DEVA Partisi’nden anadil ve Kürt sorunu mesajı

Ali Babacan’ın liderliğinde kurulan DEVA Partisi’nin programında anadille ilgili düzenlemelerin yapılması ve Kürt sorununa yönelik çözüm önerileri dikkat çekiyor.

K24 - ANKARA

Ali Babacan’ın liderliğinde kurulan DEVA Partisi’nin programında anadille ilgili düzenlemelerin yapılması ve Kürt sorununa yönelik çözüm önerileri dikkat çekiyor.

Eski Türkiye Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kurucusu olduğu Demokrasi ve Atlım Partisi’nin (DEVA) programını Ankara'da düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı.

“İnsan haklarının ihlal edilmesi, özgürlüğümüzün kısıtlanması ızdırap yaratıyor. Ayrıştırcı, ötekileştirici siyaset dili toplumumuzu sürekli geriyor” diyen Babacan, “Korku siyaseti hepimizi yordu. Bu ülkenin insanı son birkaç yıldır çok üzüldü. Artık geldik buradayız. Bu üzüntülerin daha da büyümesine izin vermeyeceğiz, zaman Türkiye için sorumluluk alma zamanı” ifadelerini kullandı.

Babacan konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu üzüntülerin daha da büyümesine izin vermeyeceğiz. Zaman ümitsizlik zamanı değil, zaman Türkiye için sorumluluk alma zamanı. Türkiye için demokrasi, atılım zamanı geldi. Artık Türkiye için iyileşme zamanı geldi diyoruz. Derdinize ortak arıyorsanız, biz devayız. Derdinize hızlı çözüm arıyorsanız, biz devayız. Artık DEVA zamanı diyoruz. Tüzük ve programımızı çok geniş katılımla, istişare ve ortak akılla hazırladık. Bu kadar geniş bir katılımla bir siyasi parti programı hazırlanması bir ilk… Keşke ülkede şartlar biraz daha normal olsaydı da, tüm ülkemizin genelinde bizleri aydınlatan, katkı veren arkadaşlarımızın hepsi burada olsaydı. Ama biz onları anlıyoruz. Bugünler de geçer inşallah.”

“Ayrımcılık ve ötekileştirmenin yaşanmayacağı bir gelecek için yola çıktık” diyen Babacan, “Etnik, dini, mezhebi ve kültürel çeşitliliği yansıtacak bir vatandaşlık için çaba harcayacağız. Basın özgürlüğü önündeki tüm engelleri kaldıracağız. Demokratik bir anayasayı hayata geçirmek öncelikli hedeflerimizden biri olacaktır. TBMM'yi milli iradenin en yüksek şekilde temsil edildiği, siyasal sistemin merkezinde yer alan ve yürütmeyi etkin şekilde denetleyen bir organ haline getireceğiz” diye devam etti.

ANADİL MESAJI

Parti programında anadilde hak talebi ve Kürt meselesine yönelik çözüm yer alırken, programda kuvvetler ayrılığı, parlamenter sistem vurgusu da dikkat çeken diğer konular olarak göze çarpıyor.

Anadilin temel bir hak olduğu belirtilen parti programında şunlar yer alıyor:

“Resmi ve ortak dilimiz olan Türkçe’nin iyi öğretilmesi esas olmakla birlikte anadile ilişkin talepleri, vatandaşlarımızın kültürel farklılıklarının tanınması, temel bir insan hakkı ve pedagojik bir gereklilik olarak ele alıyoruz. Bu itibarla, anadil hakkı kapsamında bütün vatandaşlarımızın anadillerini kullanmaları ve geliştirmeleri için gerekli düzenlemeleri yapmayı hedefliyoruz.”

KÜRT SORUNUNA ÇÖZÜM YAKLAŞIMI

“Kürt sorununu hukuku tahkim ederek çözüleceği” belirtilen programda şu ifadeler yer aldı:

“Türkiye’nin insan haklarına dayalı demokratik bir hukuk devleti olma konusundaki eksiklikleri, Kürt sorununun da kaynağında yatan temel faktördür. Uzun bir tarihi arka plana sahip olan bu sorun, iktisadi, siyasi ve insani açılardan pek çok olumsuz sonuç doğurmaktadır. Hayati önemi haiz bu konunun birçok boyutu bulunmakla beraber esasında bu sorun, Kürt vatandaşlarımızın demokratik hak, özgürlük ve eşit vatandaşlık taleplerinin karşılanmasıyla ilgilidir. Demokrasi ve Atılım Partisi olarak Kürt sorununu, vatandaşlarımıza güven temelinde siyasi kanalları açık tutarak, taleplerin rahatlıkla tartışılacağı demokratik zemini inşa ederek, özgürlük alanlarını genişleterek ve hukuku tahkim ederek çözeceğiz.”

“Demokratik devletler, vatandaşlarının anadillerine yönelik taleplerine cevap üretmekle yükümlüdürler” denilen parti programı şöyle devam ediyor:

“Kürt sorununu çözüme kavuşturmuş bir Türkiye’nin demokraside ilerleyeceğine, kaynaklarını ihtiyaç duyduğu alanlarda kullanarak ekonomisini güçlendireceğine, hukuki standartlarını yükselteceğine, dış politikada hareket alanını genişleteceğine ve sosyal dokusunu kuvvetlendireceğine olan inancımız tamdır. Bu bağlamda öne çıkan en önemli konu, anadilin korunması, kullanılması ve geliştirilmesidir. Vatandaşlarına resmi dili öğretmek ve kullanmalarını sağlamak, her devletin hem hakkı hem de görevidir. Bununla birlikte, demokratik devletler, vatandaşlarının anadillerine yönelik taleplerine cevap üretmekle de yükümlüdürler. Bu yükümlülüğün yerine getirilmesinin hem toplumsal çoğulculuğun muhafazasını sağlayacağına hem de vatandaşların ülkelerine olan aidiyet duygularını pekiştireceğine inanıyoruz.”