurma kapasitesine sahip olduğunu gösteriyor.

Pakistan, 2011'de yaptığı bir açıklama ile envanterinde taktik nükleer silah kabiliyetine sahip füzelerin olduğunu duyurdu. Söz konusu silahların, daha küçük çaplı nükleer savaş başlıkları ve menzili 50 ile 100 kilometre arasında değişen kısa mesafeli füze saldırılarına karşı caydırıcı güç amacıyla hazır bekletildiği belirtildi.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'ne (SIPRI) göre, Hindistan 130 nükleer savaş başlığına sahip. Pakistan'ın elindeki nükleer başlık sayısı ise 150.

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nün (IISS) veirlerine göre, Hindistan'ın 3 bin 565 tankı, 3 bin 100 piyade savaş aracı, 336 zırhlı personel taşıyıcısı, 9 bin 719 adet topçu gücü var. Buna karşın 560 bin askeri bulunan Pakistan ordusunun elinde 2 bin 606 tank, bin 605 zırhlı personel taşıyıcı ve 375'i kendinden güdümlü olmak üzere 4 bin 472 havan topçu silahı bulunuyor.

Hindistan Hava Kuvvetleri, 814 savaş uçağına sahip. Ayrıca bu alanda 127 bin askeri personeli bulunuyor. Hindistan'ın hava gücünü, Çin ve Pakistan'a aynı anda karşı koyabilme kabiliyeti üzerine inşa ettiği biliniyor.

Pakistan'ın hava gücü ise ezeli rakibine göre daha az olmakla birlikte daha yeni. Pakistan'ın envanterinde Çin menşeli F-7PG ve Amerikan F-16 jetleri dahil 425 savaş uçağı mevcut. Hava gücünü modernize eden Pakistan, bu bağlamda Türkiye'den sık sık askeri alımlarda bulunuyor.

Hindistan donanması bir uçak gemisi, 16 denizaltı, 14 destroyer, 13 fırkateyn, 106 tam teşekküllü devriye ve sahil güvenlik savaş teknesi ile 75 muharebe yeteneğine sahip uçaktan oluşuyor. Hindistan'a göre daha küçük bir sahil şeridine sahip olan Pakistan 9 fırkateyn, 8 denizaltı, 17 sahil güvenlik ve devriye gemisi ve 8 muharebe yeteneğine sahip uçağı var. (Kaynak: Euronews)