Görür’den deprem açıklaması: Sismik boşluk yarattı, süre azaldı

Prof. Dr. Naci Görür, 1999’daki Gölcük depreminin Marmara’nın ortasında bir sismik boşluk yarattığına dikkat çekerek yapılması gerekenleri sıraladı.
Naci Görür
Naci Görür

HABER MERKEZİ

17 Ağustos 1999'da meydana gelen depremin üzerinden 24 yıl geçti.

Prof. Dr. Naci Görür, 1999’daki Gölcük depreminin Marmara’nın ortasında bir sismik boşluk yarattığına dikkat çekerek yapılması gerekenleri sıraladı.

Türkiye'nin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli olaylardan biri olan 17 Ağustos 1999'da meydana gelen depremde, resmi raporlara göre 17 bin 480 kişi öldü, 23 bin 781 kişi yaralandı. 285 bin 211 ev, 42 bin 902 iş yeri de hasar gördü. 2010 yılında yayımlanan Meclis araştırması raporuna göre ise hayatını kaybedenlerin sayısı 18 bin 373, yaralananların sayısı 48 bin 901 kişi olarak belirtildi. Türkiye için bir başka felaket ise 6 Şubat'ta gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli depremler oldu. 17 Ağustos depreminin üzerinden 24 yıl geçerken gözler tekrar olası İstanbul depremine çevrildi. Uzmanlar, Marmara Bölgesi'nde 7'nin üzerinde deprem beklendiği uyarısında bulunuyor.

Prof. Dr. Naci Görür Cumhuriyet'e yaptığı değerlendirmede 1912 yılındaki Şarköy depremi sonrası 1999’daki Gölcük depreminin Marmara’nın ortasında bir sismik boşluk yarattığını söyledi. Görür, “Bu oluşan boşlukta deprem bir ihtimal değil, zorunluluktur” dedi, büyük Marmara depremi için sürenin azaldığı uyarısında bulundu.

Gölcük depremi sonrası konunun, dönemin Ecevit hükümeti tarafından ciddiye alındığını, önemli adımlar atıldığını ve bu kapsamda güçlendirme, arama kurtarma gibi alanlarda çalışmalar yapıldığını belirten Prof. Dr. Görür, “Kanun hükmünde kararname ile Ulusal Deprem Konseyi kuruldu. Alanında uzman kişilerden oluşan bu ekip, hem farkındalık oluşturdu hem çeşitli önerilerde bulundu. Ancak konsey, işlevini yitirdiği gerekçesiyle 6 Ocak 2007 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan genelge ile bize haber bile verilmeden lağvedildi. Eğer başlandığı gibi devam edilseydi, İstanbul’u çoktan kurtarmış olurduk” diye konuştu.

“Kentsel dönüşüm, müteahhitlik projesi olarak algılandı, rantsal dönüşümle lüks yerlere öncelik verildi” ifadelerini kullanan Görür, yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:

* Yerleşim alanları o bölgeye özel mikro bilgilendirme verileri ışığında yapılanacak. Cumhurbaşkanına, belediye başkanına ya da valiye göre şekillenmeyecek. Deprem bölgelerinde yönetim özel bilgi ve birikim ister. Deprem azgınlıktan oldu diyenle nasıl depreme hazırlanılacak?

* Halk bilinçli olacak. Halk denetleyici olmazsa imar barışı yapılır, yapanlar da omuzlara alınır.

* Yol, viyadük, kanalizasyon, içme suyu şebekesi gibi unsurlarda eksiklikler tespit edilip güçlendirilecek.

* Nüfusa fazlasıyla doymuş bir şehirde yeni konutlar, yeni yıkım ve ölümler demek. İstanbul’da imar ve iskân, özel durumlar dışında yasaklanmalı. Seçilen rezerv bölgelere yeni konut yerine geçici prefabrik konutlar yapılmalı.

* 6 Şubat depremleri sonrası ortaya çıkan yüz milyon ton göçük malzemesinde her türlü zehirli madde var. Moloz dökme işlemleri uluslararası yöntemlere uygun yapılmalı.

* Bu işin şakası yok, deprem en büyük ekonomik felaket. Türkiye’yi İstanbul’un beslediği yerde Marmara depremi ile Türkiye diz üstü çöker. Ekonomik, hatta siyasi bağımsızlığını kaybeder. Vakit kaybetmeden ekonomiyi teşvikle Anadolu’ya göndermek, oraya yaymak gerekiyor."