Türkiye-Rusya arasında DAİŞ’e karşı ortak operasyon ittifakı

Astana görüşmeleriyle ilgili hazırlıklar devam ederken Ankara ile Moskova arasında DAİŞ’e karşı ortak operasyonları öngören yeni bir anlaşma gerçekleştiği bildirildi. Bu çerçevede ilk operasyonun yapıldığı bildiriliyor.

Kazakistan'ın başkenti Astana görüşmeleriyle ilgili hazırlıklar devam ederken Ankara ile Moskova arasında DAİŞ’e karşı ortak operasyonları öngören yeni bir anlaşma gerçekleştiği bildirildi. Rus Kommersant gazetesinin geçtiği haberine göre Ankara ile Moskova, DAİŞ'e karşı ortak operasyonlar gerçekleştirmeyi amaçlayan yeni bir ittifak anlaşması gerçekleşti ve bu anlaşma çerçevesinde DAİŞ’e karşı ilk kez ortak operasyon düzenlendi. Moskova açısından Ankara ile kurulan ittifakın kritik bir önem taşıdığının belirtildiği habere göre bu ittifakın Rusya açısından Batı'nın Suriye'de çözüm için inisiyatif almasının önüne geçmek ve Astana'da Beşar Esad'ın süresiz olarak iktidarda kalması konusunda garanti elde etmeye çalışan İran'ın rolünü kısıtlamak gibi bazı hedeflerin gerçekleştirilmesini sağladığı belirtiliyor.

Ortak muhalefet

Sergey Strokan ve Maksim Yusin imzasıyla yayınlanan Kommersant haberde şu ifadelere yer veriliyor:

Rusya, Türkiye ve İran, Suriye diyalogu yeniden başlamadan önce 23 Ocak'ta Astana'da ve 9 Şubat'ta Cenevre'de, tarafları müzakere masasına oturtmak ve yeni bir diplomatik fiyasko yaşanmasını önlemek için görüşmelerini aktif şekilde sürdürüyor. Bu çabalar çerçevesinde Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov, Moskova'da Suriye Değişim ve Özgürlük İçin Halk Cephesi Başkanı Kadri Cemil ile görüştü. Rus Dışişleri'nden yapılan açıklamaya göre Bogdanov ve Cemil, Suriye muhalefetinin, çözüme yönelik siyasi süreçlere daha yapıcı biçimde katılım sağlamak için bir ortak platform kurma perspektifini ele aldı. Cemil, Astana'daki Suriye barış görüşmeleri için sadece hükümet yetkilileri ve silahlı muhalif grupların temsilcilerine davetiye gönderildiğini, Suriye'deki muhalefetin ise davet edilmediğini belirtti. Muhalefette birkaç farklı heyet bulunmasının görüşmeler için engel teşkil ettiğini düşünen Cemil'e göre ana hedef, muhalefet içinden ortak bir heyet kurmak olmalı.

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad da Astana'daki görüşmeler Suriye'yi ziyaret eden Fransız milletvekilleriyle yapılan görüşmede DAİŞ ile El Nusra (yeni adıyla Fetih el Şam hariç 91 muhalif grupla müzakerelere hazır olduğunu ifade etmişti. Esad ayrıca, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın politikaları nedeniyle Türkiye'nin istikrarsız bir ülke haline geldiğini ve Erdoğan’a güvenmediğini belirtmişti.

Erdoğan: Ateşkes büyük bir fırsatı geliştirecek

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Suriye'de çözüm çabalarında somut sonuç alınmasını bekliyor. Ankara'da büyükelçilere hitap eden Erdoğan, "Rusya ve İran ile birlikte Astana'da müzakereler için gerekli ortamı sağladık. Mevcut ateşkes, her ne kadar ihlal edilse de, büyük bir fırsat penceresi açıyor. Suriye'deki krizin siyasi yöntemlerle çözülmesini umuyoruz" dedi.

Katılımcıların belirsizliği sorun teşkil ediyor

Öte yandan, Astana'da başlayacak barış süreciyle ilgili iyimser açıklamalara rağmen, Astana yolundaki bazı engeller Şam ve muhalefet arasındaki müzakereleri oldukça zorlu hale getiriyor. En önemli sorunlardan biri katılımcıların kimler olacağı. Zira bu durum, daha önce taraflar arasındaki görüşmelerin önünde aşılamayacak bir sorun teşkil etti. Esad, Fransız basınına verdiği mülakatta Astana'da sadece 'gerçek' muhalefetle konuşacağı uyarısında bulunarak "Gerçek derken Suriye'de kökleri olanlardan bahsediyorum. Suudi, İngiliz ya da Fransızlardan bahsetmiyorum. Suriye ile ilgili konuları Suriye muhalefeti konuşmalı. Konferansın başarısı buna bağlı" demişti.

DAİŞ’e karşı ilk ortak operasyon

Esad'ın Ankara'nın arabulucu rolünü tanımadığı, Tahran'ın Türkiye'nin Suriye'deki askeri varlığını ve Erdoğan'ın İran yanlısı silahlı grupları ülkeden çıkarma girişimlerini kabullenmediği bir dönemde Rusya ile Türkiye arasındaki siyasi yakınlaşma kritik bir önem kazandı. Moskova ve Ankara, Suriye'de DAİŞ'le mücadele operasyonlarını ilk kez askeri müttefik sıfatıyla gerçekleştirdi. Birbiriyle 12 kez savaşan iki ülkenin tarihinde, çok nadir olarak askeri ittifaklar kuruldu. Suriye'nin kuzeyinden gelen açıklamalar ise beklenmiyordu: "DAİŞ'in elindeki El Bab'da operasyon düzenleyen Türk birlikleri, aralık sonundan itibaren Rus Hava-Uzay Kuvvetleri'nden düzenli destek almaya başladı." Bunda NATO üyesi sıfatıyla Türkiye’nin ABD’nin başını çektiği uluslararası koalisyondan El Bab operasyonu için destek almamasının rolü yadsınamaz.

Türkiye-Rusya işbirliğinin şekillenişi

ABD, Türkiye'ye yardım konusunda henüz planlama aşamasındayken, El Bab'daki Rusya-Türkiye işbirliği somut olarak şekillenmeye başladı. Bu arada Rusya ve Türkiye'nin zafer elde edene kadar sürdürmeyi planladığı El Bab'daki ortak operasyonu, Moskova-Ankara-Tahran üçgeninde daha fazla ayrışma tehdidi oluşturmaya başladı. Zira Şam'dan davetiye almadan Suriye'ye giren Türk ordusunun bu ülkede yasadışı olarak bulunduğunu savunan İran, bu pozisyonunda geri adım atmıyor. Rusya ise bu duruma farklı bir açıdan yaklaşıyor. Moskova için DAİŞ'le mücadele ana hedef olmaya devam ediyor ancak tek öncelik bu değil. Moskova için Ankara ile kurulan ittifak kritik bir önem taşıyor ve bazı hedeflerin gerçekleştirilmesini sağlıyor: Batı'nın Suriye'de çözüm için insiyatif almasının önüne geçme ve Astana'da Esad'ın süresiz olarak iktidarda kalması konusunda garanti elde etmeye çalışan İran'ın rolünü kısıtlama.